1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Komşuda yangın varsa "Bana ne!" diyemezsin...

-“Eskişehir’i dolaşıyoruz. Cafelere gidip oturuyoruz örneğin. Bizim sipariş ettiklerimizi getiren gençlere soruyorum. Garson olarak çalışanların büyük bir kısmı üniversite öğrencisi… Aralarında mezun olanlar var. Ciddi bölümleri bitirmişler. Bitirdikleri bölümlerle alakalı bir iş bulmaları mümkün olmadığı için mecburen bu işi yapıyorlar. İnsan ister istemez ‘Bu çocuklar yıllarca bu eğitimi niçin aldı? Madem bu işte çalışmak durumunda kalacaklardı, keşke turizm ve ilgili bölümlerde okusalardı. Ya da meslek eğitimi alsalardı’ diye düşünüyor. Bu elbette onların suçu değil. Suç bizim. Onlara, eğitimini aldıkları iş imkânlarını sağlamamız lazım.”

***

-“Belediye başkanları için rutin belediye hizmetleri ile ilgili sınırlar çiziliyor. ‘Yol yap, kaldırım yap, çöp topla gibi’ Hâlbuki gençlere aldıkları eğitimle alakalı işler yaratılması da belediye başkanlarının görevidir. Ben bunu önemsiyorum. ‘belediye başkanı olarak iş bulmak, iş yaratmak benim görevim değil’ diyemem. O yüzden Eskişehir her alanda ileri teknoloji malların üretiminin yapıldığı bir şehir olmalı. Silikon vadileri kurulmalı. Dünya’da, Avrupa’da, İstanbul’da, üretim ve iş anlamında ne varsa Eskişehir’de de olmalı…
***
-“Oğlumdan örnek vereyim. İyi bir eğitim gördü. Dört tane dil biliyor. Şu anda İstanbul’da bir işte çalışıyor. çok da hak ettiği bir ücret almıyor. ‘Gel Eskişehir’e’ desek ‘Geleyim gelmesine de ne iş yapacağım’ diye sorar haklı olarak. O yüzden Eskişehir’de, herkesin aldığı eğitim ölçüsünde çalışabildiği iş imkanları yaratılmalı. Eskişehir sahip olduğu altyapısıyla bunu yapabilecek bir kent. Belediye başkanları da bunun sağlanmasında öncü olmalı, imkan yaratmalı”
***

O yüzden, seçim kampanyası boyunca şehrin mevcut sorunları ve yapılması gerekenlere yönelik pek çok projemiz olacak. Fakat bu projeler içinde sözünü ettiğim iş imkanlarına yönelik projeler de yer alacak. Bunları duyunca kimse şaşırmasın. ‘Bu belediye başkanının işi mi şimdi?’ diye kimse sorgulamasın. Belediye başkanı şehrin abisidir. Görevi sadece rutin belediye hizmetlerini yapmaktan ibaret değildir. Komşuda yangın varken kimse ‘bana ne’ diyemez
***

Yukarıdaki sözler AK Parti Büyükşehir belediye başkan adayı Burhan Sakallı’ya ait.
Dün gazetemize yaptığı ziyaret sırasındaki sohbetimizden bir bölüm…
Belli ki yukarıda bahsettiği konuyu önümüzdeki günlerde seçim çalışmalarının üstlünde bir yerde konumlandıracak…
Belki de konuyu en önemli seçim vaatlerinden biri yapacak
Söylediklerini paylaşmak istedik…


.....


Her şeyin bir ömrü var…


Daha öncelerini pek hatırlamayız…
Mesleğe başladığımız 84 yılında Anavatan Partisi tek başına iktidar olmuştu.
Eskişehir’in 5 milletvekilinden 3’ünü kazanmıştı ANAP.
Cemal Büyükbaş, İsmet Oktay, Mustafa Balcılar iktidar partisinin Eskişehir milletvekilleriydi…
Her üçü de Kamu kurum ve kuruluşları üzerinde etkili isimlerdi.
Yapılacak atamalarda kesinlikle üçünden birinin onayı şarttı.
Aynı partiden olmalarına rağmen zaman zaman görüş ayrılığına düşseler de…
üçü de Eskişehir’e hakimdi.
Onların istemediği hiçbir şey olmaz…
Onların istediği anında olurdu.
Kısacası üç milletvekiliyle birlikte Anavatan partisi güçlüydü ve bu gücü olabildiğince kullandı.
Bu güç hiç bitmeyecek gibiydi ama…
Tek başına iktidarı 8 yılda sona erdi.
Gücün bitmesiyle birlikte, parti de, partinin kudretli isimleri de bitti.
O yıllarda “Bir gün gelecek bu parti de bu iktidar da bitecek” denilseydi, kimse inanmazdı.
çünkü…
öylesine bir güç, arkasında öylesine bir destek vardı ki ortaya konulmuş, adeta sonsuza kadar sürecek gibiydi…
HHH


Anavatan Partisinden sonra Doğru Yol Partisi geldi iktidara…
Tıpkı Anavatan gibi, Eskişehir’in 5 milletvekilinden 3’ünü kazandı.
Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek ve Fevzi Yalçın.
Cindoruk’u anlatmaya gerek yok…
Siyasetin oldukça kudretli bir ismi. TBMM Başkanı.
Bir dediği iki olmayacak, hatırı kırılmayacak birisi.
İbrahim Yaşar Dedelek, kısa süre de Parti içinde yükselmiş, söyledikleri dinlenilen, masaya her vurduğunda isteği yerine getirilen bir isim.
Fevzi Yalçın ise, parti teşkilatında görev almış, sözü dinlenen bir isim.
Onlar da o kadar güçlü geldiler ve bu gücü o kadar olabildiğince kullandılar ki, yapamayacakları, yaptıramayacakları hiçbir şey yoktu.
Kamu kurum ve kuruluş atamalarında, karar hep onların oldu.
İstedikleri yapıldı, istemedikleri asla yapılmadı.
çünkü devir Doğru Yol Partisi ve onların devriydi.
Güç hiç bitmeyecek gibiydi ama onların da gücü bitti.
Güçle birlikte partileri de…
Hâlbuki…
O yıllarda “Bir gün gelecek bu parti de bu iktidar da bitecek” denilseydi, kimse inanmazdı.

HHH


DYP nin ardından, DSP nin iktidarına şahit olduk.
DSP’de iktidar olduğunda Eskişehir’den üç milletvekili çıkarttı.
Mahmut Erdir, Necati Albay ve Mail Büyükerman.
Güçlüydüler ama doğrusunu söylemek gerekirse bu gücü kullanmadılar.
Kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan atamalar konusunda baskıcı olmadılar.
Ama yine de, istediklerini yaptırmak için bastırdıkları oldu.
Neticede, bir şekilde iktidar gücünü kullandılar.
Ne de olsa DSP iktidardı ve gücünü kullanacaktı,
Onlar da güçlerini hiç bitmeyecek sandılar ama güç de bitti partileri de…
Aynı şekilde…
O yıllarda “Bir gün gelecek bu parti de bu iktidar da bitecek” denilseydi, kimse pek inanmazdı.
Bitti. O da bitti…

HHH

En son AKP geldi iktidara.
O da tıpkı iktidar olan tüm partiler gibi Eskişehir’den 3 Milletvekili çıkarttı.
Onlar da diğerleri gibi güçlüydü.
Hatta onlardan daha güçlüydüler.
O güne kadar yapılan hiçbir seçimde alınmayan oyu almışlardı.
Onlarda diğerleri gibi bu gücü sonuna kadar kullandı.
Halende kullanmaya devam ediyor.
Ne diyelim…
Güç şimdi onlarda…
Güçleri hiç bitmeyecek gibi…
Gerçi bugünkü iktidarın 16-17 yıldır devam ediyor olması hem bir ilk hem de son derece büyük bir başarıdır ama…
Gerçi bugün için de birileri çıkıp  “Bir gün gelecek bu parti de bu iktidar da bitecek” dese yine kimse inanmaz ama…

öte yandan da yukarıda saydığımız partilerin akıbeti ortada…
Zira…
Bir gün gelecek, tıpkı öncekilerde olduğu gibi güç de bitecek, parti de…
Zira…
Sonsuza kadar iktidar olan, iktidarda kalan yok...

Zira…
İktidarların da tıpkı canlılar gibi bir ömrü var…
Biri 2 yıl yaşar o iktidarı, bir diğeri 10 yıl, başka biri 20 yıl.
Sonuçta iktidarlar da bir şekilde ömrünü doldurur…
Tıpkı her şey gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi