Bağlar geçidi de geçildi, geçit trafiğe de açıldı.
Şimdi tünelin yeni yapılacak gara kadar ilerlemesi gerekiyor.
Bunun içinde İstasyon Köprüsünün altından geçmesi gerekiyor.
Teknik anlamda bunun mümkün olması içinde, köprünün tıpkı Muttalip üst geçidi gibi yıkılması gerekiyor.
***
Ancak bu köprünün önemli bir işlevi var.
Neredeyse kentin kalbi olan tramvay hattı bu köprünün üzerinden geçiyor.
Tramvayın bir anlık durması demek, bu kentin yaşamının durması demek.
İşte bu nedenle en civcivli yere geldiğimizi söyleyebiliriz.
***
Şimdi önümüzde duran fotoğraf şu;
Bir tarafta iktidar var.
Tüneli bir an önce bitirmek ve bunun içinde köprünün yıkımını bile ihale eden iktidar.
Diğer tarafta belediye.
Köprünün üzerinden tramvay ulaşımı geçen belediye.
Ne olacağını kestirmek çok zor.
Hayli gürültülü kavgalı bir süreç yaşayabiliriz.
Bunun tam tersi, kurumların anlaştığı hiçbir sorun çıkmadan hem tramvayın hem de hızlı trenini yoluna devam ettiği çalışmaların hızlıca yapılması.
***
Biz elbette ikinci şıkkı tercih ediyoruz.
Zaten olması gerekende galiba bu!
Ya da kurumlar böylesi bir zeminde buluşmak ya da anlaşmak zorunda.
Yoksa her iki tarafında siyaseten yıpranacağı gerçeğini de görmezden gelemeyiz.
Ki onlarda bu işin hesaplarını galiba çoktan yapmıştır...
Bu yüzden, şu projenin artık bir an önce bitmesini diliyoruz.
Bitsinde hem bu konu üzerinden yapılan siyasi çekişmeler son bulsun.
Hem de ortaya çıkacak olan yeni bulvar, bu kentin trafiğine azda olsa nefes olsun...

Türk Dünyası PRojesi ve Mithat Körler!

23'ü itibariyle artık başkentliğin kapısını aralıyoruz.
Eskişehir adına çok önemli bir süreç böylelikle başlıyor.
Şehir ise daha yeni yeni kıpırdanıyor.
Kent projenin havasına ancak giriyor.
Süslenen caddeler, pankartlar, bilboardlar vs.
***
Elbette bu durum bir gerçeği değiştirmiyor.
O da, Vali Kadir Koçdemir'in bu işin mimarı olduğu gerçeğini.
Malum;
Şehir yeterince destek vermekten nedense kaçındı bu iş için.
Sanki bu proje kentin değilde, iktidarın projesi gibi algılandı çoğu kesim tarafından.
Belki bu yüzden projeden uzak duran çok kişi oldu.
Ancak, iktidara yakın kesimlerin bile bu işe mesafeli durmalarına kimse anlam veremedi.
Hepsi bir tarafa;
Şu ana kadar en önemli desteğin sadece Büyükşehir Belediyesi'nden geldiğini görüyoruz.
Kente bu işin anlatılması için bilboardların kullanılması ve tüm belediye etkinliklerinin bu logo altında yapılacak olması, bizce önemli bir katkıdır.
***
Vakit daha var.
Yine de var.
O yüzden kentin dinamikleri artık devreye girmeli.
Mutlaka herkese düşen bir görev vardır.
Bunu şöyle anlatalım.
'Şehrin kültür elçisi' denilince akla kuşkusuz Mithat Körler gelir.
Ünlü sanatçı kentin yaşadığı bu sürece yine kayıtsız kalamamış.
Elinden gelen katkıyı vermek için uğraş vermeye başlamış.
Ortaya da güzel bir marş çıkmış.
***
Mithat Körler gibi, bu projeye destek verecek onlarca kurum ve kişi var bu şehirde.
Ancak hepsi kenardan izlemeyi tercih ediyor.
Ve koskoca proje, başlamasına birkaç gün kala hala birkaç kişi etrafında dönüyor.
Bu elbette böyle olmamalı.
Eskişehir, eline gelen bu büyük fırsatı çok iyi değerlendirmeli.
Bu şehir, uluslararası projeleri nasıl yapabileceğini, bu işlerin altından kalkacak önemli potansiyeli olduğunu mutlaka göstermeli.
Ve en önemlisi,
Katkılarını gelecekte de göreceğimiz bu proje gibi, nice projeleri bu kente çekebilmek için, herkesi kıskandıracak işler yapabilmeli.
Fakat;
Bunu yapmak ya da başarmaktan çok uzak duruyoruz.
Bir türlü bir araya gelip, gerekli katkıyı veremiyoruz.
Böyle olunca da hala 'yapılıp geçilecek etkinliklerden' ibaret bir proje ile karşı karşıya kalmaya devam ediyoruz.
Ve bu duruma gerçekten ama gerçekten üzülüyoruz.
***
Söyleyeceğimiz şudur;
En azından kente seslenmek adına, Burhan Sakallı'nın bir tweetinden yola çıkacağız.
'Şimdi seferberlik zamanı'
Umarız öyle olur...