1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Mutsuz ve umutsuzluğun önünde takoz olmak...

Siyasette...
Yarın ne olur, konjektür nasıl değişir ve bu değişim ne getirip ne götürür bilemiyoruz.
Ancak...
Bugün seçim olsa CHP'nin bu seçimden başarılı çıkma şansı son derece az görülüyor.
Bunu bu kadar emin söylememizin elbette bazı nedenleri var.
öncelikle, bugüne kadar CHP'den başka bir partiye oy vermemiş pek çok kişiden "24 Haziran seçimleri sondu. Artık oy falan yok" sözünü çok sık duyuyoruz.
Aynı şekilde...
CHP'den başka hiçbir partiye oy vermemiş pek çok kişiden "Muhalefet ülkede yaşayan mutsuz ve umutsuz kesimler için lokomotif olmalı. CHP bu haliyle mutsuz ve umutsuz kesimin önünde adeta takoz gibi duruyor" sözünü de sık sık duyuyoruz.
Hatta...
"CHP muhalefet olarak öylesine bir takoz ki, harekete geçmek isteyen mutsuz ve umutsuz kesimi durdurup adeta uyutmayı görev edinmiş gibi" sözüne de sıklıkla şahit oluyoruz.
Kısacası...
-"Artık sandığa gitmeyeceğim" diyen.
-"Bu parti dibe vurmadan akıllanmayacak" yorumu yapan.
-"Partinin tek amacı 100-150 milletvekili ile 50-60 belediye kazanmaktan ibaret. İktidar olmayı zerre kadar istemiyor" düşüncesi içine giren bir hayli CHP seçmeni olduğunu biliyoruz.
O nedenle...
Bugün seçim olması halinde CHP'nin bu seçimde başarılı olması pek mümkün gözükmüyor.
CHP'nin, bundan böyle bu güne kadar oy vermiş kendi seçmenini ikna etmesi, ikna edememesi halinde ise yapılacak olan ilk seçimde büyük bir hüsrana uğrayacağı açık seçik görülüyor.
Peki, CHP bugüne dek partiye oy vermiş fakat "Bundan sonra oy falan yok" diyerek son derece kararlı olduğunu söyleyen kendi seçmenini nasıl ikna edecek?
İşte bu konuda öncelikle ve acilen yapması gerekenler var.
Bunlardan biri: İstifa müessesesinin artık uygulanabilir olması.
Bir diğeri: Fabrika ayarları.
Bir başkası: Parti içi demokrasi.
Hatta çağın gerektirdiği tüzük ve delege seçimleri.
Hatta...
Ortak akıl ve genel başkanlara süre sınırlaması getirilmesi.
Bu saydıklarımız sırası ile yapıldığında, CHP belki mutsuz ve umutsuz kitleler için yeniden umut olabilir.
Bu sayede belki mutsuz ve umutsuz kesimin önünde takoz olmak yerine o kesimin lokomotifi görevini üstlenebilir.
Yukarıda saydıklarımız bugünkü haliyle kaldığı müddetçe, CHP'nin bugünü dahi mumla arayacağı günler gelecek gibi görünüyor.


,,,,,


 


Nur içinde yatsın…


Eskişehir eski belediye Başkanlarından Selami Vardar'ın ölüm yıldönümünü önceki gün.
Vardar, Eskişehir'de iki dönem belediye Başkanlığı yapan, Türkiye'nin sayılı hesap uzmanlarından birisi olan ve altyapı denildiğinde ilk akla gelen bir isimdi.
Gerçekten de, bugünkü Eskişehir'in altyapısında, büyük ölçüde onun imzası vardı.
Son derece mütevazı bir insandı Selami Vardar…
Belediye başkanlığı görevinde geçirdiği yılları, makam masası yerine, kapı girişinde ki toplantı masası üzerinde geçirdi.
Belediyeden evine yürüyerek gider, akşam yapılan toplantılara katıldığında…
İsterse salonda Başbakan olsun, saat 22.00 deyince ayrılıp, evine dönerdi.
İhtirası yoktu…
Müzikten anlamaz, "Vardar Ovası"ndan başka türkü de bilmezdi.
-“Belediye biraz kültür sanat faaliyetlerine ağırlık vermeli” diyenlere, “Bizim Kırka Zeybek ekibimiz var ya. Daha ne yapalım?” derdi.
Onun için müzik, iş makinelerinin çalıştıklarında çıkarttığı sesti.
Eskişehir, onun döneminde Büyükşehir statüsüne kavuşmasına rağmen, o görev sonuna kadar "Büyükşehir belediye Başkanı" unvanını hiç kullanmadı.
Aslında, gençken Demokrat Parti ile başladı siyaset yaşamı.
Zamanın Eskişehir'deki Demokrat Parti yöneticilerinin şehirde kurmak istediği baskıya kızıp, CHP ye geçti.
Ve bu partinin belediye Başkanı seçildi.
12 Eylül ile birlikte CHP kapatılınca, SHP den aday oldu…
Ve ikinci kez Belediye Başkanı seçildi.
Görevi bittiğinde yeniden aday olmadı.
çağlayan iş hanında ki mütevazı bürosuna çekilip, eski mesleği olan Hesap uzmanlığını sürdürdü.
Birlikte yola çıktığı, hatta kol kanat gerdiği insanlardan çok çekti.
Selami Vardar iki dönem belediye başkanı yapmış bir kişi olarak geldi geçti ama…
Her ne kadar yer altında olduğu için gözükmese de…
Bugünkü Eskişehir'in özellikle de, şehrin temelinin mimarı oydu.
Ne diyelim…
Nur içinde yatsın…


.....


 


İşte futbolun güzel yüzü…


Hollanda’da Feyenoord futbol kulübü, hafta sonu oynayacağı karşılaşmaya, Hastanede kanser tedavisi gören çocukları davet eder…
Bunu öğrenen rakibi Excelsior takımının taraftarları, davet edilen çocukların bulunduğu tribünün üzerinde bulunan tribüne yerleşiyor.
Maç başlamadan önce rakip takım taraftarları, çocukların bulunduğu tribüne yukarıdan oyuncaklar yağdırıyor.
Tedavi gören çocuklar şaşkın!
Kucaklarına düşen oyuncaklarla öylesine mutlu oluyorlar ki, aynı anda hem futbol maçı izlemenin hem de oyuncaklara boğulmanın çifte mutluluğunu yaşıyorlar.
İnanın, insanın gözleri yaşararak izlediği bir tam bir şölen bu…
Aynı zamanda…
Yüzlerce, hatta binlerce kötü ve olumsuz yüzüne rağmen, futbolun en güzel yüzüydü bu…
“Keşke, futbol sahalarında bu görüntüler, diğer olumsuz görüntülerden daha fazla olsa” diyesi geliyor insanın.


.....


 


Ne diyelim! çok hoşumuza gitti…


İstikbal gazetesi olarak her ay okuyucularımıza, gazetenin yanında ücretsiz ulaştırdığımız bir dergi var.
İsmi: Esgündem…
Aylık İş, siyaset, Yaşam ve Spor dergimiz Esgündem yayın hayatına başladığı günden bu yana büyük ilgi görüyor.
Bu ay 20’nci, yani Ağustos sayısını okuyucularımıza ücretsiz ulaştıracağımız Esgündem dergisi, gerek işlenilen konular ve gerekse içeriğinde yer alan röportajlarla bağımlılık yapan, bir sonraki sayısı merakla beklenen bir dergi konumuna geldi.
İşte sözünü ettiğimiz dergimizi ilgi ile takip edenlerden biri de, eski TBMM başkanı ve Eskişehir Milletvekili Hüsamettin Cindoruk.
Her yaz Hüsamettin Cindoruk ile birlikte Cunda adasında tatilini geçiren Eskişehirli Orhan Kesikoğlu, Hüsamettin Cindoruk’un dergimizi okurken fotoğrafını çekmiş…
-“Bir sonraki ayın dergisini merakla bekliyoruz” notu da iliştirmiş gönderdiği fotoğrafa.
Ne diyelim!
Verilen emeklerin karşılık bulması çok ama çok hoşumuza gitti…

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi