1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Muhalefet iktidara karşı yapılır yahu...

 


AK Parti ülkede iktidar, Eskişehir’de ise muhalefet.


CHP ise…


ülkede muhalefet, Eskişehir’de ise iktidar konumunda…


Eskişehir’de AK Parti’ye baktığınızda…


Parti içinde yaşanan bir sıkıntı var.


Vekillerin birbirleriyle anlaştıkları pek söylenemez.


Yönetimler arasında tam bir uyumun olduğu görülmüyor.


Dışarıda kalan muhalefetin yönetimler üzerindeki baskısı ortada.


Meclis gruplarında büyük kopukluk var.


Partinin önemli aktörleri arasında güç gösterisi açıkça görülebiliyor.


Parti içinde yaşanan bu sıkıntıları daha da çeşitlendirmek mümkün…


Sonuç itibarıyla, AK Parti hiç de huzurlu bir parti değil Eskişehir’de.


Partide bulunan herkes bir başkasını açıkça eleştiriyor.


Parti içinde başkasını eleştirenlerin de aynı konuda en az eleştirdikleri kişiler kadar defolu olduğunu herkes biliyor.


Yani…


AK Parti içinde AK Partililerin, AK partililere karşı bir muhalefeti olduğunu tarif etmeye gerek yok.


Gelelim CHP’ye…


Benzeri bir durum CHP’de de yaşanıyor.


Parti içinde yaşanan bir sıkıntı var.


Milletvekilleri birbirleriyle anlaşamıyor.


Belediye başkanları da aynı şekilde…


Belediye başkanlarının milletvekilleriyle olan sıkıntıları mevcut…


Yönetimlerin hem milletvekilleriyle, hem belediye başkanlarıyla hem de kendi içinde uyumsuzluğu mevcut.


Partinin önemli isimleri resmen birbirleri üzerinde güç gösterisinde bulunuyor.


Partide yaşanan bu güç gösterisi, delege seçimlerinden tutun da belediye başkanları ve milletvekillerinin birbirlerine karşı gösterdiği tavırlara kadar her şeye yansıyor.


Sonuç olarak…


CHP içinde CHP’lilerin, CHP’lilere karşı muhalefeti tüm hızıyla devam ediyor.


Yukarıda da söyledik.


AK Parti ülkede iktidar, CHP Eskişehir’de…


Fakat…


AK Parti de, CHP’de Eskişehir’de muhalefeti iktidara karşı yapmak yerine, kendi partisi içinde yapıyor.


Halbuki…


İktidar olabilmek, iktidara karşı yapılacak olan etkili muhalefetle olur…


.....


 


Ağırlıklarını zamanında atmayan balon yükselemez…


Zaman zaman bu köşeden Eskişehir’i yöneten seçilmiş ve atanmışları uyarıyoruz.
Yaptıkları bazı uygulamaların yanlış olduğunu söylüyoruz.
Bizim gibi, çoğu meslektaşlarımız da benzeri uyarılarda bulunuyor.
Fakat…
Koltuğa oturan her kim olursa olsun, çevrelerini sıkı sıkıya sarıp sarmalayanların oluşturduğu çemberden midir bilemiyoruz ama, gerçeği bir türlü göremiyor.
Ya da görmek istemiyor.
çünkü…
çevrelerinde olan insanlar, kendisi ne yaparsa yapsın "Doğruyu yaptınız" diyor.
Meslek yaşamımız boyunca, bir çok makam sahibi insanı uyardığımız olmuştur.
Bir tanesi de çıkıp;
-"Doğru söylüyorsun, ben yanlış yapmışım" demedi.
Taa ki, oturduğu koltuğu kaybettikten sonra anladı gerçeği.
O zaman da iş işten geçmiş oldu.
üstelik.
Biz ve bizim gibilerin uyarılarına zamanında kulak asmadığı ve yanlışta ısrar ettiği için kaybetti altında ki koltuğu.
O yüzden, bugünkü yazıyı, yöneten ve altlarında koltukları olan kişileri bir kez daha uyarmak için kaleme aldık.
Netice itibarıyla…
Koltuklar kimseye baki değil.
Ancak…
Koltuğa oturan, o koltukla mezara gideceğini düşünüyor.
Bu yüzden de, olabildiğince yanlış yapıyor.
Dahası…
Yaptığı yanlışı birileri söylemesine rağmen inanmıyor.
çünkü…
Yanı başında olanlar, her zaman doğru yaptığını söylüyor.
Şimdi bu yazıyı okuyup; "Kimi kastediyorsun?" diye soracaksınız…
Hiç boşuna yorulmayın çünkü yazı o,şu ya da bu için yazılmadı.
Zaten her karar veren aynı durumda değil mi ki? İsim verelim…
Sonuç olarak…
Tıpkı Balon misali, insanların da yükselebilmeleri için ağırlıklardan kurtulması gerekir.
Bu ağırlıklar atılmadığı sürece, ne balon yükselir ne de yönetenler…


