1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Pirinç peşinde koşarken bulgur gidiyor...

Vaktiyle Anadolu’da pirinç yetiştirilmezken, en iyi pirinç Mısır’ın bir liman kasabası olan Dimyat’tan gelirmiş.
Kârı da buğdaya göre oldukça yüksekmiş. O yüzden birçok çiftçi buğday yetiştirmektense pirinç getirip satmayı tercih etmeye başlamış.
Bu çiftçilerden biri, kendi buğday tarlasını satmış, aldığı parayı yol parası yapıp Dimyat’a pirinç almak için yollara düşmüş. Daha o Dimyat’a varamadan bindiği gemiyi Akdeniz’de korsanlar yakalamış, diğer yolcularla birlikte adamcağızı soyup soğana çevirmişler. Tabii pirinç almak için sattığı koca tarlanın parası da böylelikle uçmuş gitmiş.
çiftçi bin bir zorluk içinde kös kös memleketine geri dönmüş.
Geldiğini duyan arkadaşları ziyaretine koşmuş. “Ee hayırlı olsun, sen de pirinç tüccarlığına başladın demek. Yakında köşeyi de dönersin artık” demişler.
Adam kızgın “Ne köşeyi dönmesi!” demiş çiftçi omuzları düşerek. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldum.”
İşte! “ Daha iyisini elde etmek uğruna çalışırken elinde bulunanları da yitirmek.” Anlamında kullandığımız o meşhur söz buradan yelerleşmiş ağızlara.
Biz bu sözü çok severiz…
Zira her alanda karşılığı vardır bu sözün…
Şu sıralar siyasette de bu sözü anımsatacak olaylara şahit oluyoruz…
Bazı adaylar, karşı taraftan da oy alayım derdine fazlasıyla düşünce, kendi oy tabanını kaybediyor…
“Başkasının oyunu da alayım” diye o kesimlere yakın ve sempatik durduğunu göstermek için paralanırken, kendi partisinin seçmenini kendisinden soğutuyor.
Anlayacağınız…
Pirinç peşinde koşarken, bulguru kaybediyor…
Belki bazılarının yapmış olduğu ve samimi gelmeyen bu tür hareketler daha çok dikkat çekiyor olsa da sözünü ettiğimiz bu tür davranışları hemen her aday yapıyor…
Hem de bulgurun gittiğinin farkına bile varmadan…


 


.....


 


Kazım Kurt verip veriştirdi…


 


Burhan Sakallı’ya:

Parasal olarak da, sayısal olarak da 5 yılda yaptıklarımız bizden önceki 10 yılda yapılanlardan daha fazladır.

Volkan Doğan’a:

Biz Cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi konusunda ilk kararı alan belediyeyiz. Bu karar yüzünden hala soruşturma geçiriyoruz. O yüzden birilerinin seçim nedeniyle Cem evlerine sempati gösterileri hiç samimi değil.
çöp konteynerini karıştıran kadın fotoğrafı ile ilgili bu güne kadar hiç konuşmadım. 15 yaşımdan beri solcu olan, insanlar ezilmesin diyen biriyim. Bu durumda olan çok insan olduğunu biliyorum. Kimse kimseyi kandırmasın. Bunun olmadığını söylemek insan zekâsıyla alay etmektir. İnsanlar aç. Kalkmış bana "O görüntüden Kazık Kurt utanmadı mı?" Diye soruyor. Utandım tabii. Zaten utandığım için bu konuya girme gereği bile duymadım. Keşke oraya milyonluk arabalarıyla giden AKP’liler de biraz utansaydı.
Belediye her gün 3500 kişiye yemek veriyor. Halk Market’ten binlerce insan erzak alıyor. Bugüne kadar tek bir insanın yüzünü, tek bir torbasını dahi kimse görememiştir.

Nabi Avcı’ya:

Kızılinler projesinin orta yerinde bir kür merkezi bulunuyor. Bunu bakanlığın yapması gerekiyor. Bu yapılmadıktan sonra etrafına yapacağınız tesislerin hiçbir anlamı yok. Tepebaşı belediyemizin tüm gayret ve iyi niyetine rağmen bu merkez bakanlık tarafından yapılmadı. Hem de Turizm bakanı Eskişehir milletvekili olmasına rağmen. Zaten Kızılinler’in suyunu da sattılar. Türk Dünyası Kültür Başkentine verdiler. Yani bu projeyi çöpe attılar. Bu arkadaş 2 ayrı bakanlık yaptı. Hem Milli Eğitim hem Turizm bakanlığı. Tayyip Erdoğan bile "Eğitim ve Turizm’de başarısızız" diyerek itiraf etti.

Mansur Yavaş’a:

Biz Odunpazarı meclisinde oy birliği ile asfalt katılım payı alınmasına karar verdik. Yasa böyle. Büyükşehir meclisinde AK Partili çoğunluğun oyları ile asfalt katılım payı alınmamasına karar verdiler. Mahkeme bu kararı durdurdu. "Alacaksınız" dedi. Ben yasanın dediğini yapmak zorundayım. AKP ve MHP’nin mecliste kanun çıkarma yetkisi var. çıkartsınlar bir kanun "Alınmaz" diye, biz de almayalım. Zaten katılım payı almayan AKP’li belediye de görmedim. Şimdi bizden de biri çıkmış "Almayacağım" falan diyor. Ben yasa ne diyorsa onu yaparım. Popülizm benim işim değil.
Yukarıdaki sözler Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a ait.
Yeni dönemde seçilmesi halinde gerçekleştireceği vizyon projelerinin tanıtımında sorulan sorulara verdiği cevaplar arasına sıkıştırdığı sözler…
Daha doğrusu…
Sorulan sorulara cevap verirken yukarıdaki isimlere de verip veriştirdiği sözler…


 


.....


 


 


 


Ya afişi ya da çöp
konteynerini oradan kaldırın…


 


Bir kadının çöp konteynerini karıştırırken çekilen fotoğrafı, Kılıçdaroğlu’nun bu fotoğrafı meclis kürsüsünde göstermesiyle gündem oldu.
Söz konusu görüntünün tam da Erdoğan ve Volkan Doğan’ın seçim afişinin önünde olmasıydı fotoğrafı ilginç kılan…
Bir taraf, fotoğraf üzerinden ülkenin geldiği kötü durumun siyasetini yaparken, diğer taraf, kadının kendisi için değil hayvanlar için yiyecek topladığını ispat etme gayreti içine girdi.
Tartışma süredursun, aynı yerden benzeri fotoğraflar gelmeye başladı.
Aynı afiş önündeki aynı konteynerin içini karıştıran başka kadınların, konteyner içine “Acaba bir şey var mı?” diye bakan erkeklerin fotoğrafları sosyal medya üzerinde “Bu da mı hayvanlar için yiyecek topluyor?”, “Bunun da 5 katlı apartmanı mı var?” diye birbiri ardına dolaşmaya başladı.
Bizim önerimiz şu:
Ya Volkan Doğan o afişini oradan kaldırsın ya da Odunpazarı Belediyesi  o çöp konteynerin oradan alsın.
Yoksa bu tartışma seçime kadar uzayıp gidecek…


.....


Biraz da gülmek lazım


çöpçatan, damat ve gelin adayını karşılaştırır. Gelin zengin olduğundan damat adayı ufak tefek kusurların bağışlanması için önceden uyarılmıştır.
Gelin adayı odaya topallayarak girer. Damat adayı çöpçatana bakar:
—Topal bu, der.
çöpçatan başıyla onaylar. Damat gelinin saçlarını okşamaya kalkar. Peruk elinde kalır. çöpçatana bakışlarıyla:

—Kel bu, der. çöpçatan başıyla onaylar.
Damat adayı odadaki gümüş takımlara, antikalara bakar.
Onların da sahte olmasından şüphelenir. çöpçatanın kulağına fısıldamak ister. çöpçatan:
—Rahat konuşabilirsin, duymaz kulağı sağırdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi