
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KÜRESEL ISINMA
Bir okuyucumuz, "Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından düzenlenen, 'Türkiye'nin Gerçeği ve Kömürün Önemi' konulu panelde, Kömür ve Termik santrallerin zararlarından ,özellikle de fosil yakıtların, küresel ısınmaya etkisinden bahsedilmedi, Sizde yazılarınızda, küresel ısınmadan, yeteri kadar bahsetmiyorsunuz.... diyerek, panelle ilgili görüşlerini de aktardı.
Eskişehir' de, gerçekleştirilecek olan, Alpu Termik Santrali ve Mihalıççık' taki Yunus Emre Termik Santralı, ülkemiz ve dünyadaki diğer tüm termik santrallerin, Küresel ısınmaya etkisi vardır. Ayrıca kömür, dünya üzerinde, en büyük kirlilik yaratan, enerji kaynağı ve küresel karbondioksit (CO2) emisyonlarının, tek başına, en büyük sorumlusudur.
Ayrıca Kömür, iklimi değiştiren, en tehlikeli fosil yakıt. Dünyadaki enerji kaynaklı toplam karbon salınımlarının %41'inden tek başın, kömürlü termik santraller sorumludur.
Aslında ülkeler, bir süredir küresel ısınma ve iklim değişikliklerini önleyerek insanlığın geleceğini kurtarabilmek için, çareler arıyor, konferanslar düzenliyor.
Nitekim İklim değişikliği konusunda ilk toplantı 1979 yılında, Cenevre'de yapıldı. 2020 yılında uygulama süresi bitecek olan Kyoto Protokolü; 2015 Aralık ayında ise Paris'te 195 ülkeden 40 binden fazla delegenin katıldığı, Paris İklim Konferansı toplandı.
Tüm dünyada, her yıl kömürlü termik santraller, 11 milyar ton CO2 salımına neden olmaktadır. Eğer yeni termik santral planları, aynen devam ederse, kömür kaynaklı CO2 salımları 2030 yılına kadar %60 oranında artış gösterecektir.
Kömürlü termik santraller, kömürün yakılmasından kaynaklanan yüksek miktarda hava kirleticisini, havaya salmalarının yanı sıra, yüksek miktarda karbon dioksit salınımına da yol açarlar.
Kömürlü termik santraller, santral çevresinde yaşayanlarda rahatsızlanmaya, hastalanmaya ve ölümlere yol açan doğrudan sağlık etkilerinin yanında, küresel ısınma ve iklim değişikliklerine katkıları nedeniyle yaralanma, hastalanma ve ölümler gibi, dolaylı sağlık etkilerinin oluşmasına da katkıda bulunmaktadır.
Bilim adamları dünyada, Karbondioksit oranı artığını, deniz seviyesi yükseldiğini, okyanusların ısındığını, buzulların erdiğini, kürsel ısınmanın önüne geçilmezse felaketin kapıda olduğunu sürekli tekrar ediyorlar.
Son yıllarda, dünyada, orman yangınları artıyor, göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor ama hala insanlar, bu gelişmeleri, yeteri kadar dikkate almıyor.
Bütün bu gelişmelerin, sebebi olarak da," Küresel ısınma" gösteriliyor
Atmosferdeki karbondioksit gazı tabakası tıpkı bir "sera" gibi güneş ışınlarının içeri girmesine izin veriyor ancak ısının dışarı çıkmasına engel oluyor. Eğer sera etkisi olmasaydı, dünyada yaşam olmazdı.
Son yıllarda ise Küresel ısınma bu dengeyi altüst etti. Bu alanda incelemede bulunan bilim adamları, Çin ve Hindistan'ın, bu artışa, büyük katkısı olduğunu öne sürüyorlar. Ancak, "dünya karbondioksit üretimi"ni sıraya koyduğunda, ABD başı çekiyor.
Dünyada Atmosfere, yılda ortalama 21 milyar ton karbondioksit salınıyor ve bu miktar giderek artıyor. Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu (WWF) nın raporuna göre de Akdeniz havzasında bulunan Türkiye'de, 40 dereceye yakın sıcaklıklar, mevsim normali olacak ve tarım alanlarının, yüzde 40'ı kuruyacaktır.
Kuzey Yarımküre'nin en büyük buz kütlesi olan Grönland adası, küresel ısınma nedeniyle eriyor. Grönland kütlesinin erimesi, düşük seviyedeki sahil şeridinde bulunan yerleşim yerlerinin sular altında kalmasına neden olacaktır.
Bilim adamlarına göre, küresel ısınma önlenemediği taktirde Türkiye, 100 yıl içinde Kuzey Afrika'ya dönecek. Yağışlar azalacak, başta GAP bölgesi olmak üzere, tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Baraj göllerinde, su seviyesi azalacak, hidroelektrik enerji üretimi ciddi oranda aksayacaktır.
Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla, ülkemizde hakim olabilecek tropikale benzer bir iklim; düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan, erozyona yol açacak. Kasırga ve fırtınaların tetikleyeceği seller, can ve mal kaybına neden olacaktır.
Küresel ısınma, Karadeniz'i, öne çıkaracak. Kar yağışı, giderek azalacak. Hatta kış mevsimi ortadan kalkacak. İklim değişiklikleri, göçlere neden olacaktır. Araştırmalara göre, 2030'da Türkiye'nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacaktır.
Küresel ısınmadan, dünyanın en önemli sorunlarından biridir.. Bu etkinin yaratacağı zararı önlemek için de dünya ülkeleri fosil yakıt ve termik santrallerden,, vazgeçilmeli, ağaçlandırma ve erozyon çalışmaları yanında, ormanlar ve su havzaları korunmalıdır.