
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
MİLLETVEKİLİNİ HALK SEÇMELİDİR
Salı günü CHP aday, adayı Sayın Süleyman SOLAK, Sivrihisar Dernek ve Vakfını ziyaret etti. Kendisini, ülke ve kent sorunları ve CHP hakkında oldukça donanımlı bulduk. Özellikle de uzun yıllar, örgütlü çalışma içinde bulunma avantajını çok iyi kullanıyor.
Sayın SOLAK, milletvekili olarak seçilir mi bilinmez ama CHP ye bağlılığı ile CHP' li, babası İsmet SOLAK' ı aratmayacaktır. Çünkü Babası da uzun yıllar, CHP saflarında yer aldı. Ayrıca Eskişehir Eğitim Sen Şube Başkanı olarak, öğretmen, eğitim ve ülke sorunları üzerindeki açıklamaları ile dikkat çekti.
Sayın SOLAK' la sohbette, CHP' nin, ""ÜRETİM", "SİYASİ AHLAK YASASI", "AİLE SİGORTASI", "AVRUPA BİRLİĞİ" "DOKUNULMAZLIKLARIN" ve "SEÇİM BARAJININ" kaldırılması, "KESİN HESAP KOMİSYONU" gibi, benzer vaatler üzerindeki stratejilerini hatırladık.
CHP, iktidar olur mu bilinmez ama CHP' ye, Türkiye' nin ihtiyacı var. CHP, iktidara gelmek istiyorsa, yeniden yapılanmak ve vitrinde, yeni yüzlerde yer vermek zorundadır. Son kurultayda, parti de yeni yüzlere yer verildi. Bu strateji, 12 Haziran Genel Seçimlerinde devam eder, listelerde yeni yüzlere, ağırlık verir mi, 11 Nisan'da belirlenecek listelerde görülecektir. Ancak CHP' nin, iktidar olmada avantajlı olması, listelerdeki yeni yüzlerle orantılı olacaktır.
Öte yandan CHP, pek çok ilde, "ÖN SEÇİMLE" adaylarını belirleyecektir. Bu yöntemi ile de ATATÜRK' ün, partisi olduğunu gösterdi. Çünkü ATATÜRK' e göre, TBMM, hiçbir sınıfa dayanmayan ve hiçbir sınıfın temsil edilmediği, millet tarafından doğrudan doğruya seçilen, vazife ve yetkilerini millete karşı sorumlu olarak yerine getiren, bir parlamentodur.
O nedenle de ATATÜRK' ün, düşündüğü parlamentoya, bir sınıfı temsil eden ve bir sınıfa dayanan, hiçbir şahıs zümre veya parti seçilemeyecektir. Devlet düzenin, ve parlamentonun, bu şekilde kurulması esastır.
ATATÜRK' e, göre, Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız milletin elindedir. O nedenle de parlamento üyeleri de kayıtsız şartsız liderlere karşı değil, millete karşı sorumlu olacaklardır. Bu sebeple, PARLAMENTO ÜYELERİNİ, HALK DOĞRUDAN DOĞRUYA VE HİÇBİR ARACI OLMADAN KENDİSİ SEÇECEKTİR. MİLLETVEKİLLERİNİN SEÇİMİNDE ARACILIĞI, NE DEVLETİN YÜRÜTME KURUMU OLAN HÜKÜMET, NE DE PARTİLER YAPABİLİR.
Çünkü ATATÜRK' ün, düşündüğü parlamentoda, halk, değer verdiği ve kendisinden hizmet beklediği kişileri, bizzat seçecektir. Halkı, hükümetin veya partilerin empoze edecekleri kişileri seçmek zorunda ve durumunda bırakmak, tamamen antidemokratiktir. ATATÜRK' ün, ilkelerine de aykırıdır.
Türkiye' de, milletvekillerini, "HALK" seçebilmesi için, oy pusularında seçmene, parti seçme yerine, milletvekilini seçme şansı verilmelidir. Halk istediği partide, istediği kişiyi seçsin ve seçebilme şansına ve hakkına sahip olsun. İşte o zaman, Parlamentonun meşruluğu tartışılmaz.
Öte yandan CHP, değişimde kararlıdır. Çünkü CHP, değişememenin faturasını, sürekli muhalefette kalarak ödedi. Nitekim Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, "...Sol, sokağı göremedi. Ya tatile gittik, ya sıcak evimizde oturduk" haklı eleştirisi, sol kesim ve kamuoyunda, yankı buldu. CHP tabanlı ve diğer solcular, bu çıkışa hak verirken, sıkıntının, parti yönetiminden kaynakladığı görüşünde birleştiler.
CHP' nin, iktidar alternatifi olması için, kendisini merkezde tarif edenlerden oy alması ve en önemlisi de, CHP'nin varoşlarla, kucaklaşması şarttır. CHP'nin, din üzerinden politika yapması gerekmiyor ama o kesimi incitmeyecek, yerel seçimlerde olduğu gibi, şova dönüştürmeyecek, bir duruş sergilemesi de gerekir. Kırsal kesim, sabit ve dar gelirlilere, yönelik projeler üretmesi, iktidar şansını artıracaktır.
Demokrasinin, vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler, Demokratik anlayışı, artık partilere de hakim kılmak zorundadır. O nedenle de siyasi partiler, milletvekillerini, halkın seçmesi için, gerekli düzenlemeleri, hem parti bünyesinde, hem de seçimlerde, halka sağlamak zorundadırlar. Türkiye'de halk, kültür seviyesi, tercihli oy ile milletvekillerini seçebilme erdemliğine ulaşmıştır.
CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, " Bizim bir hedefimiz vardı, kurultayda söylemiştik. Her seçmen, kendi milletvekilini kendisi seçmelidir diye, bunu yapmalıyız." Sözlerine katılmamak mümkün mü?
Ayrıca halk istediği partide, istediği kişiyi, milletvekili olarak seçmeli, seçebilme hakkına da sahip olmalıdır. Çünkü demokrasinin erdemliği de bunu gerektirir.