
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ORTADOĞU- TÜRKİYE VE TERÖR
EKMM' de, ülke ve kentle ilgili sorunlar, ilde, farklı kesimler, bir araya getirilerek, görüşülüyor. Eylül ayında, Eskişehir Küçük Millet Meçlisi' de, genel gündem: Ortadoğu ve Suriye'deki Gelişmeler yanında, Türkiye' de, yaşanan sorunlardı. Siyasi parti, demokratik kitle örgüt temsilcilerinin, katıldığı toplantıda, başta Suriye olmak üzere, ülke gündemi tartışıldı. Özellikle de SP İl Başkanı Fesih Bingöl, barış, birlik ve beraberlik ve adaletin önemi yanında, Suriye, üretim ve ahlak üzerindeki açıklamaları ile dikkat çekti
Ayrıca Sayın Fesih BİNGÖL, Küresel güçlerin, Ortadoğu'yu, yeniden dizayn etmek için, dün olduğu gibi, bugünde, kirli planlarının, devreye olduğunu, önce DAEŞ adında bir terör örgütünü, ardından da PYD devreye soktuklarını vurguladı.
EKMM' de, ortaya konan terörle ile ilgili gelişmeler değerlendirildiğinde, ülkemizi, zor günler bekliyor. O nedenle de Türkiye' de, her şeyden daha çok, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Çünkü. Türkiye, Türk dünyasının kalesidir. Türkiye'nin ve İslam dünyasının güçlü olması ülkemizde oluşacak birlik ve beraberlikle orantılıdır.
Şu bir gerçek ki Birinci Dünya Savaşı'nda, kullanılan taktiklerin, bir kısmı yeniden devrededir. 1. Dünya savaşında, Ortadoğu'yu şekillendirmek için, devre de olan Lawrence'ın yolundan giden ajanlar ,"ETNİK" ve "DİNSEL" nefreti körükleyerek, ayaklanma ve çatışmalar çıkarıyorlar, bölgedeki terör örgütlerini de finanse ediyorlar..
Öte yandan 2005'de, gündeme gelen, BM 'Koruma Yasası', 2011'deki Arap 'baharı' yani Büyük Ortadoğu Projesi uygulaması düşünülerek, ortaya atılmıştır. Bu yasa ile uluslararası camia' denen küresel odaklar, hedef ülkelere teklifsiz 'müdahale' şansı elde etmişlerdir. Libya bu çerçevede kan gölüne çevrilmiştir. Bu yasanın, Türkiye'ye, karşı kullanılabileceği BDP tarafından da daha önce de ima edilmiştir.
Rus Başbakanı Vladimir Putin, Libya'daki senaryonun, Suriye'de de tekrarlanmasına ve dışarıdan askeri güç müdahalesine kesinlikle karşı duruyor. Nitekim geçmişte de NATO'nun, Libya'ya harekâtını, tepki göstermiş ve Libya'daki totaliter rejimi eleştirmişti.
Yine ABD'nin, Suriye politikasındaki en etkili isimlerinden, Philip Gordon'un, "Deescalation and Decentralization" planı devreye sokuldu. Ateşkes kararıyla uygulanacak plana göre: Kuzeyde, bir Kürt devleti, Esed yönetimi ve çölde bir DAEŞ devleti kurulacak. Muhalifler ise terör örgütü kabul edilip, tasfiye edilecek" dedi.
Suriye, üçe bölünür mü zaman gösterecektir. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye konusunda, ABD ile anlaşma sağlamalarının, ihtimal dışı olmadığını söyledi.
Ayrıca uzmanlara göre, terör örgütlerini, piyon olarak kullanarak bölgeyi şekillendirmek isteyen emperyalistlerin esas amacı Suriye değildir. Tek hedef, gelişip, büyüyen, demokratik reformlarla özgürleşerek, hedeflerine yürüyen, bölgenin, en güçlü ülkesi, Türkiye'nin de önünü kesme operasyonudur.
Çünkü Türkiye, değişen dünya dengeleri içerisinde, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkas ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumundadır. Jeostratejik önemi de artmıştır. Ortadoğu ile birlikte, Kafkas ve Orta Asya' nın, zengin enerji kaynakları, Batı tarafında kontrol altında tutulmak isteniyor. Bu nedenle de Batı ülkeleri, bu bölgelerde kilit durumuna gelen güçlü bir Türkiye istemiyor. Ülkemiz ve Ortadoğu da terörü, sürekli gündemde tutarak, hedeflerine ulaşmak istiyorlar.
Diğer yandan Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanvekili Sayın Bülent ORAKOĞLU, " Bugün Türkiye'nin karşılaştığı sorunlar, Suriye kaynaklıdır. Bu sorun çok uluslu, bir terör saldırısıdır. Ama bu terörün klasik tanımını aşmış, Türkiye içerisinde bir iç savaş çıkarmaya yöneliktir. Türkiye'yi yeni bir teknikle örtülü savaş yöntemiyle sınamaya yönelik bir takım saldırılardır bunlar. Bunlar klasik bir terör olarak tanımlamak, anlamak mümkün değildir. Bunların arkasında yabancı ülkeler vardır "demiştir.
Nitekim PKK' ya, 20 ülkenin, silah ve eğitim yardımı yaptığı deşifre oldu. Almanya ise PKK'ya, kurulduğu günden beri, yardım ediyor. Bu yardım, çok açık şekilde, herkesin görebileceği şekilde yapılıyor. Avrupa ve dünyadaki pek çok ülke, özellikle de Sevr rövanşistleri olan, ülkeler, her zaman PKK'ya, yardım ve yataklık etmekte, en ön saflarda yer alan ülkelerdir.
Küresel güçler Ortadoğu'dan daha fazla pay almak için kirli hesaplar yapıyor. Bölgenin haritası yerör odakları ile yeniden çizilmek isteniyor..Bu planı hayata geçirmek isteyen emperyalist güçler, bir yandan terörü desteklerken, diğer yandan da barış, demokrasi ve insan hakları söylemleriyle iki yüzlü bir tavır sergiliyorlar.
Bugün, Ortadoğu' da ve Türkiye' deki terör öğütlerinin arkasında, emperyalist güçler var. Bu güçler, terör örgütlerine, destek vererek, İslam dinin hedef alırken, bölgedeki ülkelere ve terör örgütlerine, kullanmadıkları, demode silahlarını, satarak, değerlendiriyorlar, en önemlisi de bölgedeki doğal zenginlikleri de sömürüyorlar, Ayrıca Ortadoğu' da, Türkiye' de dahil, güçlü bir ülke oluşmasını da önlemek istiyorlar.
Hülasa teröre destek veren, emperyalist ülkeler, bir taş da dört kuş vurmak istiyorlar.
Ülkemizin, terörle mücadelede, başka ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan yardım beklemesine, gerek yoktur. Onlar çözmek için değil, daha da karıştırmak için, bu sürece dahil oluyorlar. Türkiye, bu sorunu, kendi imkânları ile çözecektir. Yeter ki terörle mücadelede, birlikte ve sağduyulu, hareket edilsin, ülkemizde, her kesim, terörle mücadelede, elini taşın altına koysun...
Sayın Sevim ŞAHİN, ekibini ve katılımcıları kutluyoruz.