.....


Güya engelsiz olan biziz iyi mi?



Hangi Avrupa şehrine giderseniz gidin, otoparklar tıklım tıklım da olsa 3-5 tane boş yer mutlaka vardır.
Bu 3-5 park yerine de hiç kimse aracını getirip koymaz.
çünkü o 3-5 boş yer, engelli vatandaşlar için ayrılmış yerlerdir.
Aslına bakarsanız…
O ülkelerde engelliler için ayrılan park yerlerine araçlarını park eden engelsizlere ceza falan da kesilmez.
Zira…
Engelli olmamasına rağmen engelliler için ayrılan yerlere araç park edenler, bunun en büyük vicdani ceza olduğunu çok iyi bilirler.
ülkemizde hangi şehre giderseniz gidin, otopark yarı yarıya boş olsa da ilk dolan yer, engelliler için ayrılan yerlerdir.
üstelik bu yerleri dolduranlar da engelsiz insanlardır.
çünkü…
Engelliler için ayrılan park yeri, giriş-çıkış kapısına en yakın olan yerde bulunur.
Hiçbir engeli olmamasına rağmen 10 adım daha az atabilme uğruna getirip aracını engelliler için ayrılan yere rahatlıkla koyabilirler.
üstelik.
Bu yaptıklarından herhangi bir vicdan azabı da duymadan.
Aslına bakarsanız…
Biz sözde engelsizler, bu düşüncesizlik ve vicdansızlığımızla engellilerin işini iki kat daha arttırıyoruz…


 .....


Anasından korna çalarak doğmuş insanlar var.


Bundan yıllar öncesini hatırlayanlar muhakkak vardır.
Cadde ve sokaklarda "Klakson çalınmaz" tabelaları vardı.
çoğu sürücü de, bu tabelaları gördüklerinde utanır ve korna çalmazdı.
Sonra ne olduysa oldu.
üzerinde Klakson resmi üzerinde çarpı işareti bulunan tabelalar kaldırıldı.
Sonra da bir daha konulmadı.
İstanbul’un bazı semtlerinde bu tabelalar halen var.
İnsanlar söz konusu tabelayı gördüklerinde ister istemez uymak durumunda da kalıyorlar.
Dolayısıyla ses kirliliği o bölgelerde daha az oluyor.
Gelelim Eskişehir’e.
Eskişehir bu konuda belki en kötü kentlerin başında geliyor.
öyle sürücüler var ki, analarından adeta korna ile doğmuşlar.
öyle bir alışkanlık olmuş ki korna çalmak, hiçbir neden yokken bile kornaya yüklenebiliyor insanlar.
Daha Yeşil ışık yanmadan kornayı çalanlardan tutun da, 20 metre ilerde ki ışıklarda duracağı belli olmasına rağmen, önünde ki aracın çekilmesi için bile korna çalmaya başlıyorlar.
Sanki korna çalmak, kendilerine tanınmış en tabi hakmış gibi algılıyorlar meseleyi.
Bunu yaparken, çevrede hasta mı var?, çocuklar hayati bir sınava mı giriyor? Umurlarında bile değil.
Artık hastalık haline gelmiş bir alışkanlık olan korna çalma hakkını sonuna kadar kullanıyorlar.
Hani diyoruz ki;
O eski yıllarda cadde ve sokaklarda sıkça bulunan "Klakson çalmak yasaktır" tabelaları geri getirilip konulsa…
Belki birileri utanır da, çalmaktan vaz geçer...


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi