
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KUTLU DOĞUM HAFTASI
Hz. Muhammed'in, insanlığa çağrısını, doğru ve etkin bir şekilde tanıtmak, Hz. Peygamber sevgisi etrafında toplumumuza, birlik ve beraberlik mesajları sunmak amacıyla, ülkemizde ve yurt dışında, 1989 yılından, bu yana, her yıl, Kutlu Doğum Haftası programları düzenlenmektedir.
Bu yıl, yapılacak olan Kutlu Doğum Haftası, 14-20 Nisan 2014 tarihleri arasında kutlanacak. Bu nedenle de Orman Bölge Müdürlüğü Lokali'nde, İl Müftümüz Sayın Niyazi ERSOY başkanlığında, toplantı yapıldı. Toplantı da insanlığın kurtuluşu için, gönderilen son peygamber, olan Peygamberimiz Hz. Muhammed' i (s.a.v) , "TANITMAK" ve "TANIMAK" için, neler yapmalıyız sorusuna, cevap arandı.
Kutlu Doğum Haftası' nda, gerçekleştirilecek etkinliklerde hedef, Peygamberimizi daha iyi tanımak/tanıtmak, anlamak/anlatmak, onun sevgisini canlı tutmaktır. Ayrıca ülkemizde, birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma duygularının yaygınlaşmasını sağlamaya yönelik olarak, dini duyarlılık ve birlikteliğimizi, canlı tutacak çalışmalar yapmak.
Şu bir gerçektir Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri, dinî ve kültürel hayatımıza canlılık ve ayrı bir mana getirdi. Ülkemiz ve İlimizde, beklenen bir kültür faaliyeti, güzel bir geleneği oldu. Birlik ve beraberliğimize de önemli katkıda bulundu.
Diyanet, her yıl Kutlu Doğum Haftası' nda, tek bir konuyu işlemektedir. 2014 Kutlu Doğum Haftası ana teması, "Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet" olarak belirlendi. Bu konu, halka konferans, vaaz gibi etkinliklerle aktarılacak. Bu tema ile samimiyet konusunda fert ve toplum hayatında, daha fazla duyarlılık ve bilinç oluşmasına katkı sağlanacaktır.
Şu bir gerçek ki, tebliğ edilen Müslümanlık ve Hz. Muhammed, İslam dünyasında, iyi tanıtılmadığı ve mesajları iyi algılanmadığı için, İslam dünyası, dünyadaki gelişim ve değişimlerden, uzak kaldı. Nitekim ATATÜRK, "...Büyük bir İnkılâp yaratan Muhammed'e karşı beslenen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları, korumakla tecelli etmek gerekti. Peygamber ölür ölmez düşünülecek şey, Onu, bir an önce toprağa tevdi etmek değildi. Yaratmış olduğu inkılâbı, emniyet altına almaktı." "demiştir.
Kutlu Doğum Haftası'nda, her Müslüman'ın, hedefi, Hz. Peygamberi anmak ve anlamak, Hz. Peygamberin örnek şahsiyeti ve ahlakını, bugünkü ve gelecek nesillere benimsemek, sevdirmek, onun insanlığın huzur ve mutluluğu için, yaptığı çağrıyı, güncelleştirerek, hayatımıza yansıtmak, ahlakını ve çizgisini davranışlarımızın, mihveri ve rehberi yapabilmek olmalıdır.
Peygamberimiz, kişi/kişiler için, Kuran'ın, adeta yaşayan bir örneğidir. Kuran, bizleri onu örnek almaya çağırır. Ayrıca Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimiz anmaktan asıl gaye, onun cihanşümul olan nübüvvet ve risaletini, yüksek ahlakını, anmak ve sünnetine uyma azmini tazelemektir. Nesillere, onun hayatı ile ilgili bilgi vererek, onu sevdirmeye çalışmaktır. Çünkü onu sevmek, imandandır. Hatta imanın ta kendisidir.
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin dünyayı teşriflerini anarken, onun üstün şahsiyetini ve güzel ahlakını tanımaya, getirdiği, evrensel mesajı anlamaya ve bütün bunları özünde barındırdığı dinamizmi içinde, çağımıza taşımaya olan ihtiyacımızı, bir kez daha fark edilecektir.
Bu yıl, Kutlu Doğum Haftasını, buruk kutluyoruz. Geçmişte, Hz Hatice'nin evi yıkıldı, Hz Ebu Bekir'in evi, Hilton Oteli'nin müştemilatında kaldı. Bugünde, Mekke'de bulunan, Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A. V) Efendimizin, evinin yıkıldığı söyleniyor ama İslam dünyasından ve ülkemizdeki iktidar ve sivil toplum örgütlerinden, tepki gelmedi.
Oysa ATATÜRK, Hz. Muhammed' in, mezarını yıktırmadı. Bu durumu, Türk halkı, AKP Eski Milletvekili, Sayın Prof Dr. Nevzat YALÇINTAŞ, katıldığı, bir TV programındaki, "...Vahabilik'te mezar ziyareti günah sayıldığı için, Suudiler bütün mezarları yıkmaya başlamışlar. Sıra Hz. Muhammed'in mezarına gelmiş. Ülkedekiler, Mustafa Kemal Atatürk'ten yardım istemişler. Atatürk bu olayı duyunca, tüm manevi duyguları kabarmış ve Suudi Kralı'na Hz. Muhammed'in değil mezarına, türbesinin bir taşına dahi dokunulursa bedelinin çok ağır olacağını bildiren nota niteliğinde bir yazı göndermiştir. Bu vesika Dışişleri arşivlerinde mevcut ama yıllardır açıklanmıyor. Oysa Türk halkının, Büyük Kurtarıcısı' nı her yönüyle tanıma hakkı var." sözleri ile tanık oldu.
Kutlu Doğum Haftası' nda, toplumun genelini, kucaklamak amacıyla, siyaset üstü, bir strateji izlenmelidir, Kurum/kuruluşlar ve kişi/kişiler veya belli bir kesim, kesinlikle ön plana çıkartılmadığı gibi, reklâm ve ticari amaçlı, herhangi bir etkinliğe yer verilmemeli. İsteyen herkes de etkinliklere, maddi ve manevi fedakârlık da bulunmalıdır. Ayrıca Peygamberimizin örnek yaşayışını, ihlas ve samimiyete verdiği değer ve önemini, bütün boyutlarıyla gündeme taşımak, her Müslüman için, bir görev olduğu kadar, bir haktır da.
Ne mutlu! Hz. Muhammet'i, tanıyan ve tanıtanlara...