6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

MEZHEPLER ÇOĞALIYOR -II

Resulullah Efendimiz (a.s) vefat edince bütün eshabı Kiram hane-i seadetin etrafında toplandılar. Büyük bir infial vardı. Hiç kimse Resuli Ekrem'in vefatına inanmıyordu. Hazreti Ömer (r.a) kılıcını çekmiş "Kim Muhammed öldü derse boynunu vururum" diye bağırıyordu. Bu infial üzerine oraya gelen Hazreti Ebubekir'i Sıddık (ra) yüksekçe bir yere çıkarak Kuran'ın 67'nci sahifesindeki Al-i İmran Suresi'nin 144 üncü ayetini okuyarak açıklamada bulunarak infiali yatıştırmaya çalıştı. Mealen:
"Ey insanlar Ey Resulullahın eshabı Muhammed (a.s) ancak bir peygamberdir ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi O ölür veya öldürülürse gerisin geriye eski dininize mi döneceksiniz? Kim böyle geri dönerse Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez..." Bunun üzerine Eshab-ı kiramın sükûneti temin edilmiş oldu.
Resulullahın vefat ettiğini öğrenen Ensardan (Medinelilerden) bazı kimseler Beni Saide çardağında Hazrec kabilesinin reisi Sad b.Ubade'ye biat etmek üzere toplanmışlardı. (Biat etmek o kişinin halifeliğini, başkanlığını kabul etmek anlamına geliyor)
Durumdan haberdar olan Hz.Ebubekir, Hz.Ömer ve Hz.Ebu Ubeyde bin Cerrah'ın toplantıya gelmesiyle olayın seyri değişmiş neticede Hazreti Ebu Bekir'e biat edilmiştir.
İslam'da en büyük "ihtilaf" konusunun HİLAFET başkanlık olduğu bir gerçektir. Resulu Ekrem'in vefatından hemen sonra yapılan toplantıda Hz Ebubekir halife seçilmiştir. Ancak bu husus Sad.b.Ubade'nin halifelik adaylığını destekleyen Ensar (Medineliler) Resulullah'ın cenaze işlemleri dolayısıyla toplantıda bulunamayan Hazreti Ali'nin halife seçilmesini isteyen Haşimiler, Hz Ebubekir'in destekleyen Muhacirler ve mevcut adaylardan hiçbirini benimsemeyip tarafsız kalanlar olmak üzere Eshabı Kiram'ı dört gruba ayırdılar.
Gerçekte Hazreti Resulullah (a.s) hastalığı sebebiyle namaz kıldırmaya çıkamayınca yerine İmam olması için Hazreti Ebubekir'i görevlendirmiştir. Bu, Hz Ebubekir'in Resulullahtan sonra halife olmasını işaret eden bir delil sayılamaz mı idi...
Resulullah'ın ölüm hastalığı sonrasında meydana gelen ve kaynaklara Kırtas Olayı diye geçen hadise mezheplerin teşekküle esnasında farklı şekillerde yorumlanmıştır. Efendimiz hastalığının şiddetlendiği bir sırada kağıt ve kalem getirilip söyleyeceklerinin kaydedilmesini istemişti.
Hz Ömer'in de aralarında bulunduğu bazı sahabiler buna gerek olmadığını, Resulullah'ın rahatsızlığını şiddetlenmesi yüzünden böyle talepte bulunduğunu, Allah'ın kitabı ve peygamberin sünnetinin kendilerine yeteceğine söylemiş bazıları ise aksi kanaat belirtmişti, bunun üzerine Resulu Ekrem yanında tartışmamalarını söyleyerek, kendisini yalnız bırakmalarını bildirmiştir. (Buhari ilim 39, Müslim Vasiye 22)
Şii grupları "Eğer isteği yerine getirilseydi Hazreti Peygamber kendisinden sonra damadı Ali'nin İmam (halife) olması hususunu yazdıracaktı derken sahabelerin ve diğer Müslümanların çoğunluğu dinin tamamladığını ifade eden ayetle (el Maide Ayet 3, Sh:106) delil göstererek her şeyin tebliğ edildiğini, Resulullah'ın huzurunda tartışma dolayısıyla vazgeçtiğini tavsiyenin dinin özü ile ilgili olamayacağını, aksi halde onun hiçbir engel tanımadan bunu ümmetine mutlaka tebliğ edeceğini bildirmiştir. (Fığlalı, İmamiye Şiası Sh:17-22)
Ebubekir'in seçimine katılamayan Hz Ali ve sonra Ebu Bekir'e biat etmiştir. İlk siyasi mezhep "Haricilik"tir.
Bunlar Hazreti Peygamberden sonra ilk halife Hz Ebubekir değil Hz Ali olacaktı görüş ve iddiasındadırlar.
Eshab-ı Kiramın bir Şura kararıyla üçüncü halife seçilen Efendimizin damadı Hazreti Osman'ın (r.a) mazlumen şehit edilmesinden sonra dördüncü halife seçilen Hazreti Ali (r.a) efendimize, Şam Valisi Hazreti Muaviye(r.a) biat etmeyerek onu Hazreti Osman'ın katillerini Allah'ın "KISAS" emri gereğince cezalandırılmalarını istemiştir. Muaviye'nin ictihadı budur.
Hazreti Ali'de; halife olarak onlar kısas cezasına çarptırılacak ancak katiller belli değildir. Bir topluluk öldürmüştür, cezaya mahkum olmaları için zamana ihtiyaç vardır. Hazreti Ali'nin içtihadıda budur. Her iki tarafta ilahi emirlerin icrasını istiyor. Bu anlaşmazlığın sonunda kendisine biat etmeyen Hazreti Muaviye'ye karşı Sıffin Savaşı'nda galip gelmek üzere iken Muaviye ordusu mızraklarının ucuna Kur'an sahifelerini takıp karşı tarafı Allah'ın kitabının Kur'an'ın hakemliğine çağırması üzerine mesele hakemlere havale edilmiştir. Bu hadîse kayıtlara "Tahkim Olayı" olarak geçmiştir. Bu ictihatta Hazreti Ali haklı, Muaviye hatalı olmuştur.
Diğer bir siyasi mezhep Şia/Şii mezhebidir. Hazreti Ali'nin sonuçsuz kalan Tahkim Olayı ve Haricilerle mücadelenin ardından Küfe'de bir harici tarafından Hazreti Ali'nin şehit edilmesi üzerine tarafların Ali'nin oğlu Hz Hasan'a biat etmişse de Hz. Hasan, Hz. Muaviye ile anlaşıp hilafetten feragat etmiş. Böylece Hazreti Muaviye İslam dünyasının halifesi sıfatıyla Emevi Devleti'ni kurmuştur. Sene:H:41/661
Hz Muaviye ölümüne yakın günlerde oğlu Yezid'i halife olarak belirlemiş ancak bu tepkilere yol açmıştır. Yezid'e biat etmemekte direnen Hazreti Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi (10 Muharrem 61/10 Ekim 680) gelişen mücadelelerin en önemli sebeplerinden birini oluşturmuştur. Hz. Ali ve oğullarına ait olan fikri birçok fırkaların doğmasına yol açmıştır. Şia/Şii diye anılan bu topluluklar mezhepler tarihçilerince Keysaniye Zeydiyye, İsmailiyye, İmamiyye ve Galiyye gruplarına ayrılmıştır. (Şehristanı 1/145) Şia mezhebinin en büyük kolunu teşkil eden İmamiye Hazreti Ali ve neslinin meşru İmam sayılması gerektiğine inandığı için bu isimle anılır.
1501 Safi devletinin kuruluşundan sonra Şiiler, Kaçarlar ve Pehleviler zamanında değişik şekillerde hayatiyyetini sürdürmüş, 1979 yılı İran'da Humeyni'nin önderliğinde iktidarı ele geçirmiştir. Şiiler bugün İran'ın resmi mezhebi hüviyetindedir. Bunların dışında daha çok Şiilerle ilgili Musayrilik ve Dürzilik gibi Gali-batını fırkalar da bulunmaktadır. (Diyanet'in Büyük İslam Ansiklopedisi cilt 29, sahife 526-530)
İran Devleti Suriye ve Yemen'deki Şii mezhepdaşları için savaşarak dünya sulhunu bozmaktadır. Osmanlılar "din" için savaştı. İnsanların ahiretini kurtarmak için...
Dini İslam-ı hakim kılmak için savaşmak Allah'ın (c.c) emridir. Mezhep için savaşılmaz.
Devamı haftaya

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi