4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÖZEL TİM VE TERÖRLE MÜCADELE

Yıllardır, terörle mücadelenin, yalnız askerin işi olmadığı yazılıp, söyleniyor ama hiçbir yetkili, özellikle de siyasi irade, bu önerileri yeterince dikkate almıyor. Ayrıca geçmişte, PKK terörüne karşı yok denecek kadar şehit veren, Özel Harekât Timi dağıtıldığı gibi, bugün mevcut olan Özel Timin ve güvenlik güçlerinin de yetkileri kısıldı. Daha da kötüsü, geçmiş yıllarda bazı malum kesimlerce, PKK' nın korkulu rüyası olan, Özel Harekât Timine, önyargılı yaklaşıldı ve yargısız infaz yapıldı.
Oysa geçmiş yıllardaki Emniyet Genel Müdürü Sayın Bilican," Toplam 49 ilde faaliyet gösteren 6163 Özel Harekât Tim personeli mevcut. Özel Harekât Timleri için, şu ana kadar çok şey söylendi. Bunların çoğu asılsızdır. Bu teşkilatın dağıtılması ya da bir başka kuruma bağlanması mümkün değildir. Özel Tim polislerinin de diğer polislerden bağlı bulundukları disiplin tüzüğü bakımından hiç bir farkı yok. Devletimizin, bu timlere ihtiyacı var. Ben bildiğiniz gibi bunların içinde bulundum. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği yaptım. Bu insanların vatanına son derece bağlı insanlar olduklarını bizzat gördüm. Özel Tim, bize son derece gerekli bir birimdir" demişti.
Türkiye, 1992 yılında, Devlet Güneydoğu'da otorite kaybediyordu. Bu gidişi durdurmak ve çözümde bulunmak zorunda idi. Ve aranan çözüm, nihayet 1993 yılında bulundu." PKK ya karşı, onun taktikleriyle savaşılacak, PKK ya destek olanlara terörist muamelesi yapılacaktı. Bugün öyle mi?
Ancak Özel Tim başarılı oldukça, aleyhindeki senaryolar, hız kazandı. Özel Tim Emniyet Genel Müdürlüğünce, PKK ve Dev Sol'a karşı, kullanılıyor görüntüsü altında tehdit, gasp, haraç, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet gibi suçların, Özel Tim mensupları tarafında yapıldığı iddiaları geldi.
Şayet Özel Harekât timi içinde, toplumun tasvip etmediği bazı olaylar olmuşsa, bunu öne sürerek, terörle mücadele de olmazsa olmaz konumda olan, bir kuruluşu yıpratmak veya tamamen ortadan kaldırmak, bu ülke insanına, yapılmış en büyük haksızlıktır. Çünkü Terörle mücadele, TSK' nın işi değildir. Teröristlerle mücadele, onları yöntemi ile olur. Bu da iyi eğitilmiş, bu alanda deneyim ve tecrübe kazanmış, güvenlik mensupların işidir.
Ancak AB uyum yasaları gereği, Emniyet Teşkilatı'nda, Özel Hareket Timleri için de düzenlemeler getirildi. Düzenlemeye göre, illerdeki Terörle Mücadele Şubesi'ndeki görevli kişiler, operasyonlara giremeyecek, operasyonları Özel Hareket Timleri yapacak. Özel Hareket Timleri, ayrıca kentlerde yapılan operasyonlarda da kullanılacak, kırsal alana çok zorunlu haller dışında, kesinlikle çıkamayacak.
Ayrıca özel Hareket Timleri, artık operasyonlara hemen başlayamayacak, operasyon yapılacak kişi ya da kişiler, bu görüşmeciler tarafından önce konuşarak ikna edilmeye çalışılacak. Bu kişiler, psikologlar tarafından eğitilen ve uzman kişilerden oluşacak. Bir operasyon anında, Cumhuriyet Savcıları talimatı doğrultusunda hareket edecek Suçlular ikna etmeye çalışacak. Silahlı çatışma, artık Özel Hareket Timleri'nin en son çaresi olacak. Bu tabloda, güvenlik güçlerinin, terörle mücadelede, başarılı olması mümkün mü?
Bugün Asker, bu zorlukları bizzat yaşadığı için, bu düzenlemenin değiştirilmesini istiyor ama hala hükümet tereddüt içindedir. Dış ve iç şer odakları ise insan hakları ve demokrasiyi gerekçe göstererek, bazı kesimlerde AB'ye üyeliği öne sürterek, bu düzenlemelere karşı çıkıyorlar. Oysa bütün bu kesimlerin amacı, üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Ayrıca şehitlerimizin yaşama hakkı insan haklarından daha önemlidir. İnsanımız öldükten sonra Türkiye'de insan hakları ve demokrasi niye yarar.
Terörle mücadele için, mutlak Özel Harekât Timlerinin sayısı artırılmalı, bölgede, sürekli ve kalıcı olmalı, geniş yetkiler verilmelidir. Aksi halde, vatan evlatlarımızı, şehit vermeye devam edeceğiz.
Türkiye, bugünkü, terörle mücadele yönteminden vazgeçmelidir. Yeni bir strateji belirlemeli, eğitimli, tecrübe ve deneyim sahibi, "Özel Harekât Timleri" ve geçmişte olduğu gibi PKK' nın, taktiği ile mücadele etmelidir.
Ve nihayet! Artan terör saldırılarının ardından, Güneydoğu'ya takviye olarak özel tim elemanları gönderilmeye başlandı. Ama bugüne kadar da, genç vatan evlatlarımızı, şehit verdik. Daha da vahimi, esas sorumlular orta iken, kendini bilmez kesimler, görevini, canla başla yapamaya çalışan, TSK' yı sorumlu tutma cehaleti gösterdiler. Oysa terörle mücadele, yalnız askerin işi değil ve güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar da önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi