1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Nazikçe uyarı geldi!

“Bu seçimi çok ciddiye almalıyız arkadaşlar. Sadece seçilmişlerin en başındakiler değil, siz ilçe başkanlarım, başkan yardımcılarım, üyelerimiz ve sokaktaki vatandaş da dahil çok ciddiye almalıyız. Kimseyi kaybetmeye, dışarıda bırakmaya lüksümüz yok. Birlik olmalıyız, herkese kucak açmalıyız.”


Sözler CHP il başkanı Sinan özkar’a ait…


Milletvekillerinden Belediye Başkanlarına, parti yöneticilerinden üyelere kadar herkesi NAZİKçE uyarıyor…


-“Nazikçe” diyoruz, çünkü elinden gelen bundan başka hiçbir şey yok.


-“Kızım sana söylüyorum” misali, çalıyı dolaşıyor anlayacağınız…


Yılmaz Büyükerşen’den “Şimdi durup dururken, Yeşiltepe’nin planlamasıyla ilgili Tepebaşı’nı suçlamanın yeri miydi?” diye hesap soramıyor.


Ahmet Ataç’tan “Tamam hoca söyledi bir şeyler. Senin de çıkıp televizyon kanalından verip veriştirmenin zamanı mıydı” diye de hesap soramıyor.


Kazım Kurt’a “Bu işlerin bu hale gelmesinde senin de rolün var” diyemiyor…


Gaye Usluer’e “Sen PM üyesisin. Hiçbir şeye müdahil olmuyor, ne şiş ne kebap yansın havasını yaşıyorsun” da diyemiyor.


Utku çakırözer ile Cemal Okan Yüksel’e “Bu işi biraz da parti içi taraf olarak sizler körüklüyor, sonra da olayları uzaktan izliyorsunuz. Sonra da ortadan kaybolup, uzaktan film gibi izliyorsunuz” diyemiyor…


Hatta…


-“Ulan bu işin buralara gelmesinde benim de payım var. Bir tarafın gayretleriyle seçildim diye uzun süre parti içindeki diğer tarafı yok saydım” diye kendi kendine de hesap soramıyor.


Ne yapsın garip!


Herkesi NAZİKçE uyarıyor!


Uyarıyor uyarmasına da, parti içinde ve herkesin gözü önünde olan biten yanlışlar, söylediği doğruları havada bırakıyor…


-“Seçimi çok ciddiye almalıyız” diyor ama CHP içinde yaşananlar seçimi kimsenin pek de düşünmediğini gösteriyor.


 


-“ Kimseyi kaybetmeye, dışarıda bırakmaya lüksümüz yok.” Diyor ama partide yaşananlar birilerinin diğerlerini dışarıda bırakma lüksünü sonuna kadar yaşadığını gösteriyor…


-“Birlik olmalıyız, herkese kucak açmalıyız” diyor ama parti Eskişehir’de karpuz gibi ikiye ayrılıyor, kucakta olanlar kaçmaya çalışıyor…


Ve tüm bu olup bitenler sonrasında uyarı nazikçe geliyor!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Ne gereksiz şey şu kadın ve gençlik kolları!


 


 


18 yaş insan yaşamında son derece önemli bir yaştır.


18 yaşın altındaki herkes çocuktur.


çocukların mutlaka edinmiş olması gereken en önemli yaşam becerilerini artık hayata geçireceği yılların başlangıcıdır 18 yaş.


Dolayısıyla…


18 yaşına gelen çocuklar, cinsiyet arkı gözetilmeksizin artık birey olarak kabul edilir.


Kız olsun, erkek olsun, 18 yaşına gelmiş bir birey, kendi kararlarını kendisi verebilen, yaşam becerilerini her alanda ortaya koyabilen, seçme ve seçilme hakkı bulunan kişilerdir artık.


Böylesine bir gerçek varken, özellikle siyasi partilerin gençleri ve kadınları özel bir statü altında toplamaları çok anlamsız geliyor bana…


Kadın ve Gençlik kolları ile aslında siyasi partilerin kadın ve gençleri bir alt kategoriye attığını, “siz buralarda siyaset yapıp oyalanın” demek istediğini düşünüyorum.


Şu “Genç” dediğimiz bireyler, bu “Kol” olmadan aynı partide siyaset yapamıyor mu ?


Bal gibi de yapar, yapıyor da…


Şu “Kadın” dediğimiz bireylerin, bu “Kol” olmadan partide siyaset yapmalarının bir engeli falan mı var?


Alakası bile yok…


Nitekim, çoğu il ve ilçe yönetimlerinde gençler de kadınlar da birey olarak bulunabiliyor.


O halde partilerdeki bu “Kollara” ne gerek var?


Kadın ve genç dediğimiz bireylerin, örgütlenme, seçim çalışması yapma, siyasetin içinde bulunabilmesinin tek yolu bu sözünü ettiğimiz kollar mı yani?


Partiler bireyi resmen uzuv haline getiriyor…


Sonra aynı parti içinde, kolların yarattığı rahatsızlıklarla cebelleşiyorlar.


Vücut kendi kolundan çeker mi?


çekiyor işte…


Kol vücudu ortadan ikiye ayırır mı?


Ayırıyor işte resmen…


Sen vücut olarak iki uzvuna ayrı bir statü getirirsen, çoğu zaman kolun-başın ayrı oynar…


Nitekim oynuyor da…


  ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Termikle abandone olan AK Partililer…


 


önümüzde seçimler var…


AK Parti Eskişehir’de yapılan seçimlerde başarılı olamıyor.


Mahalli İdareler seçimlerini sürekli kaybediyor.


Milletvekili genel seçimlerini ise kıl payı ile birinci parti olarak kapatıyor.


Dolayısıyla.


AK Parti’nin önümüzdeki seçimlerde şansı bugünden bakıldığında pek yok gibi.


Peki…


-“Ne olursa AK Parti Eskişehir’deki seçimleri kazanır?” gibi bir soru sorulsa ne cevap verirsiniz?


Yani…


Eskişehir’de ne olursa bu iş AK Parti’yi Eskişehir’deki seçimlerde galip duruma getirir?


Benim aklıma “CHP’li belediye başkanlarının, milletvekillerinin, yönetimlerin birbirine girmesi” senaryosu geliyor…


Ancak CHP’nin içindekiler birbirine tam anlamıyla girecek ki, ne yaparsa yapsın bir türlü seçim kazanamayan AK Partinin Eskişehir’de seçim kazanma ihtimali ortaya çıkacak…


Galiba iş buraya doğru gidiyor…


Baksanıza…


Termik santral ile ilgili adeta abandone olan AK Parti, başta belediye başkanları olmak üzere CHP’lilerin birbirlerine girmesi ve gündemi bu konunun işgal etmeye başlaması üzerine adeta kendine gelmeye başladı.


***


Biraz da gülmek lazım


Bir düğün sofrasında bir bekâr, bahtsızlığına hayıflanıyor; "Evliler kuşkusuz talihli kimselerdir.." diyordu. Hanımlar bu sözlere bayılmışlardı. İçlerinden biri:
- "Niçin?" diye sordu ve şu yanıtı aldı:
- "Evli adam sadece bir kadından korkar. Bekâr ise bütün kadınlardan.."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi