4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

PEYGAMBER'DE DİRİLMEK

Eskişehir, Türk Ocağı' nın, 27 yıldır, geleneksel hale getirmiş olduğu Ramazan konferansları, "Peygamber'de Dirilmek" konulu konferansı ile başladı. Konuk, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğretim görevlisi, Sayın Prof. Dr. Ömer Faruk Harman'dı.
Konferansın, başında bir konuşma yapan, Sayın Prof. Dr. Nedim Ünal, dünyada mağdur olan Müslüman Türkler ve Suriye'den gelip, Eskişehir' de zor şartlarda yaşayan 150 Türkmen ailenin durumu üzerinde, etkili bir konuşma yaptı. Bu Türklere, siyasilerin ve halkımızın, daha duyarlı olmasını istedi.
Sayın Prof. Dr. Nedim Ünal, Çin hükümetinin, Uygur Türklerini asimile etmek için baskı kurduğunu belirttikten sonra, " Çin Ramazan ayında oruç tutulması yasaklanmıştı. Aileler çocuklarıyla birlikte camiye gidip namaz kılamıyor. Başka ülkelere, mülteci olarak giden Uygur Türkleri ise zor durumdadır. " diyerek bir gerçeği katılımcılarla paylaştı.
Türk Ocaklarının, Eskişehir'deki bölge toplantısı, bildirisinde de, "Türk Ocakları, Kırım ve Doğu Türkistan'da kardeşlermiz, Rusya ve Çin tarafından maruz bırakıldıkları muameleye karşı, Türk Ocakları, her zaman onların, yanında olacağını ve onları desteklemeye de devam edeceklerini" kamuoyu ile paylaşmıştı.
Türk Ocakları, dünyada mağdur olan Türkleri, her platformda gündeme getiriyor. Ancak siyasi iktidar, Mısır, Suriyeli muhaliflere ve Gazze 'ye gösterdiği ilgiyi, ne Iraklı ve Suriyeli Türkmenlere, ne de Kırım ve Doğu Türkistan'a gösteriyor. Irak ve Suriye'de, İki ateş arasında kalan, Türkmen ise Türkiye'den yardım bekliyor.
Sayın Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, "PEYGAMBER'DE DİRİLMEK" konulu konferansta, Kuran ve Peygamberimiz üzerinde, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Peygamberlerin, ortak özelliklerini de, ""doğru olmak, güvenilir olmak, çok akıllı ve anlayışlı olmak, Allah'tan gelen vahyi eksiltip fazlalaştırmadan, insanlara duyurmak ve hiç günah işlememeyi, ortak özellikleri olarak tanımladı.
Müslümanlar, aile fertlerine karşı, iyi davranmak, çocuklara sevgi ve şefkatle yaklaşmak ve anne-babanın hukukuna riayet etmekle sorumludurlar. Bu konularda Hz. Peygamber, model ve örnek şahsiyettir. Bu hususta peygamberimiz, "Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği emredip, teşvik edip, kötülükten sakındırmayan ve uzaklaştırmayan bizden değildir." demiştir.
Sayın Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, kul hakkı üzerinde de dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kul hakkının, hayatta daha çok insanların, canları, bedenleri, ırz ve namusları, manevî şahsiyetleri, makam ve mevkileri, dinî inanç ve yaşayışları gibi konulardaki kişilik haklarıyla, mallarına ve aile fertlerine ilişkin haklardan oluştuğunu, Bunlara yönelik olarak verilen zararlar, kul hakkına tecavüz sayıldığını vurguladı.
Kur'an, birçok ayette insanların haklarına saygı gösterilmesi istenmiş ve kul hakkına saldırı mahiyetindeki tutum ve davranışlar yasaklanmıştır. Kul haklarını, iki kısımda değerlendirmek mümkündür. İlki insanların sahip olduğu maddî ve manevî haklara tecavüz etmek, zarar vermektir. İkincisi ise; dinî, ahlakî ve hukukî hükümlerin, onlara verilmesini gerekli kıldığı şeyleri vermemektir.
Sayın HARMAN, " Hz. Muhammed'e, ümmet olmak, ilahi lütuf ve şeftir." dedikten sonra, "O sadece bir bölgeye değil, bütün zamanlara ve mekânlara gönderilmiştir. Çünkü O kendisinden önceki bütün peygamberlerce, geleceği müjdelenmiş, bir kutlu elçisidir." Dedi.
Peygamberimizin (s.a.v.) ahlakı, 'Kur'an Ahlakı' olarak tanımlanmıştır. Peygamberimiz, hayatı boyunca sözünü, davranışlarını ve işlerini Kur'an'a göre ayarlamış ve onu yaşayıp, kullukta güzel örnek olmuştur. Allahu Teala (c.c.) "Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin." (Kalem 68/4) ayetiyle, Peygamberimizin ahlakının 'Kur'an Ahlakı' olduğunu onaylamış ve O'nu taltif etmiştir. Peygamberimiz de "BEN, GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM " buyurmuştur.
Yüce Rabbimiz, Peygamberimizin, ahlakını överken, "Ya Muhammed! Şüphesin sen yüce bir ahlak üzeresin." buyurmuşlardır. Peygamberimiz, Allah'a niyaz ettiğinde, " Allah'ım! Beni ahlakın, en güzeline yönelt, kötü ahlaktan uzak tut." Demiştir.
Allah'ın, en sevgili kulu, son Peygamber, Hz. Muhammed (s.a.s.) gelmesiyle insanlık, yeniden hayat buldu. O'nun kalplere yerleştirdiği, iman ışığı sayesinde, kalplerden yanlış inançlar silindi, cehaletin yerine ilim, zulmün yerine hak ve adalet, kin ve düşmanlığın yerine insan sevgisi, acımasızlığın yerine şefkat ve merhamet geldi. Gerçek anlamda İslâm kardeşliği kurularak, toplum barış ve huzura kavuştu.
Eskişehir Türk Ocağı, 27 yıldır, Ramazan Ayı'ndaki ve Perşembe günleri düzenlediği, örnek teşkil edecek konferanslarla, dini, milli, bilim, sanat, edebiyat gibi, farklı alanlarda, uzman kişileri davet ederek, üyeleri ve halkla buluşturuyor.Beğeni de alıyor.
Sayın Prof. Dr. ÜNAL ve ekibini kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi