MORAL VERMENİN GETİRİLERİ

Geçen gün İstanbul'da bir arkadaşımla birlikte taksiye bindik. İnerken arkadaşım sürücüye, "Bu yolculuk için teşekkür ederiz. Arabayı çok iyi kullandınız." dedi. Taksi sürücüsü kısa bir şaşkınlık anından sonra, "Sen bilge filan gibi bir şey misin?" diye ordu. "Hayır, sevgili dostum ve seninle dalga da geçmiyorum. Yoğun trafikte sakin kalmanı takdirle karşılıyorum." Sürücü ona, "Peki sağol!" dedi ve uzaklaştı.
"Tüm bunlar ne demek oluyor." diye sordum. Arkadaşım "İstanbul'a sevgi vermeye çalışıyorum." cevabını verdi. "Şehri kurtarabilecek tek şeyin bu olduğuna inanıyorum."
- İnsan tek başına İstanbul'u nasıl kuratarabilir?
-Tek başıma değilim ki. Şimdi sürücünün gününe renk kattığıma inanıyorum. Varsayalım ki, yirmi müşteri olacak. Sürücü bu yirmi müşteriye iyi davranacak. Çünkü biri ona iyi davrandı. Bu müşteriler de kendi elemanlarına, tezgahtarlara garsonlara, hatta kendi ailelerine iyi davranacaklar. Sonuçta benim iyi niyetim, en az bin kişiye yayılabilir. Hiç de fena değil, ne dersin?
-Peki, bu sürücünün senin iyi niyetine başkalarına geçireceğini nereden biliyorsun?
-Bilmiyorum. Sistemin hatasız olmadığını bildiğim için, bugün on farklı kişiyle ilişki kuracağım. Eğer on kişiden üçüncü mutlu edebilirsem, sonuçta üç bin kişinin tavırlarını dolaylı olarak etkileyebilirim.
- Kuramsal olarak iyi bir fikir gibi görünüyor; ama uygulamada işe yaradığından emin değilim.
- Yaramazsa da yitireceğim birşey yok. Sürücüye iyi bir yaptığın söylemek zamanımı almadı. Ona çok ya da az bahşiş de vermedim. Söylediklerim bir kulağından girip diğerinden çıkmış olsa ne olur ki? Yarın bir başka taksi sürücüsünü mutlu etmeye çalışabilirim.
- Sen delisin!
- Bu , senin ahlaki değerler konusunda ne kadar şüpheci olduğunu gösteriyor. Bunu araştırdım. Posta çalışanlarının, paranın yanı sıra ihtiyaçları olan bir şey, onlara ne kadar iyi çalıştıklarının söylenmesi.
- Ama iyi çalışmıyorlar ki!
- İyi çalışmıyorlar; çünkü iyi çalışıp çalışmadıkları kimsenin umursamadığını düşünüyorlar. Neden kimse onlara güzel birşey söylemiyor?
Bu sırada inşa halindeki bir binanın yanından geçiyorduk ve öğle yemeklerini yiyen beş işçi gördük. Arkadaşım adamların yanında durup, onlara "Harika bir iş yapıyorsunuz. İşiniz çok zor ve tehlikeli olmalı." dedi. " Bu gerçekten çok güzel. Kendinizle gurur duymalasınız." İşçilerin yanından uzaklaşırken arkadaşıma, "Senin gibilere ancak filmlerde rastlanır." dedim. " O adamlar sözlerimi sindirdikleri zaman, kendilerini daha iyi hissedecekler. Şehirde bir biçimde onların mutluluklarından nasibini alacak." "Ama bunu tek başına yapamazsın ki!" diye itiraz ettim. "Tek başınasın! En önemli şey, cesaretini yitirmemek. Şehirdeki insanların tekrar kibar olmalarını sağlamak kolay iş değil; ama eğer başka insanların da kampanyama katılmalarını sağlayabilirsem..."
"Az önce çok sıradan bir kadına göz kırptın" dedim. Arkadaşım "Biliyorum" dedi. "Eğer o öğretmense, sınıfı bugün harika bir gün geçirecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi