
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
Resepsiyon ve hayırseverler
Geçmiş yıllarda, Eskişehir'deki hayırsever insanlarımızın, Cumhuriyet Balosuna davet edilmesini, köşemizde veya bizzat ilgililere sürekli hatırlatarak, davet edilmelerini sağlamıştık. Hayırseverler, bugüne kadar da sürekli, Cumhuriyet Balosuna davet edildiler.
Bu yıl Vali Güngör Azim Tuna ve eşi Pervin Tuna, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun, 92'nci yıldönümü münasebetiyle, yapılan Cumhuriyet resepsiyonuna, bazı hayırsever insanlarımız davet edilmedi.
Cumhuriyet Resepsiyona, kamu kurum ve kuruluşların, üst düzey temsilcileri, askeri erkan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit ve gazi aileleri ile iş adamları katılırken hayırsever insanlarımızın, davet edilmemesi ise dikkat çekti.
Bazı hayırsever insanlarımız, Cumhuriyet Resepsiyonuna, neden davet edilmediler, en iyi ilgililer bilir ama devlette alınan kararlar, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcıdır.. Kişi/kişiler göre, değişmemeli veya duygusallık engel teşkil etmemelidir. Ayrıca Cumhuriyet resepsiyonun, ilk davet edilecek olanlar da hayırsever insanlarımız olmalıdır. Çünkü cumhuriyete, hem maddi, hem de manevi katkıları olmuştur.
Eskişehir Valisi, Sayın Güngör Azmi TUNA, Cumhuriyet Resepsiyonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğe dönük hedeflerinden bahsettikten sonra,. "Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmek için, koyduğumuz hedefler var, hepimiz bunun için çalışıyoruz. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimize, güzel bir ülke bırakmak istiyoruz" hedefine en önemli katkıyı, hayırsever insanlarımız yapmaktadır.
Toplum olarak, her alanda canla, başla, gece, gündüz demeden çalışan, maddi ve manevi fedakârlıktan da çekinmeyen insanlarımızı, sürekli göz ardı ettik. Hatta eleştiri de bulunarak motivasyonunun da bozduk. Ama onlar bildikleri doğrulardan hiç şaşmadılar.
Hayırsever insanlarımız, gösterişe kaçmadan da, hizmet etmeye ve eserler bırakmaya devam ettiler. Meçhul kahramanlar olarak da, Türk toplumundaki yerini aldılar. Türk insanının gönlünde de yaşadılar. Eserleri var oldukça da yaşayacaklar.
Hayırsever insanlarımız, kim olduğunu ve nereden geldiğin, hiç akıllarından çıkarmazlar. Geçmişini, en kıymetli hazine olduğunu da, hep hatırladılar ve hatırlattılar. Verdikleri her sözü tuttular, Hayatta en önemli unsurun "İKTİDAR" ve " MAKAM" değil, "İTİBAR"olduğunu da tavır ve davranışları ve de icraatları ile gösterdiler.
Ülkesini ve yaşadığı kenti sevdiler ve ona hizmet etme yolları da aradılar.
Hayırsever insanlarımızda, İnsanların dünya ve ahrette huzurlu olmalarını ister. Ayrıca, dünya için ahretini, ahret içinde dünyasını terk etmeyen, dengeli bir hayat görüşü ve anlayışı var. Yaşamak için,, yaşatmak gerektiğine inanır. Her ferdi de ayrım yapmadan toplumun bir parçası olarak kabul eder. Komşusu aç iken ,tok yatanı kabul edemez..Sosyal adalet, dayanışma ve eğitim ise ,onun olmazsa olmazları arasındadır.
Hayırsever insanlarımız, komşusu açken tok yatmazlar. Sosyal adalet ve dayanışmanın, önemine inanırlar. Kazançlarını, toplumla paylaşmaktan da büyük zevk ve haz alırlar. Bu tavırları ile de hayırseverliğin, eğitimini yaparlar. Hayır, hayırseverlerin, hareketlerinin amacıdır. Aynı zamanda, hayır ve ahlakın, temeli vicdandır. Vicdan ise hayır işlemeyi emreden, manevi bir duygu ve içgüdüdür.
Hayırsever İnsanlarımız, şan ve şöhret peşinde değillerdir. Nitekim Eskişehir'e bir okul ve huzurevi kazandıran, birçok camii içinde, maddi ve manevi fedakarlıkta bulunan, hayırsever insanımız, Sayın Tayfur BAYAR, yaptıklarını övünmeyen ve övülmesini de istemeyen bir hayırsever, insanımızdır.
Nerede hayır işi görsem, hayırsever insanımız, Sayın Tayfur Bayar' ın, " Yüce Mevla bize vermişse, bizde, O'nun yolunda, harcamak durumundayız. Zira veren olmayıp, alanlardan veya muhtaç olanlardan olabilirdik. Bu sebeple, bizlere Allah' ın verdiği lütfü, en içten, bir şükürle ödemek durumundayız. ...Çığ gibi artan bu nüfusa, ne okul, ne de hastane, yetmediği gibi, istihdamda yaratmak da çok güçtür. Nüfus planlaması şarttır. Ayrıca hali vakti yerinde olan iş adamlarımız da, bu alanda, gayret ve caba göstermelidir" sözlerini hatırlarım.
Hayırsever insanımız, Sayın Tayfur BAYAR, bu yıl yapılan Cumhuriyet Resepsiyonuna davet edildi mi bilinmez ama hayırseverler, resepsiyonlara davetle değil, hayır yaptıkça veya bir eser meydana getirdikçe, daha da mutlu olurlar. İnsan olmanın da onurunu yaşarlar, Nitekim Araştırmacı Elizabeth Dune, "Ne kadar kazandıklarına bakmaksızın, başkaları için para harcayanların, paralarını sadece kendileri için, harcayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi" tespiti bu durumun tescildir.
Eskişehir,hayırseverlerin çoğalmasını istiyorsa, onlara gereken değeri verilmeli, Eskişehir'de, yapılan önemli her etkinliğe, davet edilirken, ana caddelere,isimleri verilmelidir. Bu bir eğitim olacak, kentte hayırseveri sayısı da çoğalacaktır.
Ne mutlu hayır yapanlara ve bu hazzı yaşayanlara...