DP Genel Başkanlarından Mehmet Ağar, PKK teröristleri için, " Bunların dağdan inmelerini sağlamalı. Dağda silah sesleri olacağına, düz ovada siyaset yapsınlar. "diyerek, öneride bulunmuş, kamuoyunda da tepki almıştı.
Başbakan Erdoğan'da, "Ya dağda kalacaksın, ya şehre İneceksin" sözleri ile PKK ve yandaşlarına, siyaset yapmalarını önermişti.
Ve nihayet! PKK ve yandaşları, Sayın Erdoğan ve Ağar' ın önerilerini yerine getirerek, düz ovada ve TBMM' de siyaset yapıyorlar.
PKK ve yandaşlarının, düz ovada yaptıkları siyaset karşısından öneri getirenler memnun mu bilinmez. Ancak son günlerdeki DTP' nin, şiddete dayanan mitingleri ve kakışma provaları ve TBMM' Abdullah Öcalan'ın ortaya attığı ve "demokratik özerklik projesi" olarak adlandırdıkları, Türkiye'nin federasyonlara bölünmesini öngören 2007 kongre kararlarının, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce bastırıp milletvekillerine dağıtılması, düz ovada siyasetinin meyveleridir. Hiçte hayra alamet değildir.
Diğer yandan DTP ve PKK düz ova siyasetinden yararlanarak, Diyarbakır'da, 24 Ekim 2007 tarihinde yapılan "Demokratik Toplum Kongresi"nde hazırlanan ve Kasım 2007'de yapılan 2. Olağan Kongre'de ise "Siyasi Tutum Belgesi" olarak parti tüzüğüne giren, Demokratik Özerklik Projesi'nin kamuoyuna sunulup tartışılması için, kitapçık hazırladı. 64 sayfadan oluşan kitapçık, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce basılıp, önce milletvekillere, bakanlara ve büyükelçiliklere gönderildi. Bu kitapçık nasıl dağıtıldı veya bunun dağıtılmasına kim/kimler müsaade etti bilinmez. Ancak bu olay, Türkiye' de, devleti yönetenlerin, ne kadar vurdumduymaz, lakayt ve sorumsuzca hareket ettiklerinin de bir tescilidir.
DTP tarafından, parti tüzüğü haline getirilen projeyle, yeni bir yönetim biçimi oluşturulması, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi, valilerin halk tarafından seçilmesi talep ediliyor. Kürt dili ve kimliğinin anayasal güvenceye alınması istenen projede, "Trabzon, Diyarbakır, Van, Erzurum gibi illerin bölgesel metropoller ilan edilmesi, Kuzey Irak yönetimi ile dostane ilişkiler geliştirilmesi, yerel kaynakların yerel yönetimlere aktarılması" da öneriler arasındadır. .
Ayrıca PKK ve DTP' nin, "demokratik özerklik" projesi, Türkiye'nin 20-25 özerk bölgeye ayrılmasını öneriyor. Kamuoyundan, büyük tepki alan proje, "Türkiye'nin üniter yapısına saygı gösterilmesi koşuluyla, yerel ve bölgesel özerk yapıların önünün açılması, resmi dil ve bayrağın bütün Türkiye için, geçerli olmakla birlikte, her bölgenin kendine ait sembolleri ve renklerine izin verilmesi"ni içeriyor.
Aslında gelinde noktada, Sayın Erdoğan ve Ağar yanında, Karayalçın' ın, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" ve "Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel veya " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz' ın ve diğer liderlerin, sözlerinin de az veya çok payı var.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. 'Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde, o projenin ilk adımı olarak, büyük Kürdistan projesi uygulamaya konulmuştur. Son günlerde DTP' nin, yarattığı şiddet içeren gelişmeler; büyük Kürdistan projesinin ayak sesleridir. Büyük Kürdistan projesi, Türkiye, Suriye, Irak ve İran topraklarından oluşan bir coğrafya üzerinde, bağımsız Kürt devleti kurmaktır.''
Bölgesel Kürt yönetiminin lideri Barzani'nin, ''Komşularımız, artık Kürdistan'a alışmalıdır'' ve ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın, ''Kürdistan''dan söz etmesi, bugünkü arzu edilemeyen gelişmelerin de habercisi idi.
Hülasa AB' nin, dayatması ile de yasal güvenceye kavuşturulan, "İfade ve düşünce özgürlüğü", bugün ihanet özgürlüğüne dönüşmüştür. Bu sayededir ki dış ve iç şer odakların taşeronları, bildiriler, konferanslar, makaleleri ile bugünkü arzu edilmeyen ortamı hazırladılar. Artık her vesile Türk Milletine hakaret etmek, ülke bütünlüğü ve bağımsızlığını tehlikeye düşürecek icraatları sergilemek ve PKK' nın sözcülüğüne soyunmak, serbest oldu.
Ve nihayet! DTP ve PKK, Sayın Erdoğan ve Ağar' ın, önerilerini dikkate alarak, yaptığı düz ovadaki siyasetle, PKK sözcülüğü ve ülke genelinde, kalkışma provaları yapıyor ve TBMM' de, Türkiye' yi, bölen kitapçık dağıtarak da esas hedeflerini ortaya koyuyorlar.
Başbakan Sayın Erdoğan ve Mehmet ağar, bu gelişmeler karşısında, ne düşünür bilinmez ama önerileri sonucu, düz ovada siyaset yapan, PKK ve yandaşlarının, kime/kimlere hizmet ettiği ve amaçlarının da ne olduğu ortada.
