Kadın Dernekleri Federasyonun yayınladığı 2024 Yılı Kadın Cinayetleri verilerine göre 421 kadın, 2023 Yılında 438 Kadın erkekler tarafından katledilmiştir.
Rakamlar oldukça ürkütücü. Bu ölümler cinayetle sonuçlanan ölümler.
Birde yavaş yavaş ölen kadınlarımız var. Nasıl mı?
Şiddetin türlerini sıralarsak
- Fiziksel şiddet.
- Psikolojik şiddet.
- Cinsel şiddet.
- Ekonomik şiddet.
- Dijital şiddet.
- Flört şiddeti.
- Israrlı takip.
Bir çok kadın bu şiddet türlerinden bir veya bir kaçına maruz kalmaktadır.
Eğitim ve sosyo-kültürel seviyesinin bir önemi yok, Şiddete uğrayan ilk okul mezunu da olabilir bir akademisyen de!
Burada önemli olan uğradıkları şiddetin ne kadar farkındalar ya da farkında oldukları şiddetle ne kadar mücadele etmektedirler.
Çevrenizde yakın akraba, arkadaş olduğunuz kadınlardan şiddet olayları duyduğumuzda aslında o yaşadığı olayın şiddet olduğunun ne kadar farkındayız.
Fiziksel şiddeti “dayak yedim, tokat attı, saçımdan sürükledi” gibi ifadelerle anlatırken, ekonomik ve psikolojik şiddeti; maaşımı elimden alıyor, beni beğenmiyor, sürekli aşağılıyor dediğinde yaşadığı şeyin ne kadar farkında acaba?
Farkında olmayanlar kadar maalesef farkında olanlarda var. Maalesef diyor ve üzülerek söylüyorum, farkında olup hiçbir bağı yokken, ekonomik özgürlüğüne sahipken ısrarla o insanla devam eden hatta boşanmaya karar verip mahkemeden bir gün önce barıştıklarını anlatan kadınlarımız var.
KADEM ‘in yürüttüğü “Şiddete Seyirci Kalma” seminerlerinde özellikle dizi ve TV programlarında yüzlerce şiddet sahnesinin normal bir durummuş gibi hayatımıza aktarıldığının yanlışlığı vurgulanmaktadır.
Şiddetle ilgili hep bir şeyler izliyoruz, duyuyoruz, anlatıyoruz ve üçüncü sayfa haberlerinde okuyoruz.
Dayak atıp evden kovan, üstüne seni istemiyorum diyen bir adama dönmek; her türlü hakareti edip elinden maaşını, parasını alıp ve yine seni istemiyorum hayatımdan defol git diyen adama geri dönmek!
Nasıl bir ruh hali bilemiyorum, tabii bunu yorumlamak uzmanların işi.
Ama bu tip olayları son zamanlarda çok fazla duymaya ve okumaya başladık.
TV Dizilerinin zaten bir çoğu şiddeti AŞK mış gibi gösteren içeriklerle dolu.
Televizyon izlemem, sadece merak edip okuduğum bir romanın diziye uyarlanmasından dolayı izlediğim bir-iki bölümde bile şiddet unsurları çok fazlaydı.
Şiddet karşısında toplum olarak daha duyarlı, daha bilinçli olmalıyız. Özellikle çocuğun eğitiminde ve gelişiminde büyük rol oynayan annelere daha büyük sorumluluk düşüyor.
Şiddeti normalleştirmemeli, adını sevgi, aşk gibi alakasız isimlerle değiştirmemeliyiz.
