4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SİYASET VE KADINLAR

KADER, Eskişehir Şubesi Başkanı Sayın Sabiha Sayan," Biz kadınlar toplumun yarısını oluşturuyoruz. Parti genel başkanlarına sesleniyoruz, tüm aday adayları kadınların adaylığa kabulünü ve 1. veya 2. sıralara konulmasını istiyoruz. Aksi halde partilere oy yok diyoruz." sözleri gerçek olur, kadınlar ve siyasi partiler, tarafından dikkate alınır mı görülecektir. Çünkü her seçim öncesi, bu tür söylemlere, hep tanık olduk.
Şu bir gerçek ki her sektörde, erkeklerle birlikte çalışan, üreten ve büyük fedakârlıklarda bulunan kadınlar, siyasette ve tepe görevlerde yeteri kadar yer verilmiyor veya onca gayretlerine rağmen önemsenmiyorlar.
Eskişehir'de, kadın aday, adaylardan, kimler partilerin asil listesinde yer alacak, bekleyip göreceğiz. Ancak Sayın Prof. Dr Gaye USLUER ve Sayın Dr. Ruhsar DEMİREL, Sayın Türkan POLATOĞLU', gibi gerçekten de Eskişehir' i başarıyla TBMM' de temsil edecek, hatta bakan olabilecek kadın adaylar mevcuttur.
Türk kadını, siyasal haklarını batılı ülke kadınlarından çok daha kolay elde etti. Atatürk, kadına 3. Nisan 1930' da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935'teki ilk seçimlerde, TBMM' ye 18 kadın girdi. Ancak çok partili dönemde, arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı.
İçişleri Bakanı sayın Beşir Atalay'ın, CHP Adana Milletvekili Sayın Nevin Gaye Erbatur'un önergesine verdiği yanıta göre; 29 Mart 2009 seçimlerinde, seçilen 301 bin 759 kişiden, 298 bin 50'sini erkekler, 3 bin 709'unu ise kadınlar oluşturdu... Kadınların seçilenler içindeki oranı yüzde 1,23. Seçilen 2 bin 948 belediye başkanından 27'si kadın. Oran binde 9.
Seçilen 31 bin 790 belediye meclis üyesinden bin 340'ı, 3 bin 379 il genel meclisi üyesinden 110'u, 34 bin 275 köy muhtarından 65'i, 138 bin 177 köy ihtiyar meclisi üyesinden 329'u, 18 bin 607 mahalle muhtarından 429'u ve 72 bin 583 mahalle ihtiyar heyeti üyesinden bin 409'u kadın... 65 il belediyesinden sadece 2'sini kadınlar kazanırken, 16 büyükşehir belediyesinde ise kazanan kadın belediye başkanı olmadı...
Avrupalı kadınlar, siyasi haklarını çok daha geç elde etmelerine rağmen, meclislerinde daha fazla sayı ile temsil ediliyorlar. Kadın milletvekillerinin sayısı, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılı olarak zaman içerisinde artış göstermiştir. Dünya Parlemontalarındaki kadın milletvekillerinin oranı 1945 te %3 iken,2004 te bu oran %13 düzeylerine yükselmiştir, Nitekim İsveç' te bu oran yüzde 40.4, Norveç' de yüzde 36.6, Danimarka'da, yüze 33.71, milletvekili var. Türkiye' de bu oran çok düşüktür. Her geçen yıl da düşüyor.
Oysa araştırma şirketi KONDA' nın, Mart ayı içinde 36 ilde 5 bin 434 kişiyle hanelerinde ve yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen "Siyasette Kadın Temsili Araştırması"nda, seçmenin, kadınların siyaset yapmasını istediğini, ailesinden bir kadının, karısının, annesinin, kızının veya kız kardeşinin siyasete girmesini desteklediği sonucu çıktı
KONDA' nın, yaptığı araştırmanın önemli sonuçlarından birisi olarak, toplumun yüzde 86'sının, "kadınlar hayatın her alanında; erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalıdır" fikrini taşımasını gösterdi. Toplum, genel olarak kadınların siyasete katılımını desteklediğini görüldü., "Büyük bir çoğunluk fırsat eşitliğine inanırken, yine çok önemli bir çoğunluk da siyasal işlerde, kadın veya erkek olmanın fark etmediğini de belirlendi.
TBMM'de, görev yapacak kadınların, sadece aile, sağlık, kadın ve çocuk gibi geleneksel olarak kadınların çalışma alanı sayılan konularda değil, ekonomi, finans, dış ilişkiler ve milli güvenlik gibi 'erkeklere ait' olduğu varsayılan alanlarda da fikir sahibi olacağı da belirlendi. Bu da yine, kadın siyasetçilere görev dağılımı yaparken, onları hep aile, çocuk, eğitim gibi alanlara uygun bulan erkek siyasetçilerin dikkate alır mı bilinmez ama kadınlar her sektörde başarılıdır.
Nitekim Büyük Önder ATATÜRK, "İnsan topluluğu, kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? ''Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" demiştir.
Elbette Türkiye'de, kadınlar, arzu edilen boyutta siyasi platformda yer almıyorlar. Ancak bu olumsuz gelişmede, kadınların da sorumluluğu var. Çünkü çağımızda, her alanda olduğu gibi, siyasette de " HAK VERİLMEZ ALINIR." Ancak kadınların, kendi sorunlarını ve çözümlerini, engellenmeden siyasete taşıyabilmesi birkaç kadının başarabileceği bir iş değil. Kadınların korkmadan, susturulmadan, dışlanmadan siyasette var olabilmesi, yapacakları etkin mücadele ile orantılıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi