4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SANDALYE İLE NAMAZ KILINMAYACAK

         Din İşleri Yüksek Kurulu, camilerde ve mescitlerde, tabure ya da sandalye üzerinde 'ima' ile namaz kılmayı sonlandırdı. Cami ve mescitlerdeki sabit oturakların kaldırılmasına, karar verildi.


         Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu, aldığı kararı, 81 ilin valiliği ve il müftülüğüne tebliğ etti.


              Sandalye ve tabure de namaz kılmanın cami kültürün ile badaşmayacağını gerekçe olarak gösteren,  Diyanet İşleri Başkanlığı, Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan namazı oturarak kılmaktır. Böyle kişilerin namazını kendi durumlarına göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana, ya da kıbleye doğru uzatarak kılmaları uygun görülmüştür.


               Dini açıdan zorunlu ve meşru bir sebep bulunmadıkça, namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılmasının, cami doku ve kültürüyle bağdaşmadığı;   Cami görevlileri tarafından engelli, yaşlı ve mazeret sahibi olan vatandaşlarımızın, namazlarını oturarak veya tabure üzerinde, nasıl kılacakları hususu titizlikle anlatılacaktır.


             Genelgeye göre, Cami ve mescitlerde, ima ile namaz kılanlar için, hazırlanan sabit oturaklar kaldırılacaktır. Camilerde, ihtiyaç olması halinde sadece katlanabilir tabure kullanılabilecektir. Hiçbir şekilde oturması mümkün olmayacak tarzda, mazereti olanlar katlanabilir taburesini alıp, safların arasına girerek namazlarını kılacaklar.


           Sandalyede, namaz kılmak, her zaman tartışma konusudur. Bu hususta, gerek telefonla, gerekse sözlü olarak, sandalyede, namaz kılanları, eleştirenler olduğu gibi, sandalyede namaz kılanlarda, eleştiri de bulunanlardan şikâyetçi oldu.


           Hatta mazereti olmadığı halde, sandalyede namaz kılanların da olduğu söylendi. Gerekçe olarak, dinde kolaylık olduğu, güçlük olmadığını ileri sürüldüğü belirtildi.
            Kolaylık, İslam dini için, söylenebilecek, en güzel kelimedir. İslamiyet hiç bir zaman, insanlara zoraki ve mecburi, hiç bir şey dayatmaz. İnsanlar belli sınırlar çerçevesinde, kendi sağlıkları ve yaşamları için, kendilerine, en uygun olanı sunarak kolaylık getirmiştir. Ancak sağlıklı olan Müslümanlar da Namazı kurallarına göre kılacaktır.
             Müslüman, sağlıklı ise İslamiyet’in öngördüğü şekilde Namaz kılabilir. çünkü Namaz, İslam'ın, beş şartından biri olan ibadettir. Kur'an'da, günün belli vakitlerinde ve abdest şartını yerine getirerek, NAMAZ kılınması gerektiği belirtilmiştir. Kur'an ayetlerine göre namaz, bir temizlenme aracıdır. Aynı zamanda, Allah'ı anarak teslimiyetini yaratıcıya gösterme biçimdir. Kur'an'a göre namaz, İbrahim'e öğretilen bir ibadet şeklidir.


            Ashab-ı Kiramdan İmran İbn-i Husayn anlatıyor: Bevasir hastalığına tutulmuştum. Peygamber Efendimize (asm) namazı nasıl kılacağımı sordum.


            Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: "Namazı ayakta kıl. Buna gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üstüne yatarak kıl". Nesâî'de Hadis-i şerife şu ilâve vardır: "Buna da gücün yetmezse, sırt üstü yatarak kıl. Allah hiçbir kimseye gücünün yereceğinden fazlasını yüklemez" (Buhârî, Taksir)
             Ayakta durmaya ve rüku yapmaya, gücü yettiği halde, yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra, secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak, ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan, kimse, namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak, rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir. Namazını tabure, sandalye ve benzeri şeyler üzerinde, kılan müminin ileri sürdüğü mazeretleri, kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olmalıdır.


           Ayrıca, cami dokusu ve kültürün ile badaşmayor demekle, bu insanlarımızı, magdur etmek, inandırıcı olmadığı gibi, onları camiden de uzaklaştırabilir. Oysa onları, camiye kazandırmak için, daha gerçekçi nedenler, onlarla paylaşılmalıdır.   Nitekim Hz. Enes (ra)'in rivayet ettiği bir hadiste,  "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin" buyurmuştur.


             Yine Ebû Musa el-Eş'ari (ra), konuyla ilgili, bir rivayetinde söyle buyuruyor:  "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, beni ve Muâz'ı Yemen'e gönderdi. Şöyle buyurdu: 'İnsanları (İslâm'a) davet edin, müjdeleyin, ürkütmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin, iyi geçinin ve ihtilâfa düşmeyin!' buyurmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi