1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Müziğin sesini de artık yarın duyarız!

Mahkum, bir yakını tarafından getirilen pastanın içine gizlenmiş testereyi çıkartıp, başlamış demir parmaklıkları kesmeye...
Gürültüyü duyup gelen gardiyan sormuş:
-"Ne yapıyorsun öyle"
Mahkum:
-"Görmüyor musun? Keman çalıyorum."
Gardiyan:
-"İyi de... Hiç müzik sesi gelmiyor?
Mahkum:
-"Merak etme! Müziğin sesini yarın duyarsın!"
***

Salgın başlayıp, tehdidini arttırdığında hemen herkes hükümetin  "Sokağa çıkma yasağı" kararı almasını istedi.
Fakat...
Hükümet ısrarla bu yasağı devreye sokmadı.
Bu anlamda...
Sokağa çıkma yasağını halkın istediği ama hükümetin yerine getirmediği bir ülke olarak tarihe geçtik...

***
Geçtiğimiz Cuma gecesi hükümet 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan etti...
Yasak duyulur duyulmaz insanlar kendini dışarıya attı.
Marketlerin, Fırınların, Bayilerin önünde kuyruklar oluştu.
İnsanlar, yiyecek içecek kaygısına, hatta kavgasına düştü.
Sosyal mesafe falan unutuldu, insanlar iç içe, kol kola raflara hücum etti.
Adeta bir Corona Party düzenlendi cadde ve sokaklarda.
Bu anlamda...
Sokağa çıkma yasağı kararıyla birlikte insanların sokağa döküldüğü bir ülke olarak bir kez daha tarihe geçtik.

***

Şimdi, sokağa çıkma yasağı kararı ile sokağa dökülen insanların salgınla mücadeleyi ne şekilde etkileyeceği merak ediliyor.
Bakanından, bilim insanlarına kadar hemen herkese "Cuma günü sokağa çıkıp o kalabalığı oluşturanlar nasıl bir tahribata yol açacak?" diye soruluyor...
Sorunun muhatapları, aslında bu sorunun cevabını tahmin edebiliyor.
Yani...
Cuma gecesi yaşanan o garabet olayın yaşatacağı tahribatının ne ölçüde olabileceğini aşağı yukarı kestiriyor.
Ama hiçbiri tahmin ettiğini çıkıp "Fena çok fena olacak" demiyor, diyemiyor.
Hemen hepsi ancak "Bekleyip göreceğiz" diyebiliyor.
Anlayacağınız,  “Bir fatura çıkacak çıkmasına da, çıkacak bu fatura ne kadar kalın olacak?” diye bir merak var…
Galiba bunu da, tıpkı başta anlattığımız fıkra misali,  müziğin sesini duyar duyduğumuzda öğreniriz!


.....


Kime güldüysek
başımıza geldi iyi mi?


İran’da, insanlar salgına yakalanmamak için türbe demirlerini yaladı.
Bu durum, ülkede hastalık vakalarını adeta patlattı.
Biz tam bu olaya gülüyorduk ki, ülkemizde virüse yakalanan bir şahsın, helallik istemek için bütün köy halkı ile sarılıp vedalaştığını ve virüsü bütün köye bulaştırdığı haberini aldık.
HHH

Endonezya,  virüs salgınına karşı ilginç bir yol geliştirdi.
ülkede, sokağa çıkan çocuk ve yaşlıları korkutmak için beyaz kefene benzeyen giysiler giyen adamlar, hayalet gibi gezinmeye başladı.
Ancak bu tedbir tam tersine bir sonuç verdi. çocuklar ve yaşlılar, sokakta gezen hayalet kılığına girmiş çarşaflı adamları görebilmek için kendilerini sokağa attı.
Biz tam bu olaya gülüyorduk ki, ülkemizde geçtiğimiz Cuma gecesi alınan 2 günlük sokağa çıkma kararı ile birlikte insanlar kendisini sokağa attı.

***

Uganda’da, sokağa çıkma yasağına uymayan 18 kişi, dur ihtarı bile yapılmadan vurularak öldürülmüş…
Haberi okur okumaz, kendi kendimize “Aman ha! Buna bari gülmeyelim” dedik…
Ne olur ne olmaz!
Kime güldüysek, başımıza benzeri bir durum mutlaka geldi!


.....


Zengin miyiz, Fakir mi?


ülkemizin salgın sürecinde üstesinden gelemediği bir maske meselesi var…
Başta, “Para ile Satılacak”, ardından “ücretsiz PTT ile dağıtılacak” kararlarıyla önemli bir vakit kaybedildi.
En sonunda Eczaneler aracılığıyla ve gelen bakanlık SMS leri yoluyla ücretsiz dağıtılmasına karar verildi.
Ancak bu da hızlı işlemedi.
Zira…
Hala eczanelerden ücretsiz maskelerini alabilenlerin sayısı bir hayli az.
Ve bu durum, büyük eleştirilere neden oluyor.
öte yandan…
Türkiye’nin salgın nedeniyle 40’a yakın ülkeye, içinde maskenin de olduğu yardımları var…
İşte bu durum da kafalarda ister istemez  “zengin ülke isek niçin maskemiz yok, fakir ülkeysek, neden zengin ülkelere yarım yapıyoruz?” sorusunu akla getiriyor…


.....


Rahşan Affı iktidarın sonu olmuştu…


2000 yılının Aralık ayında “Rahşan Affı” ile anılan bir af çıkartıldı.
70 bin olan cezaevlerinin mahkum sayısı çıkan bu af ile yarıya düştü.
Ancak 3 yılda mahkum sayısı yine 70 bin’e çıktı.
Bu durum toplumda büyük tartışma konusu oldu.
Yasanın çıkmasının mimarı olan Rahşan Ecevit daha sonra "Ben affı garibanlar için istedim, katiller yararlandı." itirafında bulunmak durumunda kalmıştı.
Af çıktığında, iktidarda DSP-MHP ve ANAP koalisyonu vardı.
Zaten yasa da bu 3 partinin oylarıyla çıktı.
Ancak söz konusu Rahşan affı, var olan koalisyon hükümetinin de sonunu getirecek bir süreci başlatmış oldu.


.....


Biraz da gülmek lazım


1- Bir adam gazeteye ilan vermiş: ’’Eş arıyorum’’.
Ertesi gün yüzlerce mektup almış. Hepsi aynı şeyi söylüyormuş.
’’Benimkini alabilirsin.’’
2- Bir adam karısına arabasının kapısını tutuyorsa emin olabilirsiniz.
’’Ya arabası yenidir ya da karısı!...’’
3- Bir genç babasına sorar; ’’Baba evlenmek kaça mal olur?’’
Baba cevap verir: ’’Bilmiyorum oğlum, ben hálá ödüyorum.’’
4- Evli erkeklerin psikolojisi arkadaşlarla lokantaya gitmeye benzer.
İstediğin yemeği sipariş edersin, sonra yanındakinin istediği yemeği görüp
’’Keşke onu isteseydim’’ dersin.
5- Evliliğin ilk yılında adam konuşur kadın dinler,
ikinci yılında kadın konuşur adam dinler,
üçüncü yılında her ikisi de konuşur, komşular dinler.
6- Bir kavgadan sonra kadın kocasına bağırır:
’’Seninle evlendiğimde tam bir aptalmışım.’’
Adam cevap verir: ’’Evet aşıktım, fark edemedim.’’
7- Bir davette bir kadın arkadaşına sorar; ’’Alyansını yanlış parmağına takmıyor musun?’’ Diğer hanım cevap verir;
’’Evet yanlış adamla evliyim de ondan.’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi