4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

LOZAN SİYASİ BİR ZAFERDİR.

 


            çeşitli etkinliklerle kutlanan ve ükemizde, zaman zaman tartışmaya açılan, Lozan Antlaşması'nın, 96'inci yıldönümü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, hukuki, iktisa­di ve siyasi anlamda bağımsızlığının belgesi olan Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923’te imzalandı


          Lozan görüşmeleri, 1922’de, Man Benon gazinosunda, düzenlenen törenle başladı. Görüşmeler, bir ara kesintiye uğradığından, konferans iki döneme ayrılır. Birinci dönem 4 Şubat 1923’e, kadar sürdü. İki buçuk ayı aşkın bir aradan sonra, 23 Nisan’da başlayan ikinci dönem, 24 Temmuz 1923’te sona erdi.       


           Konferansa, Türkiye ile birlikte, sekiz devlet görüşmeci olarak davet edildi. Bazı devletlerin de Boğazlar ve ticaret meseleleri, ele alındığında toplantılara katılması öngörülmüştü. Amerika Birleşik Devletleri ise gözlemci olmayı tercih etmişti.


            Lozan da,  katılımcılar çağrı yapanlar (İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya), bütün görüşmelere katılanlar, (Türkiye, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti [Yugoslavya]), gözlemci (Amerika Birleşik Devletleri), Boğazlar statüsü için, çağırılanlar (Sovyet Rusya, Bulgaristan) ve ticaret sözleşmelerine katılanlar (Belçika, Portekiz) olmak üzere beş gruptan oluşuyordu. 


              Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve delegeler, Lozan Antlaşmasına,  büyük titizlik göstermişlerdir.. O kadar ki, Lozan Anlaşmasına, bir müddet ara verilmiş ve anlaşmanın birinci bölümü, başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
           Türkiye, hedeflerini elde etmek için, yeni bir savaşa hazır olduğunu ilan etmiş, derhal seferberlik hazırlıklarına başlamıştı. çünkü batı ülkeleri, Türkiye'yi egemen ve eşit bir devlet yapmak istemiyorlardı. Ancak Türkiye, kararlı tutumu sayesinde, istediğini aldı. 
            Lozan'da kurduğumuz devletle, bugün vardığımız nokta arasında çok önemli bir fark var. Lozan'da, Türkiye, kendi kararını, kendisi veren,  bir devlet olduğunu kabul ettirmişti. çok Partili dönmede ise Türkiye, başkalarının, aldığı kararları uygulayan, bir devlet haline getirilmiştir.             


         Türkiye, 1944’ten itibaren, milliyetçi politikaları, terk etmiş, uydu ülke konumuna doğru hızlı bir şekilde sürüklenmiştir. çok partili döneminde ise bu süreç, daha hız kazandı. IMF ve Dünya Bankası gibi, kuruluşlardan, alınan dış borç ise kötü gidişin tuzu biberi oldu.
           çok partil dönemde,  borçlanarak, devlet yönetmek, kalıcı hale geldi. 
            Oysa  Atatürk dönemide, Türkiye, Lozan’ dan itibaren, dış borç almamaya çok özen gösterdi. çünkü ingiliz delege Lord Curzon, "  Eğer ilerde bize borç almak için gelirseniz cebimizdeki bugün kabul etmediğimiz bütün siyasi tavizleri çıkaracağız." demişti. 
           Yine ABD Başkanı, "  Biz mali gücümüzle devletleri istediğimizi gibi yönledirebiliriz.." diyerek, bir gerçeği ortaya koymuştu. ABD, Lozan’daki bu senaryosunu,  IMF ve Dünya Bankası ile Türkiye’de, yıllardır sürdürdü. Bu sayede, hükümetlerin ekonomik icraatlarına yön verdi.  
           Lozan Antlaşması ile her türlü kapitülasyonlar kaldırılmış, böylece ekonomik bağımsızlığın kazanılması yönünde, önemli bir adım atılmıştır.


           Lozan’ da, azınlıklar aleyhimize çözümlenmesine rağmen, 1936’da Boğazlar, 1939’da Hatay sorunu, Misak-ı Milli’ye uygun şekilde sonradan lehimize olacak şekilde çözüme kavuşturulmuştur. Azınlıklar konusunda, ödün verilmemiştir.  
           Cumhuriyeti kuranlar, Osmanlı devleti’ nin, son zamanlarındaki borç tablosunu ve Türk milletinin önüne konan faturaları, çok iyi bildikleri için, dış borç almadan devleti idare ettiler. Buna rağmen de, 150 ton altın bıraktılar.  Osmanlı Devletinin de borcunu ödediler.
            Yine Atatürk döneminde, dış ticaret açığı olmadan, enflasyona başvurulmadan, dengeli ve istikrarlı bir kalkınma sağlanmıştı. Enflasyon, Atatürk, ölüsüzlüğe geçerken başlamış, bir daha da durdurulamamıştır.  


            Lozan Antlaşnası ile Yeni Türk Devleti ve Misâk-ı Millî, düşmanlarımız tarafından resmen kabul edilmiştir. Askerî zaferler, siyâsi zaferle sonuçlanmıştır. Türkiye, savaş tazminatı ödememiştir.   


            Kapitülasyonlar, kesin olarak kaldırılmış, ülke sınırları, Irak sınırı hariç belli olmuş, Türkiye açısından, I.Dünya Savaşı sona ermiş, azınlıkların, Türk vatandaşı sayılması ile dış güçlerin içişlerimize karışması önlenmiştir.


             Millî Mücadele hareketi, bağımsızlık için uğraşan, diğer milletlere de bir örnek olmuş,  antlaşma, I.TBMM tarafından imzalanmış, II. TBMM tarafından onaylanmıştır.        


              Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varoluşunun teminatıdır,  Tam bağımsızlığının, göstergesi ve Yüce Türk Milleti’nin tapusudur. Emperyalist devletlere karşı, kazanılmış bir zaferdir.


              Lozan Antlaşması’ nın, 96. yılında,  Büyük önder ATATüR ve silah arkadaşlarını,   Kurtuluş Savaşı, şehit ve gazilerimizi, sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi