4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÖNCE AKLISELİM...

1 Mayıs 1977 tarihinde, Taksim de yapılan kutlamalarda yaşanan, korku ve kaygı hala devam ediyor. O yılki kutlamalarda, 28 kişi ezilme, ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi gözaltına alındı; fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenemedi. Olay halen aydınlatılamadı. Bu durum, yıllarca gündemde kaldı ve bu yılki kutlamalara da damgasını vurdu.
Oysa bu paranoya dikkate alınmayıp, Taksim Meydanı sendikalara tahsis edilse idi. Bu açıklamalara hiç gerek kalmayacaktı. Çünkü l Mayıs, işçi sınıfının, bu taleplerinin her yıl dile getirildiği bir gündür. Ayrıca Devletin görevi, Taksim'i sendikalara yasaklamak veya gerginliklere neden olmak değil, güvenliği sağlayarak, 1 Mayıs'ın, coşku içinde kutlanmasını temin etmektir.
Maalesef Türkiye' de, ne iktidar, ne de muhalefet ve sendikalar, bilim adamlarımızın uyarılarını dikkate almıyor. Yetkili ve sorumlu olan kesimler de, çözümü Taksim meydanını yasaklamada ve maddi kayıp gibi, komik gerekçelerde arıyorlar. Hiçbir zaman da olaylara bilimsel bakmıyorlar. Oysa suçlu işçiler değil, siyasi iktidarlardır. Çünkü kırsal alanları, yapay yöntemlerle boşaltıyorlar. Sorunlu ve hınçlı kalabalıklar, kentlere taşıyorlar. Bu gelişmelere neden olarak veya dikkate almayarak, siyasi iktidarlar, kendisini de zor durumda bırakacak bir ortam hazırlıyorlar. Bu insanları da iç ve dış şer odakları, amaçları doğrultusunda kullanılıyor. Fatura ise halka, sendikalara ve çalışanlara çıkartılıyor.
1 Mayıs' ta saldırganlar, geçmişte olduğu gibi, yarında, belki müthiş hırslı ve hınçlı olacaklar. Onları birleştiren tek şey, "nefret"tir. Her şeyden, nefret ediyorlar. Hatta emekçilerde bile nefret ediyorlar. Çünkü emekçilerde, düzenin bir parçasıdır. Emekçiler, sosyal adalet istiyorlar. Mevcut düzenin, ıslahını istiyorlar. Ama bir Mayıs'ta olay çıkaranlar düzene, toptan karşılar. Ülke, düzen ve emekçi düşmanı, bu kişi/kişiler, düzenin kendilerine yaşam hakkı tanınmadığına inanıyorlar.
Elbette 1 Mayıslardaki yaşanacak olayların tek sorumlusu, dün olduğu gibi bugünde, siyasi iktidardır. Çünkü her kesime açık olan, "Taksim Meydanı" nı, yasaklayan, dünya da 1 Mayıs 166 ülkede tatil iken, maddi kaybı gerekçe göstererek, tatil etmeyen de bugünkü siyasi otorite değil midir?
Yine bunca yıldır, hep çalışanların zararına bozulan ve bir türlü de düzeltilmeyen gelir dağılımı nedeniyle, toplumu isyan noktasına getirenler, kronik enflasyonla, zengini daha da zenginleştiren, yoksul halkı, daha da sefilleştiren de siyasi iktidarlar olmadı mı?
Artık gerçekleri görelim. Taksim Meydanı' nı yasaklamak ve asılsız gerekçelerle 1 Mayıs' a karşı çıkmak, dün olduğu gibi, bugün de gelecekte de çözü olmayacaktır. Çünkü ülkemizde, insanlar, aç, işsiz ve geleceksizdir. Bu koşullar değişmedikçe, Arzu edilmeyen olaylar devam edecektir.
Sendikalar, 1 Mayıs'ı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da Taksim'de kutlamakta ısrarlılar. Ancak İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama taleplerini reddetti. DİSK Genel Sekreteri Görgün ise sosyal adalet, eşitlik, bağımsızlık ve demokrasi için, 1 Mayıs'ta omuz omuza olacaklarını ifade ederek, "Bizler ülkemizin, emek örgütleri TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK olarak, 1 Mayıs 2008'de sosyal adalet, eşitlik, bağımsızlık, özgürlük, barış ve demokrasi için Taksim'deyiz" dedi.
Yarın Siyasi otorite, güvenlik güçleri, TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK' de ölçülü hareket etmelidir. 1 Mayıs, kutlamaları provoke edilebilir. Onun için de 1 Mayıs kutlamalarında, aklıselim galip gelmelidir.
Türkiye' de, keyfi yönetim anlayışı yüzünden, yasal yollarla yapılmayan işler veya eylemler, yasadışı yollarla gerçekleştirilmektedir. Devletin yasal işlemleri gecikince veya halkın istekleri yasal işlemlere uygun olduğu halde, kabul görmeyince de alternatif çözüm üretiliyor. Taksim Meydanı'nın, 1 Mayıs kutlamalarına verilmeyişi, buna en güzel örnektir. TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK' in, Taksim'de kutlama isteklerini aslında yasal açıdan hiçbir sakıncası yoktu ama yetkililer tarafından kabul görmedi. Oysa yasal izin verilip, gerekli önlemde alınmış olsa idi; her iki tarafta, huzur içinde olacaktı.
Ortam gergin. Terör örgütleri, dış ve iç şer odakları da bu gergin ortamı çok iyi kullanırlar. Çünkü "Kurt puslu havayı sever." İnatlaşma da bir felakete dönüşebilir. Oysa TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK, 1 Mayıs' ı, Taksim' de kutlasa, bu gerginlik olmadığı gibi, Siyasi iktidar da hiçbir şey kaybetmeyecekti. Kazanan da Türkiye olacaktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi