
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SİVRİHİSAR VE JEOTURİZM
UNESCO, Küresel Jeoparkları, koruma, sürdürülebilir kalkınma ve toplum katılımının ortaklaşa uygulanabildiği alanlar olmaları nedeniyle, Jeoparklar, dünyada tanınırlıkları giderek artan alanlardır.
Ayrıca uluslararası, öneme sahip Jeopark alanlar, koruma, eğitim ve sürdürülebilir kalkınma konularında, bütünleşik bir yaklaşımla, yönetilen alanlardır.
2001 yılında, UNESCO jeoparklarla çalışmaya başlamış olup, 2004 yılında, Küresel Jeopark Ağı (Global Geopark Network, GGN) Paris’te bir araya gelmiştir.
2015 yılında, UNESCO 38. Genel Konferansında jeoparkların, statüsü değişerek, UNESCO tarafından, uluslararası tescilinin mümkün olduğu, bir UNESCO Programı olmasına karar verilmiştir.
Avrupa’da, 2000 yılında doğmuş, yeni bir doğa koruma ve alan yönetimi kavramı olan jeoparkların, sayıları, 2004 yılında, UNESCO himayesine girip, kısa sürede kabul görüp yaygınlaşmalarıyla, 2013 yılı itibarıyla, Avrupa’da 58’e, dünya genelinde, 100’e ulaştı.
Uluslararası Yerbilimleri ve Jeoparklar Programı (IGGP) Tüzüğü kabul edilerek, UNESCO Küresel Jeoparkı kavramı oluşmuştur. UNESCO Küresel Jeopark Ağında, 2019 yılı itibariyle 41 ülkeden 147 Jeopark bulunmaktadır.
Türkiye’nin ilk ve tek UNESCO jeoparkı, Manisa’da bulunan, Kula UNESCO Küresel Jeoparkı’dır.
Dünyada kriterlere sahip olduğu değerlendirilen aday jeopark alanı başvuruları taraf devletlerce uygun görüldüğü şekilde, Ulusal Jeopark Komiteleri, Millî Komisyonlar veya UNESCO ile ilişkili yönetici organ aracılığıyla UNESCO’ya iletilmektedir.
UNESCO Sekretaryası tarafından adaylık dosyaları jeolojik miras konusunda danışma organı olan Uluslararası Jeolojik Bilimler Birliğine (International Union of Geological Sciences, IUGS) iletilmekte olup, yapılan değerlendirmenin sonucu UNESCO Küresel Jeopark Konseyine iletilmektedir.
Jeopark alanlarına ilişkin adaylık başvuruları UNESCO Küresel Jeopark Konseyince uygulama yönergesine göre değerlendirilerek, alınan tavsiye kararı UNESCO Yürütme Kuruluna sunularak, nihaî karara varılmaktadır.
Jeopark alanlarının belirlenmesinin yanı sıra, yeniden değerlendirme ve alan büyüklüğündeki değişiklik süreçleri de Konsey tarafından yürütülmektedir.
Jeopark alanlarının odaklandığı öncelikli konular arasında, doğal kaynaklar, jeolojik tehlikeler, iklim değişikliği, eğitim, bilim, kültür, kadınlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir kalkınma, yerel bilginin korunması ve jeolojik koruma bulunmaktadır.
Türkiye’nin, uluslararası camia tarafından kabul edilen ve önerilen ilk jeoparkı olan Kula Volkanik Jeoparkı’nın, 300 kilometrekarelik bir alanı,"UNESCO ve Avrupa Jeoparklar Ağı tarafından dünyanın, 99. jeopark alanı olarak tescil ediildi.
Ülkemizde, Jeopark olabilecek, pek çok alan vardır. Bu alanlardan biri de Sivrihisar kayalarıdır.
Sivrihisar Kayaları’nın, UNESCO tarafından, “Somut Olmayan Kültürel, Miras” kapsamına alınması ile ilgili, Sivrihisar Eğitim Vakfı’nın, girişimleri ile Sivrihisar’ da UNESCO yetkilileri ile bir toplantı yapılmıştı.
Sivrihisar Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı’nın, girişimi ile Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) heyeti ile Sivrihisar’da, yapılan toplantıda. Tombak Kaya, Şinşırak Tepesi, Bal Kayası, Edincik Tepesi, Kartal Kayası, Dev Kayası, Yazıcıoğlu Kalesinin, dünya doğal mirası olarak, UNESCO’nun, listesi alınması yanında, Jeopark ve sürdürülebilir turizm gibi, konular ele alınmıştı.
Toplantıda, son yıllarda, dünya ve UNESCO ‘ nun, gündeminde olan, “JEOPARK” ve “JEOTURİZM” de, ele alınmıştı. Toplanntı da UNESCO heyeti tarafından, Sivrihisar bölgesinin, Jeopark’ a, müsait olduğu da sıkça vurgulandı. Ayrıca ilçedeki oluşturulacak Jeopark içinde, estetik, nadirlik ve bilimsel değerleri bakımından, yerel veya uluslararası, öneme sahip üstün nitelikli yerler yer alacaktı.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne, dahil olabilmesi için de Sivrihisar’daki kültürel ve doğal miras alanlarının, üstün evrensel değer sahibi olması ve belirtilen kriterlerden, en az bir tanesinin, yerine getirilmesi ve bölge halkının da istekli olması gerektiği söylenmişti.
Toplantıda, son yıllarda, dünya ve UNESCO ‘ nun, gündeminde olan, “JEOPARK” ve “JEOTURİZM” de, ele alındı. UNESCO heyeti tarafından, Sivrihisar bölgesinin, Jeopark’ a, müsait olduğu da sıkça vurgulandı.
Ayrıca ilçedeki oluşturulacak Jeopark içinde, estetik, nadirlik ve bilimsel değerleri bakımından, yerel veya uluslararası, öneme sahip üstün nitelikli yerler olduğunda da katılımcılar, hemfikir olmuştu.
Jeoturizm, doğa korumacılığı ile birlikte doğa eğitiminin de yapılabildiği, ekonomik gelir sağlanabilen, son yıllarda hızla yaygınlaşan sosyal bir faaliyet türüdür. Jeolojik kaynak değerler (Jeositler) bilimsel ve eğitimsel değer taşımaları yanında, görsel ve kültürel değere de sahiptir.
Toplantı sonucunda, ne gibi gelişmler oldu bilinmez ama Sivrihisar, JEOPARK ve JEOTURİZM açısından, önemli imkânlar sahiptir. Yerbilimleri açısından, önemli olan ve korunması gereken kaynaklara da sahiptir. İyi bir planlama ile jeopark alanlarına dönüştürüldüğünde, Eskişehir, özellikle de Sivrihisar’ ın, sosyo-ekonomik kalkınmasına ciddi katkı sağlayacaktır.