'Günaydın, ne yapıyorsun öyle?'
'Kıyıda kalmış denizyıldızlarını suya atıyorum.'
'Neden?'
'Güneş yükseldi, sular çekildi. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.'
'Fakat kilometrelerce sahil var. Ve baştan başa deniz yıldızlarıyla dolu. Atsan bile kaç tanesini kurtarabilirsin ki? Bu işin anlamı yok.'
Çocuk sahilden bir denizyıldızı daha alıyor ve denize atarken:
'Bak onun için bir anlamı var. O yaşayacak.' diyor.
Denizyıldızlarının çokluğuna bakıp hiçbir şeyin değişmediğini düşünmektense birer birer değiştirmeye başlamak en iyisidir!