
Gazi Özdemir
NİÇİN YARATILDIK VE YARATILIYORUZ-1
Hemen hemen hepimiz, düşünüp aklımızı kullanmaya başladığımız andan itibaren zaman zaman mutlaka "Evren ve Dünya niye var? İnsan niye yaratılmış ve halen yaratılıyor?" şeklinde soruları kendi kendimize sormuşuzdur. Bu konuda gerek dini görüşler ve gerekse bilimsel çevrelerden farklı yaklaşımlar ve görüşler ileri sürülmüş ve halen sürülmektedir. Bu konuyu ben de Kur'an'a göre açıklamaya çalışacak ve tabi ki tartışmaya da açmış olacağım. Çünkü en sağlam yegane belgemiz Kur'an'dır.
Allah, Dünya'yı boşuna değil, bir amaç için yarattığını Zumer-5, Nahl-3, Ankebud-44 ve Teğabun-3 ncü ayetlerde belirtmektedir (Teğabun-3. Allah gökleri ve yeryüzünü hak üzere /boş yere değil, gerçek bir amaç üzere yarattı ve sizi en güzel şekilde biçimlendirdi. Sonunda hesap vermek üzere O'nun huzuruna döneceksiniz). Yaratmanın ciddî ve bir oyun gibi keyfi bir iş olmadığı Enbiya-16-17 nci ayetlerde açıkça vurgulanmıştır (Enbiya-16. Ey insanlar! Şunu bilin ki Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye ya¬ratmadık. 17. Eğer Biz onların bir eğlencelik olmasını dileseydik, eğlencemizi kendimizin uygun gördüğü bir şekilde ve bulunduğumuz yerde yapardık).
Etrafımıza bakıyoruz ve yaratılmış her şeyin düzenli ve sanki önceden belirlenmiş bir ölçüye göre yaratıldığını görüyoruz. Son asırdaki genetik araştırmalarla artık biliyoruz ki, en küçük hücreden başlamak üzere, yaratılmış her canlının yaratılış özellikleri, DNA diye tanımlanan ve 4 harften oluşmuş alfabeli bir yazım sistemine göre şekillenmektedir. İşte ilahi sistemin bu ölçülendirmesine Kur'an kaderlendirme demektedir (A'la-2. Çünkü Allah, her şeyi yarattı ve bir düzene koydu, 3. Her şeyin miktarını, biçimini belirledi /kaderlendirdi, hedeflerini ve yapacaklarını ilham etti. Ra'd-8. Ey insanlar! Allah öyle kudretlidir ki, her dişinin ne taşımakta olduğunu ve rahimlerde neyin eksik veya fazla olacağını bilir. Çünkü Allah'ın yanında her şey, belirlenmiş bir ölçüye göre yaratılmaktadır).
Kur'an, bize bu yaratılışlara bakmamızı, çünkü her yarattığında, insanların yararlanacağı ve Allah'ın gücü konusunda onları içten bir imana yönlendirecek bilgiler ve ipuçları bulunduğunu ikaz etmekte, araştırmamızı, bilim yapmamızı istemektedir. Çünkü Allah, yaratılış bilgilerinin yarattıklarında gizlemiştir (Ankebud-44. Allah gökleri ve yeryüzünü belli bir amaç için yarattı. Ve bu yaratışta aklıyla düşünen müminlerin yararlanacağı birçok işaretler /deliller vardır). İşte yıllardır yapılan bilimsel araştırmalarla artık biliyoruz ki Allah, bu yaratma işlemini matematik, geometri, biyoloji, fizik, kimya ve genetik bilimleri temelli yapmıştır.
Bu yaratma madem ki boşuna değil, sadece bir oyun olsun diye olmamakta, o zaman Evren olarak bütün yaratılanlar, "İLAHÎ BİR PROJE" gereği yaratılmaktadır. Bu görüşüm Kamer-49 ncu ayet ile de vurgulanmaktadır (Kamer-49. Şunu iyi bilin ki, Biz her şeyi, kesinlikle bir kadere /düzenli işleyen ¬bir plana /ölçüye /projeye göre yaratmışızdır). Bilindiği gibi her projeli işte, her konu ait olduğu proje gereği düzenlenir ve küçük parçalar belirli bir düzene göre bir araya getirilir. Buna göre, yaratılan her şey de bu İlahi Projeye göre yaratılmakta, tesadüf kesinlikle söz konusu olmamaktadır. Beynimizin kapasitesinin sınırlı oluşu ve görüşümüzün de darlığı nedeniyle biz insanlar ise, karşılaştığımız birçok olayı "Tesadüf, iyi veya kötü tesadüf" diye karşılıyor ve ilahi proje gereğini düşünemiyoruz. Zaten düşünsek bile, doğru bir sonuca ve nedene ulaşamayız ya!
Evren'in ilk yaratılışının 14.5 milyar yıl önce bir patlama ile başladığı, bilimsel olarak kabul edilmektedir. "Bing Bang" diye tanımlanan ve büyük bir patlama ile başlayan bu başlangıcın, Evren ve birimlerinin düzen ve şekillerinin genetik kodlarını, DNA'larını içinde barındıran bir "EVREN TOHUMU" olduğunu düşünüyorum. Çünkü etrafımızdaki canlıların oluşumu da birer başlangıç hücresinden veya tohumdan başlamakta ve yaratılanlardaki çeşitlilik de bu tohumların farklılığındandır diyorum. Her canlı nasıl tohum dediğimiz küçük bir yapıdan başlıyorsa, Evren tohumu da gelişerek bu aşamaya gelmiş ve halen gelişmek üzere genişleyip durmaktadır. Ancak 1930 lu yıllarda Huble tarafından ve kendi adı verilen Teleskop ile fark edilen Evren'in genişlemesi Kur'an'da Zariyat-47 nci ayet ile 1400 yıl önce bildirilmiştir (Zariyat-47. Ey insanlar! Hem rızkınızın ve hem de dünya azabınızın olduğu göğü gücümüzle Biz inşa ettik ve onu Biz bir düzen halinde genişletmekte¬yiz).
Ve bu yaratılış işleminin de Allah'ın sadece "Ol" demesi ile gerçekleştiği belirtilmektedir (Kamer-50. Ve yaratma buyruğumuz tek bir işlemdir ve göz kırpması kadar anidir. Yasin-82. Çünkü O, bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece "Ol!" der ve o hemen oluverir).Sanki İlahi bir bilgisayarın Enter tuşuna basılıyormuş gibi.
Kur'an'da, Evren de dahil, her yoktan ilk yaratılan için "Ħalk etmek, Allah'ın Ħalak etmesi" deyimi kullanılmaktadır.
Yaratılan her canlı, belirli bir yaşam süreli olarak yaratılmakta ve bu belirli süreli yaratmaya da Kur'an, Ecelli yaratılış demektedir (Ahkaf-3. Biz gökleri, yeri ve içindekileri hak üzere /belirlenmiş bir amaçla /bir program gereği ve belli bir süre ile /belirlenmiş bir ecel ile yarattık. Ama şirk-ortak koşanlar, riyakârlar ve bildirdiklerimizi inkâr edip küfre sapanlar, yapılan uyarıcı ve yol gösterici uyarıları önemsemiyorlar). Çünkü bu ilahi projede Eğitim Okulu olarak düzenlenmiş Dünya'da, öğrencilerin hem yeni sınıflara yerleştirilmesi, hem de mezun olanların yerine yeni öğrencilerin başlatılabilmesi için, yaratma yönteminin "Yaratma ve öldürme" şeklinde düzenlenmiş olduğu Vakıa-60-61 nci ayetlerle açıkça ifade edilmiştir (Vakıa-60. Sizler için ölümü Biz belirledik ve hiç kimse belirlediğimiz ölümü engelleyemez. 61. Çünkü böylece yerinize başka nesilleri getiriyor ve sizi bilmediğiniz bir şekilde yeniden biçimlendiriyoruz). Ruh için ölüm söz konusu olmadığına göre, gerek ölüm ve gerekse yeniden biçimlendirme işlemi, demek ki sadece Ruh'un Dünya elbisesi, okul üniforması olan vücudumuzun değişimi ile ilgili bir işlem olmaktadır.
Kısmetse konuya haftaya devam etmek üzere.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 28 Ocak 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.