1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Muhalefetin etkisi mi? iktidarın kendi kendine verdiği zarar mı?

Dünyanın hiçbir yerinde iktidar dururken muhalefet eleştirilmez.
Son derece doğrudur bu tespit.
Ancak...
Hiçbir şeyin yolunda gitmediği bir ülkede, bunun tek sorumlusu olduğu söylenen iktidarın oy oranı hala yüzde 35'lerle, yüzde 40'larla telaffuz ediliyorsa, kusura bakmayın ama eleştirilecek olan muhalefetin ta kendisidir.
***

Sonuç olarak:
İktidarın oy kaybı yaşadığı açık seçik ortada olmasına rağmen hala birinci parti olarak anılması ancak muhalefetin başarısızlığı ile açıklanabilir.
Yani...
İktidarın toplumsal zeminini kaybetmeye başlaması muhalefetin başarısı falan değil, iktidarın kendi kendine verdiği zarardan başka bir şey değildir.
Kaldı ki bu durum haklı olarak  "Muhalefet iktidara, iktidarın kendine vermiş olduğu zarar kadar bile zarar veremiyor" yorumlarına neden olur.
***
Bu noktada:
Muhalefetin, hiçbir şey yapmadığını ve iktidar karşısında son derece etkisiz kaldığını söylemek elbette haksızlık olur ama aynı muhalefetin topluma yüzünü dönmek suretiyle etkili ve ayakları yere basan bir muhalefet anlayışı içinde olduğunu söylemek de mümkün değildir.

***

Muhalefet kavga etmek değildir.
İktidara laf sokmak, yakalanan yanlış bir eylem ve söylem üzerinden iktidara laf geçirmek, espri ve ironi ile rezil rüsva ettiğini zannetmek maalesef muhalefet değildir.
Diğer televizyon kanalları pek göstermiyor ama sözünü ettiğimiz muhalefetin bu şekilde yapıldığını en iyi Fox TV’nin haberlerinden görebilirsiniz.
örneğin…
Fox TV,  Erdoğan’ın bir törende yaptığı konuşmanın bir bölümü yayınlanıyor. Daha sonra muhalefet liderlerinin o konuyla ilgili Erdoğan’ın söylediklerine cevaplar sıralanıyor.
Ardından Erdoğan’ın başka bir konu ile ilgili söyledikleri, yine muhalefet parti liderlerinin o konuyla ilgili cevapları…
Erdoğan söylüyor, muhalefet cevabını veriyor.
Erdoğan konuşuyor, muhalefet anında karşılık veriyor.
önce Erdoğan’ın ne dediğini dinleyen, ardından da o söylediklerine cevap vermek için açıklama yapan bir muhalefet var.
-“O orada ne konuşursa konuşsun. Bizim görevimiz ona cevap vermek, onun açtığı kanaldan gitmek, onun belirlediği gündemin peşine düşmek değil. Biz yüzümüzü topluma dönecek ve gerçek anlamda muhalefet yapacağız” diyen bir muhalefet yok ortada…
Olmadığı, iktidar oy kaybederken, muhalefetin oy kazanmıyor olmasından da belli değil mi?


.....


Samimi bulunmuyor…


AK parti il başkanı zihni çalışkan bir süredir olabildiğince aktif…
Bir gün ilçenin birinde, diğer gün pazarda…
Ertesi gün bir başka ilçede, sonrasındaki gün Ayakkabı tamircilerinin yanında…
Son ki süreçte kendisine bir gayret geldiği kesin…
Gayretin geldiği sürecin aynı zamanda kongreler öncesine rastlamış olması tesadüf olmasa gerek.
Bundan da, Zihni çalışkan’ın oradan oraya koşturmasında, yaklaşan kongre sürecinin etkili olduğunu söylemek zor olmasa gerek…
O yüzden, Zihni çalışkan’ın bir süredir ilçe ve esnaf gezilerini yoğunlaştırmasının parti içinde çok da samimi bulunduğunu söylemek mümkün değil…
İşin doğrusu biz de çalışkan’ın şu son ziyaret gayretlerini çok samimi bulduğumuzu söyleyemeyeceğiz.
Kongreler hesapta yokken yapılsaydı bu gayretler “bir şeyler için çaba harcanıyor” derdik…
Ama şimdi, yürekten samimiyetle yapıyor olsa  bile samimi gelmiyor…


.....


Kanunlar intikam alır…


Amerikalı bir hakim emekli olduktan sonra evindeki kitaplıkta bir kitap aramaya koyulur.
Aradığı kitabın üst raflardan birinde olduğunu görür. Hemen merdiveni getirir ve merdivenin en üstüne çıkarak, aradığı kitaba ulaşır.
Kitabı almak için çekince, rafta bulunan tüm kitaplar üzerine gelir ve merdivenden aşağıya düşer.
O düştükten sonra kütüphanede bulunan tüm kitaplar da üzerine dökülemeye başlar.
Gürültüyü duyan uşak kütüphanenin kapısını açtığında, hakimi yerde yatarken ve üzerinde de kitaplar yığılı halde görür.
Son derece telaşlı bir halde:
-“Ne oldu efendim? Bir şeyiniz var mı? Ambulans çağırayım mı?” diye sorduğunda, üzerine yıkılan kitapların arasından başını çıkartan hakim cevap verir ve:
-“Yok bir şeyim evladım. Sadece, ben yıllarca kanunları çiğnedim, şimdi de kanunlar benden intikamını aldı” der…
Not- hikaye ile mesaj falan verdiğimiz yok. Boş yere çıkartım yapmaya falan kalkmayın. Sadece yazı hoşumuza gitti. Sizinle paylaşalım istedik o kadar!


.....


BİRAZDA
GüLMEK LAZIM


Adamın biri gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş.
İş ilanında üniversite mezunu, iyi Fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoş geldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- üniversite mezunu değilim.
- öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi