
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ORGANİK TARIM VE PAZAR TEŞVİK EDİLMELİ
Her gün sofralarımıza gelen, 22 bin ürün Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından denetlendi. Yağ, bal ve pekmezin içeriğinin değiştirildiği, pul biberin zirai ilaçlar nedeniyle zehre dönüştüğü ortaya çıktı. Kırmızı ete, domuz, at ve eşek etinin karıştırıldığı belirlendi. Bebek mamalarında kurşun bulundu.
Oysa organik gıda, tüm üretim sürecinde kimyasal ilaç, hormon, sentetik gübre, katkı maddeleri kullanılmaksızın üretilmiş ve de genleriyle oynanmamış olan ürünlerdir. Sağlık açısından da son derece önemli ürünlerdir. Bu nedenle ve dünyada artan destekleyici hükümet politikaları, sağlık ve çevresel konularda, bilinçli tüketiciler ile organik gıdalara olan talebin, büyüyerek devam edeceği de bir gerçektir.
Türkiye' de gıda sektöründe tablo bu olunca da, Tepebaşı Belediyesi tarafında açılan, "ORGANİK PAZAR" insan, özellikle de çocuklarımızı sağlığı açısından bir velinimet olduğu bir kez kanıtlandı. Ancak bu pazarın, sürekli ve kalıcı olması da Eskişehir' halkının, pazara göstereceği ilgi ile eşdeğerdir.
Ayrıca pazarın devamlılığın da Tepebaşı belediyesi yanında, diğer belediyelere, özellikle de Tarım İl Müdürlüğümüze de görevler düşmektedir. Eskişehir' de doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi, sürdürülebilir tarım, toprağın yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı için Eskişehir' de "ORGANİK TARIM" teşvik edilmelidir. Bunun için de Eskişehir, özellikle de Sivrihisar çevresine has, tohumların korunması ve geliştirilmesi ve organik tarım yapılması, hususları yanında, gıda kontrolü üzerinde, kentteki tüm kurum/kuruluşlar elini taşın altına koymalıdır. Çünkü Söz konusu olan İNSAN SAĞLIĞIDIR.
Eskişehir' de, tarımla uğraşan kişi/kişiler, kurum/kuruluşlar "ORGANİK TARIM" a yönelmelidir. Çünkü Organik tarım, Eskişehir ekonomisin için çok önemlidir. Ancak bugün, tarım ürünlerinin, kente ekonomisine katkısı, tarım alanları ile orantılı değildir. Oysa Eskişehir, 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahip. Kentte, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7'si, tarım arazisidir. Eskişehir'de sulanabilir tarım arazisi, 350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102 ha (40.46) dır. Hülasa Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir ildir.
Ne var ki, mevcut tarım alanları, gerektiği şekilde kullanılmamaktadır. Çiftçiler hala babadan kalma tarım yöntemleri ile ürün elde etme gayret ve çabası içindedir. Dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri takip etmedikleri gibi, Kendisine önerilen ve tanına imkânları da kabul etmemektedir.
Eskişehir çiftçisi, tarım alanında söz sahibi olmak, mahsulünü değerinde satmak en önemlisi de refah seviyesini yükseltmek istiyorsa, Organik tarıma yönelmek zorundadır. Çünkü Dünya' da ve ülkemizde, organik ürünlere karşı olan ilgi az da değil. Tarımın geleceği de organik tarımla orantılıdır. Bugün, 130 ülkede 24.1 milyon hektarlık alanda sertifikalı olarak organik üretim yapılıyor. En geniş üretim alanı, 10 milyon hektarla Avustralya'da. AB ülkelerinin toplam üretim alanı ise 5.6 milyon hektar. Ayrıca Avrupa, tarım alanlarının yüzde 3.5'i organik tarıma ayrılmış durumda. AB'nin 2010 yılı hedefi ise bu oranı yüzde 10'a çıkarmak. Birlik ülkelerindeki işletme sayısı, bugün 175.000'e ulaşmıştır. Organik tarım denildiğinde, artık karşımızda 25 milyar dolarlık bir pazar var. Ve her yıl yüzde 10 ile yüzde 40 arasında büyüyor. Türkiye' nin bu pazardan aldığı pay ise devede kulaktır.
EKOLOJİK PAZAR, kalıcı olacak mı önümüzdeki aylarda görülecektir. Ancak Ekolojik Pazar' da, Fiyatlar yükseldikçe normal bir durum olarak arz artar. Yüksek fiyatlar, daha yüksek maliyetlere katlanarak daha fazla mal istihsaline imkân verdiğinden piyasa fiyatları ile arz miktarı arasındaki münasebet doğru orantılı olarak gelişecektir. Ancak Talebi etkileyen temel faktör de malın piyasa fiyatıdır. Ancak arzın tersine, fiyatlar düştükçe, tüketicilerin almaya hazır olduğu miktarlar artar. O nedenle de Organik tarım ürünleri mümkün olduğu kadar, herkesin alabileceği fiyatlarda satılmalıdır.
Türkiye, dünyadaki organik ürün pazarından, payını almalıdır. Ülkemizde, organik tarım yapılan alanlar, 103.000 hektara ulaştı. 13.000 üretici organik tarımla ilgileniyor. Üretilen, ürünün büyük bölümü ihraç ediliyor. İhracattan, sağlanan gelir ise yılda 50 milyon dolara ulaştı.
Şu bir gerçek ki organik tarımda talep arttıkça, organik ürünlerin fiyatı da artacaktır. Bunu önlemenin tek yolu, fazla organik ürün üretmektir. Çünkü arz fazlası olunca bu durumda üreticiler stokları önlemek için, daha düşük fiyatlarda, aynı miktar malı satmayı kabul edecekler, böylece fiyatlar düşecektir.