1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Niye yapılmadı?" desek ne derler?

AK Parti büyükşehir belediyle başkan adayı Burhan Sakallı, mahalli seçimler öncesi  seçim vadi olarak Güney ve Kuzey çevreyollarının yapılacağını söylemiş…
Aynen şu cümleleri kurmuş;
“Güney çevre yolu İmişehir’den başlayıp, Aşağı çağlan ve Yukarı çağlan arasından bir yay çizip, Satılmışoğlu mahallesinin oradan da çevre yoluna bağlanan 52 kilometrelik bir yol.
Kuzey çevre yolu da Muttalıp’tan başlayıp, Bozdağ’ın eteklerinden geçen 35 kilometrelik bir yol. Güney çevre yolu ilk 3 yılımızda, kuzey çevre yolu da 5 yıl içerisinde tamamlanmış olacak.
Bu iki çevre yolunun yanı sıra iki tane de yan çevre yolunu Eskişehir’e kazandıracağız”
***

Bu sadece seçim öncesi aday olan Sakallı’nın vaadi değil elbette.
Aynı zamanda iktidar partisinin de vaadi…
Şimdi kalkıp bu vaadi hatırlattığımızda ve “Niye bu çevre yollarının yapımı başlamadı?” diye sorduğumuzda, pek çok kişi şunu söyleyecektir;
-“Seçimi AK parti kazansaydı yapılırdı. Kazanamadığına göre niye yapsın ki?”
Hatta bazıları…
-“İktidar kendisine oy vermeyen bir şehre bu yatırımı niçin yapsın. Seçimi kazansaydı yapardı. Eskişehir kendi haline yansın” diyecektir.
Dahası…
Bazıları çıkıp “Hem oy vermeyeceksin, hem de seçimi kaybedenden vaatlerini tutmasını isteyeceksin. Yolları da seçimi kazanan yapsın” diyecektir…
***
Bunların hepsini doğru varsayalım…
Elbette..
Hiçbir zaman seçimi kaybedenden vaatlerini tutması istenmez…
Ancak burada durum biraz farklı…
Neticede kimse çıkıp seçimi kaybetmiş Burhan Sakallı’ya “Verdiğin sözü tut” diyemez.
Fakat…
Burhan Sakallı bu sözü verirken, söz konusu çevre yollarını kendisinin yapacağını, belediye imkanlarını kullanacağını falan söylemedi ki…
-“Hükümet imkanları ile yapılacak.” dedi…
üstelik bu vaat verilirken “Seçimi kazanamazsak yapmayız ha!” diye bir şerh de belirtilmediğine göre…
 Şimdi bizim kalkıp  bu vaadi hatırlatarak “Niye yapılmadı?” diye sormamız tuhaf kaçar mı?
Bilemedik!


.....


AK Parti ile CHP’nin farkı!


CHP ile AK Parti kıyaslandığında…
Ya da AK Parti’nin alternatifinin CHP olup olamayacağına ilişkin tartışmalarda, özellikle siyaseten ortada yer alan insanların çok sık kullandığı bir söylem var…
-“CHP’nin AK parti’den ne farkı var ki?” denilmesi.
AK partide yaşanan hangi olumsuz olayın örneğini verseniz, her defasında, aynı olumsuzluğun CHP’de de yaşandığı örnekleriyle veriyor.
-“Orada tek adam var” denildiğinde, “Burada sanki yok mu?” deniliyor.
-“Orada genel başkan ne derse o olur.” dediğinizde “Burada sanki durum farklı mı?” söylemi geliyor anında.
Sonuç olarak…
Siyaseten ortada bulunan seçmenler, AK parti ile CHP arasında herhangi bir fark göremiyor…
Her iki partide de aynı anlayışın, aynı uygulamanın, aynı düşüncenin hakim olduğunu düşünüyor.
örneğin;
AK parti’de bir davranışı eleştirdiğinizde “CHP sanki ondan farklı mı?” derken, CHP’deki bir uygulamayı eleştirdiğinizde “AK parti’de sanki olmuyor mu?” deniliyor.
Sonuç olarak…
Yukarıda da söylediğimiz üzere bazı seçmenler (bunlar genelde politize olmamış. Ortada yer alan insanlardan oluşuyor) AK parti ile CHP arasında, gerek parti işleyişi, gerek parti içindeki düşünce ve uygulamalar çerçevesinde pek bir fark görmüyor…
Her ne kadar düşünce yapısından siyaset yapma biçimine kadar birbirinden farklı olsalar da, biri sağ’ı, diğeri sol’u temsil ediyor olsa da,  bu iki parti sözünü ettiğimiz seçmenin gözüne aynı gözüküyor…
Peki…
Sahiden de AK Parti ile CHP aynı mı?
Tek adamlıktan tutun da biat meselesine kadar her iki partide benzer uygulamalar, anlayışlar ve siyaset yapma biçimi birbirine benziyor olabilir…
Dışarıdan baktığınızda “Yok birbirinden farkları” diyebileceğiniz pek çok benzerlik ortaya çıkabilir.
Fakat…
Yine de AK Parti’yi CHP’den ayıran çok önemli ve belirgin bir özellik var bana göre…
O da; CHP’de her üyenin genel başkan gibi düşünmediği ve bunu açıkça dile getirebilmesidir.
Yani …
CHP’de her partili genel başkan gibi düşünmüyor.
Bunu da doğrudan dile getirebiliyor.
Ancak…
AK Parti’de her üye genel başkan gibi düşünmek zorunda.
Doğru bulmasa bile!


.....


Mizah anlayışımız!


Bugün biraz siyasetten ve Eskişehir’in halledilmeyen sorunlarından uzaklaşarak mizah konuşalım istedik…
Sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmem ama son birkaç yıldır yapılan mizah filmleri insanları eğlendirmekten ve güldürmekten oldukça uzak.
Birkaç yıl öncesinin insanı kahkahaya boğan mizah ve stand up sanatçıları, yaptıkları film ve programlar ile artık insanları eskisi gibi güldüremiyor.
Mizah adına ortaya konulan film ve programlar, oldukça basit, içinde mizahi zeka barındırmayan, sırf ticari kaygı ile yapılmış algısı yaratan ve sonuçta çocukların bile gülmekte zorlandığı çabalar olarak karşımıza çıkıyor.
***
Peki nasıl oluyor da, bundan birkaç yıl öncesine kadar izlediğinizde gülmekten karnınızı ağrıtan mizahi film ve programların benzerleri bu gün bizleri güldüremiyor?
Ekranda hiçbir şey yapmadan dursa bile insanı güldüren mizah sanatçıları bugüne gelindiğinde niçin  çocukları dahi gülümsetmeyi başaramıyor?
Bunun iki nedeni olabilir…
Birincisi; mizah sanatçıları artık, ellerindekini tükettikleri için mizah malzemesi bulamıyor.
İkincisi ise; toplumun sahip olduğu mizah anlayışı daha üst seviyede olduğu için, mizah sanatçılarının ortaya koydukları basit kaçıyor…
Bana göre ikinci şıkkın daha çok etkisi var…
Yani, toplumda daha iyi mizah ortaya çıkartılıyor olması…
***
Peki bu durumda şu akla gelebilir…
-“Madem toplumun daha iyi mizah anlayışı vardı, bu birkaç yılda mı ortaya çıktı? Daha önce yok muydu?”
Elbette vardı…
Ancak gözden kaçırılmaması gereken nokta, internet ve paylaşımları bundan birkaç yıl önce bu denli yaygın değildi.
O yüzden biz, en iyi mizahı var olan mizah ve  stand up sanatçılarının yaptığını zannediyor, adı sanı duyulmayan mizah zekasına sahip insanları ve paylaşımlarını göremiyorduk…
***

İnternet üzerindeki sosyal medya sayfalarında öyle paylaşımlar yapılıyor ki…
Hatta…
Yapılan paylaşımların altına öyle tespitler oluyor ki, ekran başında kahkahaya boğuluyorsunuz.
Hakaretleri bir kenara ayırdığınızda, yapılan paylaşımlar ile paylaşımların altına yazılanlar adeta mizahi zekanın tavana vurduğu halleri yansıtıyor.
Şöyle bir örnek verelim isterseniz…
Ankara eski büyükşehir belediye başkanı Gökçek, Türkiye’nin Almanya nüfusunu 70 yılda geçtiğini belirterek “Ya 70 yıl sonra neler olur. İşte bizden bunun için korkuyorlar” diye bir paylaşımda bulunuyor.
Biri altına şunu yazmış,
“Bu mantığa göre 70 milyonluk Türkiye’de 1 Melih Gökçek varken, 140 milyonluk Türkiye’de 2 Melih Gökçek olacak. Bundan kim korkmaz. Rabbim korusun!”
***
Başka bir örnek,
AK partili Burhan Kuzu, kendi sosyal medya sayfasından “gördüm bir yerde paylaşayım istedim” diye şöyle bir paylaşımda bulunmuş;
"Günün adamı olmaya çalışma… Hakikatin adamı olmaya çalış... çünkü gün değişir, Hakikat değişmez..."
Altına birisi yazmış,
-“Bence o sözü siz paylaşın diye değil, anlayın diye yazmışlar…”
***

Sonuç olarak…
Bu ve buna benzer milyonlarca mizah yaşanıyor internet üzerinde.
Aynı internet üzerinde, ülke insanının mizahi zekasının da ne denli yüksek olduğunu görebiliyorsunuz…
Böyle bir mecra önünüzde dururken, mizah sanatçılarının insanları artık eskisi gibi güldürememesi sizce de  çok normal değil mi?


.....


Yeni Vali Erol Ayyıldız!


önceki gece çıkan kararnameyle valiler değişti.
Eskişehir Valisi özdemir çakacak Mülkiye Başmüfettişi oldu.
Eskişehir valiliğine ise İzmir Valisi Erol Ayyıldız atandı.
Kararnamenin çıktığını duyduğunuzda ister istemez Eskişehir’e atanan Vali’nin kim olduğuna bakıyorsunuz.
Biz de öyle yaptık.
İlginç de bir habere rastladık.
Eskişehirli olan İzmir CHP milletvekili Atilla Sertel Vali’yi ziyarete gitmiş.
Makam kapısı açık olduğu için direk içeriye dalmış.
Gördüğü manzara şuymuş;
Sorununu anlatmak için gelen yaşlıca bir kadın koltukta oturuyor. Vali Ayyıldız ise önünde diz çökmüş nu dinliyor.
Atilla Sertel bu manzarayı gördükten sonra şöyle bir yorumda bulunmuş;
-“Bize böyle vatandaşın önünde diz çöküp sorununu dinleyecek valiler lazım.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi