
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Seçimin kaybedenleri...
Eskişehir’de seçimin kaybedenleri sadece AK parti’nin Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı adayları değil elbette…
Onlarla birlikte “seçimin kaybedeni” olarak anılacak isimler var…
örneğin:
-Seçim kampanyalarını sadece Volkan Doğan üzerinden sürdüren, sadece Doğan’ı bakan bakan gezdirip, partinin diğer adaylarına ilgisiz kalan Milletvekilleri Avcı ve Günay da kaybetti.
-Seçim süreci boyunca AK Parti milletvekilleriyle Belediye başkan adaylarıyla bir kez dahi toplantı yapamayan AK Parti il başkanı Zihni çalışkan da kaybetti.
-Seçimin hemen öncesinde göreve gelen ve göreve gelir gelmez AK Parti’den yana tavır koyan Eskişehirspor kulüp başkanı AY ve yönetimi de kaybedenler asında yerini aldı.
-Aynı zamanda Eskişehirspor yöneticisi olup, Eskişehirspor ile ilgili yaptığı açıklamalarda bile “İçiniz rahat olsun” diyerek AK Parti adayının sloganını kullanan sendika başkanı da kaybetti.
-Seçim öncesi Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a muhalefet görevi üstlenip, AK Parti adayı Volkan Doğan lehine açıklamalarıyla gündeme gelen Demokrat Parti il başkanı Hüseyin özcan da seçimin kaybedenlerinden biri oldu.
-AK Parti’den yana açık tavır koyan oda başkanları, aday çıkarmada ısrar eden DSP ile Odunpazarı’nda aday çıkartan İYİ parti adayı da kaybetti.
Sonuç olarak…
Seçimin kazananları oldu olmasına ama kaybedenleri de bir hayli fazla oldu.
.....
Tarih siyasette de
tekerrürden ibarettir…
Tarih siyasette de tekrar eder.
Nasıl mı?
Tıpkı 1989 belediye seçimlerinde olduğu gibi.
Anavatan Partisi 6 yıllık ezici iktidarı ile rahat ve umursamaz girdiği seçimlerde, başta Ankara, İstanbul, İzmir ve büyük şehirlerin tamamını kaybeder.
Sadece Malatya, Bitlis ve Hakkari belediyelerini kazanır.
Oy oranı yüzde 21’e kadar düşer.
Bu Anavatan Partisi’nin erime sürecinin ilanıdır.
Arkasından çöküş gelir…
Dönemin kudretli iktidarı hemen ardından yapılan seçimi de iktidarı da kaybeder…
31 Mart seçimleri her ne kadar birebir olmasa da, büyük şehirlerin kaybedilmesi açısından iktidar partisinin tekerrür eden tarihi yaşadığını ve yaşayacağını gösteriyor sanki…
.....
AK Partililer bile
inanmamış iyi mi?
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın aleyhine son derece haksız ve izansız bir kampanya yürütüldü seçim kampanyası süresince…
Kapı kapı dolaşıp, Ataç’ın terör örgütünü övdüğünü işlediler…
Sosyal medya üzerinden yüzlerce sponsorlu paylaşımlarda bulunarak Ataç’ın terör örgütleriyle kol kola olduğunu yaydılar.
Sonuç:
Ahmet Ataç Tepebaşı bölgesinde rakibine yüzde 14 gibi ezici bir oy farkı elde etti…
CHP’nin var olan mevcut oyunu koyun bir yere, diğer partilerin tamamından hatta ciddi bir oranda da AK Parti’den oy aldı.
Demek ki seçim süreci boyunca Ahmet Ataç hakkında yapılan terörlü karalama kampanyası, AK partilileri bile ikna edememiş, inandıramamış…
Maazallah Ataç’ı terörle karalama kampanyası biraz daha erken başlasaymış, fark yüzde 20’lerin de üzerine çıkacakmış…
.....
“Ben demiştim” demeyi sevmiyorum ama…
Gerçekten “Ben demiştim” demeyi pek sevmiyorum ama bir yandan da dürtüyor işte.
25 Mart’ta şunu yazmışız:
“CHP ve İYİ Parti tabanlarındaki entegrasyonun, AK parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakından daha sağlıklı olduğu, Bazı seçim bölgelerinde rakip olmalarına rağmen gerek CHP ve gerekse İYİ Parti tabanlarında birbirine karşı bir sempati doğduğu hissediliyor.
CHP ve İYİ Partinin birbirlerini kabullenme oranı bir hayli yüksek görünürken, Cumhur İttifakı partilerinde durumun aynı olduğunu söylemek güç.
Zira…
AK Parti tabanının bir bölümünde MHP’ye olan sempati var olsa da MHP tabanında AK Parti’yi kabulleniş tam anlamıyla sağlanabilmiş gibi gözükmüyor…”
çıktı mı çıktı…
Biri 8 ay önce, biri de Mart ayı başında iki kere yazmış şunu söylemişiz:
-“Eskişehir’de CHP, hemen her seçimde parti oyunun en az yüzde 18-20 üzerinde oy alır, Büyükerşen ise her seçimde rakibine en az 6 puan fark atar”
Bu da çıktı…
Yukarıda da söyledik “Ben demiştim” demeyi sevmiyoruz…
Ama bugünlük şımarıklığı idare edin, çok görmeyin…
.....
Volkan Doğan Kazım Kurt’a çalışmış…
Odunpazarı seçim sonuçlarına baktığımızda seçimi kazanan Kazım Kurt’un yüzde 48,5, AK Partili Volkan Doğan’ın da yüzde 45,5 oy aldığı ve farkın yaklaşık yüzde 3 civarında olduğu görünüyor.
İYİ Parti’nin aldığı yüzde 4’e yakın oy hesap edildiğinde, aslında Millet İttifakının Odunpazarı bölgesinde yüzde 7 civarında bir oy farkı var…
Bölgedeki oy geçişlerini hesap ettiğinizde, CHP’li Belediye başkanı Kazım Kurt’un hem MHP, hem İYİ Parti, hem HDP hatta AK Parti’den oy aldığını söylemek yanlış olmaz…
Peki, nasıl oldu da CHP’nin en keskin ismi bu partilerin seçmenlerinden oy alabildi?
-Bana göre AK Parti adayı yürüttüğü seçim kampanyası ile istemeden de olsa resmen Kazım Kurt’a çalıştı…
-Agresif kamparyasıyla bir anlamda , Kazım Kurt’un arkasında gevşeyen diğer parti seçmenlerinin desteğini Kazım Kurt’un arkasında konsolide etti.
- Kazım Kurt’u yıpratmaya yönelik yaptığı hırçın propagandalarla, partili partisiz birçok seçmene “Bir adam bunun söylediği kadar kötü olamaz” dedirtti.
-Televizyon kanalında 12 bin lirayı küçümseyerek sallamasıyla kendi partisinin seçmenini bile ifrit etti.
Atatürk Bulvarı üzerinde binlerce insana yedirdiği balık-ekmek ile zihinleri açtığını söylemiyoruz bile…
Sonuç olarak…
Yeniden Belediye başkanı seçilen Kazım Kurt ilk ziyaretini rakibi Volkan Doğan’a yapmalı.