4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

REFERANDUM VE ANAYASA MAHKEMESİ

Anayasa değişikliğinde , "HAYIR" diyen kesimlerin, en çok üzerinde durdukları konudan biri de " ANYASA MAHKEMESİ" yapısındaki değişiklilerdir.. Muhalefete, " İktidar Anayasa mahkemesi ile ilgili değişikliği yapılarak, siyasiler, yüce divanda, kendini garantiye alıyor." görüşü hakimdir. Bu iddianın, ne kadar doğru veya yanlış olduğunu anlamak için anayasanın mevcut hükmüne ve değişikliğe bakmak gerekir.
Bugünkü mevcut anayasa'nın (Madde 146 ): "Anayasa Mahkemesi, onbir asil ve dört yedek üyeden kurulur. Cumhurbaşkanı, iki asıl ve iki yedek üyeyi belirler. Yargıtay, iki asil ve bir yedek üye seçer. Danıştay, birer asil üyeyi, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl üyeyi belirler. Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan, yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asil ve bir yedek üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer. Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şartı aranır. Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir başkan ve bir başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri, aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar." Hükmü yer almaktadır.
Referanduma sunulan Anayasa değişikliğinde ise "Anayasa Mahkemesi ondokuz üyeden kurulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi iki üyeyi, Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi, baro başkanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üçer aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; üç üyeyi, Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; beş üyeyi, üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından; iki üyeyi ise yüksek öğrenim görmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından seçer.
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yüksek idare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarından, Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde de her bir baro başkanı, ancak bir aday için oy kullanabilir ve en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yasın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış olması şarttır. Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve üç daire başkanı seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. " hükmü yer almıştır.
Sade vatandaşın, bu değişiklilerle, ilgili bilgi sahibi olması mümkün değildir. Ayrıca bu teklif metinlerinin, halk tarafından incelenmesi, değerlenmesi ve sorgulanması çok nadir karşılaşabileceğimiz bir durumdur. Aslında anayasa değişikliği konusunda sadece darbecilerin yargılanması kısmının ön planda tutulması, halkı gerçeklerden uzaklaştırmaktan başka bir şey değildir. Yargıdaki bu değişikliklerle, iktidar, yargıyı siyasallaştırma yolunda en büyük adımı atmış olacaktır.
Elbette bugün, yargı işleyişi, mükemmel olmayabilir. Mevcut durumu, ideolojik görüşü, ya da işleyişi yanlış olabilir. Yeterince adil ve demokratik olmayabilir. Ancak bu yanlışı başka bir yanlışla kapatmaya çalışmak, daha büyük bir yanılgıya düşmek demektir. Ayrıca anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. Gerçek bu iken ve 2011 seçimlerinden sonra, AKP ve diğer tüm partiler, yeni anayasa isterken, en önemlisi de ülkenin çözüm bekleyen onca hayati sonu varken, yangından mal kaçırır gibi, Anayasa değişikliği yapmak, ülke açısından, hiçte hayra alamet değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi