Eskişehir’de sıcaklıklar artıyor.

Sıcaklıkların artmasıyla birlikte katlanması da tahammül etmesi de zorlaşıyor elbet.

Bunaltıyor, deli ediyor, sinirleri alt üst ediyor desek yeridir.

Uzmanlar her gün açıklama yapıyor.

Özellikle belirli yaş grubundaki insanları öğlen saatlerinde çok zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaları konusunda uyarıyor.

Tabi biz Eskişehir halkı olarak hamam kültürünü de seviyoruz.

Kışın, yazın vazgeçemiyoruz.

70 yaşındaki bir vatandaş öğlen sıcağında torunuyla birlikte hamama gidiyor.

Elbette son derece tehlikeli bir durum.

“40 derece sıcaklıkta hamamda ne işi var be amca” diye soramadan edemiyor insan?

O ayrı mevzu…

Soruyor sormasına ama olmuş bir kere.

Yapmış bir hata.

Bunaltan sıcaklar sonrasında bayılıyor, başına darbe alıyor.

Şans eseri oradan geçiyoruz.

Ambulansı fark ediyoruz.

Olayın başından sonuna kadar şahit oldum diyebilirim.

Kumandalı dubalar nedeniyle ambulans giriş yapamıyor.

Yaklaşık 10 dakika boyunca kumanda bekleniyor, baktılar ki kumanda gelmiyor, sağlık görevlisi elinde sedye hamamın önüne koşuyor.

Yaklaşık 50 metre gidiyor.

O önde, biz arkada takip ediyoruz.

Yaşlı amcaya önce sedyede ardından ambulansın içerisinde ilk müdahale yapılıyor.

Bir ara kalbi duruyor.

Kalp masajıyla hayata döndürülüyor.

Torunu ise tedirgin şekilde hamam içerisinde gözetim altına alınıyor, ailesine haber veriyor.

Gerçekten içimiz burkuldu.

Hatalı da olsa bir etkinlik daha üzücü şekilde son bulabilirdi.

Bir can yansaydı sorumlulardan biri Odunpazarı Belediyesi olacaktı.

Neden?

Erken müdahalenin önemini biliyoruz.

Yaklaşık 10 dakikadan bahsediyoruz.

Kısa bir süre değil.

0 10 dakika o kadar önemli ki kimse itiraz etmeye kalkmasın.

Bu dubaların işlevini de biri bana anlatsın.

Daha önce de büyük sorunlara yol açtı.

Olası yangında vs. bir durumda itfaiyenin giremediği durumlar oldu.

Özellikle Hamamyolu Caddesi hamamların yoğunlukta olduğu bir bölge.

Odunpazarı Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyeler kumandalı dubalara karşı önlemini almalı, gerekirse kaldırılmalıdır.

Bir can yansa bunun hesabını kim verecekti?

O torunun yaşadığı tramva ömür boyu sürecekti.

Hafızasından kolay silinmeyeceği de aşikar.

Bir can bu kadar değersiz değil.

Yetkililer taşın altına elini koysun ve lütfen gerekeni yapsın.