
Gazi Özdemir
KUR'AN'A GÖRE ÖLÜM VE ÖLDÜRME-2
Yayınlanma:
Dünya'da yaratılanlar içinde de en güzel ve farklı özelliklerde yaratılan Beşerdir /insandır ve diğer bütün yaratılanlar muazzam hassas bir denge halinde ve beşer /insan faydalansın diye yaratılmış olmaktadırlar. Dolayısıyla da başta Dünya ve beşer /insan olmak üzere, bütün yaratılanlara zarar verilmemesi gerekmektedir. Öncelikle Dünya, biz öğrenci Ruh'lar için eğitim okulumuzdur. Burada yaratma ve öldürme temel prensibi ile döngüsü söz konusudur. Bu nedenle de okul binamızın temel yapıları olan kara, deniz ve havadan oluşmuş dengelilik hallerini korumamız ve kirlenmemelerine dikkat etmemiz şarttır. Rum-41 nci ayette, bu dengeyi bozma girişimlerimizin doğal afet şeklinde karşılık bulacağına vurgu yapılmaktadır (Rum-41. İnsanların kendi işledikleri olumsuzluklar ve yaptıkları yanlışların yansımaları /sonuçları yüzünden, karada ve denizde doğal felaketler oluşmaktadır. Belki bu felaketlerden ders çıkarıp yapmakta oldukları yanlışları fark edip doğruya yönelirler diye Allah, hak ettikleri azabın çok azını böylece onlara tattırmaktadır). Bu durumda, oluşan doğal afetlerin bir kısmı, o toplum böyle bir azabı hak ettiği için veya sınavları nedeniyledir veya oradaki insanlar birer görevli ve başkalarının sınav aracı olarak bu felakete maruz bırakılmışlardır diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu konuda ve sebebine yönelik konuşmak, yorum yapmak şirk koşmak olacaktır.
İnsanın faydalanması için yaratılmış olan bitki ve hayvanları da, zararlı olacak olanlar hariç korumamız bizim görevlerimizdendir. Çünkü bunların insanlar beslensinler diye yaratılmış oldukları Mümin-79-80, Nahl-5 ve Hac-36 ncı ayetlerde belirtilmiştir (Mümin-79. Bir kısmına binesiniz, bir kısmından da beslenesiniz diye, sizin için hayvanlar yaratan Allah'tır. 80. Sizin için o hayvanlarda çok çeşitli faydalar bulunmaktadır. Gönlünüzün istediği gibi onlardan yararlanırsınız. Onlarla ve gemilerle de taşınırsınız). Hayvanların da insanlar gibi Dünya'da sınavda oldukları ve yine hesap vermek üzere Mahşer'de toplanacakları vurgulanmıştır (En'am-38. Kanatlarıyla uçan kuşlar dâhil, yeryüzündeki tüm canlılar /dabbeler, siz insanlar gibi bir araya gelmiş organize birer toplulukturlar /ümmettirler. Ve Biz, ana kitapta /Levh-i Mahfuz'da yarattıklarımızla ilgili hiçbir şeyi eksik bırakmadık. En sonunda bütün canlılar mahşerde, Rablerinin huzurunda toplanacaklardır). Buna
göre de, bütün canlıların günah ve sevap işlemeleri söz konusu demektir. Dolayısıyla da hayvanlara da insanlar gibi kötü davranılmamalı ve işkence edilmemeli, uygun olanlara yardım edilmeli ve korunmalıdırlar. Madem ki insan olsun, hayvan olsun bütün canlılar günah ve sevaplarından hesaba çekilecek, o zaman bunlardan herhangi birini kasten öldürmek hem bütün insan veya hayvanları öldürmekle eş büyük bir günah sayılmış, hem de katil olana, öldürdüğünün bütün günahlarının yükleneceği belirtilmektedir (Maide-29. (Habil, kendisini öldürecek olan kardeşi Kabil'e) "Ve hem kendinin, hem de benim günahlarımızı birlikte yüklenerek Cehennem'e girmeni isterim. Çünkü zalimler böyle cezalandırılır" diyerek Allah'a olan bağlılığını açıklamıştı. Maide-32. İşte bunun gibi, İsrailoğullarına da Tevrat'ta şöyle dedik: Kim suçsuz bir kişiyi kasten öldürmemiş veya yeryüzünde bozgunculuk yapmamış /terör estirmemiş bir kişiyi öldürürse, tüm insanları öldürmüş gibidir. Buna karşılık her kim de bir canı kurtarırsa /yaşamasına neden olursa, bütün insanları kurtarmış gibi olur). Hatta Nisa 93 ncü ayette, haksız ve kasten insan öldürenin sorgusuz sualsiz doğrudan Cehennem'e gönderildiğine dikkat çekilmektedir. İşte bu uygulama bilgisinin insanlar tarafından bilinmesi, bütün cinayetler yanında özellikle kadın cinayetlerini önlemede oldukça önemli olacaktır diye düşünüyorum (Nisa-93. Kim de bir mümini kasten öldürürse, sorgusuz ve doğrudan karşılık olacak cezası, belirsiz sürelerle kalacağı Cehennem'dir. Allah, artık onu gözden çıkarmış, lanet etmiş ve onun için hayal edemeyeceği kadar oldukça şiddetli bir azap hazırlamıştır). Çünkü yazının girişinde değinmiş olduğum gibi Dünya ve canlı, cansız bütün yaratılanlar, beşer /insan faydalansın ve yaşamını devam ettirsin diye yaratılmıştır. Ve bu yaratma insan neslinden Mümin veya İnsan-ı Kâmil aşamasını başarabilenleri seçmeye, belirlemeye yönelik İlahî bir projedir. Kasten insan öldürmek ise, bir nevi bu projenin seyrine zarar vermek olacağından, kesin ve açıkça yasaklanmaktadır. Hatta bu görüşüm paralelinde olmak üzere İsra-33 ve Bakara-178 nci ayetlerde belirtildiği gibi, ek bir insan ölmesin diye katilin öldürülmesi yerine cezalandırma uygulaması önerilmektedir. Kur'an'ın indirildiği topluma hitaben bu cezalandırma fidye ödeme şeklinde olmuştur. Tabi bu öneri müteşabih bir öneridir ve toplumlara göre farklı uygulanacaktır. Benim görüşüm, bu fiilin kesinlikle af kapsamına girmeksizin "Ağırlaştırılmış Müebbed" şeklinde cezalandırılmasıdır (İsra-33. Allah'ın saygıya lâyık gördüğü bir insanı haksız yere öldürmeyin. Kim hak etmeksizin öldürülürse, mirasçılarına ölenin fidye olarak hakkını alması için hak vermişizdir. Ancak o da intikam alma yanlışlığına kapılıp sınırı aşmasın ve hemen öldürmeye kalkışmasın, çünkü kendisine daha fazlasına izin verilmemiştir). Hatta Şura-42 nci ayete baktığımızda, değil kasden öldürme, doğrudan doğruya saldırma da yasaklanmaktadır (Şura-42. Ancak haksız yere insanların maddi-manevi-bilgi-huzur gibi imkânlarını gasp ederek onlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere saldıranlar /terör estirenler mutlaka cezalandırılır).
Belirgin bir Ruh hastalığı dışında, birilerine ani kızgınlık veya hayal kırıklıklarına dayandırılarak intihar etme de kasden öldürmeye gireceğinden, böylesi bir girişim de yukarıda saydığım sonuçlara yol açacak demektir.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN TÜRKÇESİ" ve "KUR'AN KADINI KORUYOR" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 26 Ağustos 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Eski MİT binasında) Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.