1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Makamların araçları!

Kamu kurumlarının elinde yüzlerce binek araç var.


Salgın nedeniyle işler tam anlamıyla yapılmadığından bu araçların çoğu şu sıralar kullanılmıyor.


Garajlarda bekliyor.


öte yandan...


Belirtileri taşıdığı için hastanelere toplu taşıma araçları ile giden, testlerinin pozitif çıkıp çıkmadığı belli olmamasına rağmen yine duraktan toplu taşım araçlerı ile evlerine dönen yüzlerce insan var.


Bu insanlar, taşıdıkları hastalık belirtileri ile, ayakta bile duramayacak halde, bir sürü sağlıklı insanlarla birlikte ve aynı aracın içinde sayahat ediyor.


Bir çoğu, parmağını bile kırpacak hali yokken, ağrıdan bütün kemikleri sızlarken, yolda düşüp bayılması içten bile değilken, durakta otobüs-minübüs-tramvay bekliyor iyi mi?


Bu sırada, kamu kurumlarının garajlarında yüzlerce araç öylece bekliyor.


Onlarca araç, sabah müdür ya da amirleri işe getirip, akşam evine götürmek dışında bütün gün yatıyor.


Kamunun bu araçları, hasta hasta toplu taşım araçlarında sürünmek zorunda kalan, sürünürken de diğer yolculara mikrop bulaştırıp, onların da sürünmesine neden olan bu insanların taşınmasına tahsis edilemez mi?


Böylesine bir imkan varken, bu imkan o insanlar için seferber edilemez mi?


Makamların araçları, bir kere de olsa o makamların gerçek sahibi olan vatandaşın kullanımına sunulamaz mı?


İstenirse olur!


Hatta...


özel şirketler bile böyle bir uygulama başlatılsa, sırf bu işte kullanılmak üzere araç yağdırır...


 


*************************


 


Bizde hepsi var mübarek!


 


 


 


İbn-i Sinâ bir deney yapar:


İki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Kuzular aynı yaşta, aynı kiloda, aynı cinstir ve aynı yemlerle beslenir. Tüm şartlar eşittir. 


 


Ancak, yan kafeste de bir kurt vardır ve kurdu sadece kuzulardan biri görebilmektedir.


Aylar sonra, kurdu gören kuzu huzursuz, zayıf ve çelimsiz olduğundan ölür. Kurt kuzuya hiç bir şer yapmamasına rağmen, kuzu yaşadığı korku ve stres yüzünden ölmüştür. 


 


Kurdu görmeyen diğer kuzu ise oldukça huzurlu olduğundan besili ve kiloludur. 


 


Bu deneyde İbn-i Sinâ, zihinsel etkinin, sağlık ve bünye üzerindeki olumlu ve olumsuz etkisini deneylemiştir.


 


Gereksiz korku, endişe, kaygı stresin, insan bünyesine verdiği zararı hiç bir şey veremez.


Sonuç olarak;


Bu asırlar önce kanıtlanmış deneyden, şü yaşadığımız salgın günlerinde, sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalabilmemiz için en çok korku, endişe, stres ve kaygıdan uzak durmamız gerekiyor.


Fakat gelin görün ki; şu yaşadığımız sürece bakarsak bizde hepsi var mübarek!


Her gün yanı başımızda duran ve her an yem olacağımız Kurtla yaşıyoruz sanki!


 


*************************


 


Bakalım kaç kişi getirecek parasını?


 


Yurt dışında çalışan ve yaşayan…


çoğu, yaşadığı ve çalıştığı ülkenin vatandaşı da olan…


Bazen birkaç yıl gelmeyip, bazen de yılda bir kez Türkiye’ye gelip, Türk parasının değersiz olması nedeniyle krallar gibi yaşayan.


Mevcut iktidara laf kondurmayan…


Hava limanlarında verdiği oyu göstere göstere atan…


-“ülkemin gözünü seveyim. Biz burada esaret hayatı yaşıyoruz” diyen ama arkasından ülkeye dönmeyi hiç düşünmediğini söyleyen…


Yaşadığı ve çalıştığı ülkelerin “Ya kendi ülke vatandaşlığını ya da bizim vatandaşlığımızı seçmek zorundasın” denildiğinde, bir saniye bile düşünmeden “Sizin vatandaşınız olayım” diyen…


Sürekli Türklükten, gelenekten, görenekten, dinden bahsedip, çocuklarına ne dinini ne de Türkçe dilini öğretme gereği duymayan…


Bu ülkede yaşamamasına rağmen verdikleri oylarla bizlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine ortak olan insanlarımız var ya,,,


İşte! O insanlar için Cumhurbaşkanı tarafından geçtiğimiz günlerde bir çağrı yapıldı.


Dedi ki Cumhurbaşkanı;


-“Yurtdışında bulunan vatandaşlarımız birikimlerini ülkesine, yani Türkiye’ye getirsin” dedi…


Şimdi vallahi merak ediyorum?


Acaba kaç kişi, hangi biri getirecek?


Normalde yağdırmaları lazım değil mi?


O yaşadıkları ülkelerin bankalarında 1 Euro, 1 dolar para bırakmamaları, hepsini ülkelerinde değerlendirmeleri gerekiyor değil mi?


Bakalım göreceğiz kaçı uyacak bu çağrıya!


 


**********************************


 


 Bir yerden başlanmalı…


 


Salgın nedeniyle felç olmuş sektörler var.


Ve bu sektörlerde iflas etmiş işyeri sahipleri ile işsiz kalmış çalışanları.


özellikle az bir sermayeyle yaşamını sürdüren küçük esnaf hükümetten destek bekliyor.


Bu konuda, Elektrik-Doğalgaz-Su ve Kira gibi giderlerinin karşılanmasını ya da bu giderlerin alınmamasını bekliyor.


Bunun yanı sıra…


Pek çoğu ödemeleri yapamadığı ve icralık duruma düştüğü için, icra dosyalarının hiç olmazsa salgın kontrol altına alınıncaya, piyasalar yeniden eski halini alıncaya kadar dondurulmasını istiyor.


Sonuç olarak…
bir şeylere bir yerden başlamak gerekiyor…


Aksi takdirde, büyük bir felaket geliyor…


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi