4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SİYASİLER VE ÖTEKİLEŞTİRME

Son günlerde, ülkemizde terör olayları tırmanırken, siyasiler de söylemleri ile ayrımcılığı adeta bilerek veya bilmeyerek körüklüyorlar. Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP' ye oy verenlere yüklenerek, 'yalılarında içkilerini yudumlarken, HDP' ye oy verenler' diyerek nitelediği HDP seçmenini ''şerefsizlikle'' suçladı.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ise Bahçeli'nin, "Yalılarda viski yudumlayıp, HDP' ye oy veren şerefsizler" sözünü, 'bin kez iade ettiğini' belirtti. Bu tür sözler, ülkede tansiyonu ve kutuplaşmayı, daha da yükseltecek niteliktedir.
Aslında bugün gelinen noktada, ve ötekileştirmede, gelmiş geçmiş, tüm siyasetçilerin, özellikle de liderlerin, payı vardır. Siyasetçiler ve liderler, sözleri ile etnik milliyetçiliği körüklediler. Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum, ", Karayalçın' ın, " Kürt sorununun, Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" ve "Kürt realitesi vardır." diyen Süleyman Demirel ve Federasyon tartışılabilir diyen Turgut Özal' ın da, katkıları da büyüktür. " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz, Teröristi düz ovaya indirerek, siyaset yaptırmak isteyen Ağar, PKK'nın, silah bırakmasını alkışlayan, ANAP Lideri Mumcu, PKK ve yandaşlarına cesaret verdiler.
Öte yandan 1960 yıllarda, siyasi iktidarların yandaşları, kanunsuz işlerini yapmayan devlet görevlilerine," Sizi, Diyarbakır' a, Hakkari'ye, Siirt' e" göndertirim" diyerek, o yıllarda, bilerek veya bilmeyerek, ayrımcılığa zemin hazırladılar.
Maalesef dış ve iç şer odakları da bu ayrıcılık ve söylemlerden yararlanarak, Kürt etnik milliyetçiliğini, çeşitli nedenlerle körüklediler. Oysa Türkler ve Kürtler, yıllardır, birlikte yaşadı, kader birliği yaptı, birbirinde kız aldı ve kız verdi. Akraba oldular.
Birlikte yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek, en önemlisi de bu güzel tabloya zarar vermek,"Türk ve Kürtlere", ihanet değil de nedir? "
Ayrıca Türkiye'de, Kürt'ü, Türk' ü, Laz'ı, Çerkez'i, Ermeni'si, yıllarca birlikte yaşadı. Hep "Türk'üz" diye haykırdı. Ama son yıllarda, dış şer odakları ve içimizdeki hainler, ülkeyi bölüp parçalamak için, ellerinden geleni yapıyor, en küçük fırsatı bile değerlendirmek için, pusuda bekliyor, cenaze üzerinden bile, çıkar elde etmeye çalışıyorlar.
Diğer yandan, ulus devlet içinde, pek çok unsur yer almıştır. Çerkezler, Lazlar, Türkmenler, Gürcüler, Yörükler, Boşnaklar, Arnavutlar, Makedonlar, Kürtler, Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyetine oluşturmuşlardır. Hepsi de birinci sınıf vatandaştır. Devlet hiçbirini diğerinde yeğ tutmamıştır. Herkese de eşit davranmıştır. Ortak bir kültür ve orta değerler yaratmak için çalışmışlardır.
Ayrıca ülkemizde, çeşitli nedenlerle (Irk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi görüş, etnik köken, mülkiyet ayrımı ) yapılması, ülkelerde huzuru, var olan düzeni bozduğu gibi, kaosu da zemin hazırlar. Özellikle de dinsel ve etnik ayrımcılık felaket olur.
Türk halkı " ÖTEKİLEŞTİRME", "DİNSEL" ve " ETNİK" nefrete karşı çıkmak zorundadır. Çünkü etnik ve dinsel nefret olan her toplumda, kaos vardır.
Nitekim CİA Başkanlarından George. J. TENET, "NEREDE BİR ÖNYARGI VE NEFRETLE KARŞILARŞISAN KARŞILAŞ, MÜCADELE ET. NEREDE KAOS VARSA, BİLKİ ARKASINDA, DİNSEL VE ETNİK NEFRET VARDIR" demişti
Dış ve iç şer odakları yanında, bazı politikacılarda, Türklüğe, Türkçülüğe, Milliyetçiliğe karşı, adeta savaş açtıkları gibi, "TÜRK" kavramının, anayasa da yer almamasını istiyorlar.
Oysa azınlıklar bile, aynı kanıda değildir. Nitekim Patrik Bartholomeos bile, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda, vatandaşlık tanımı yaparken, "TÜRK DEVLETİNE VATANDAŞLIK BAĞIYLA BAĞLI OLAN HERKES, DİN, MEZHEP, DİL VE ETNİK KÖKEN GÖZETMEKSİZİN TÜRK'TÜR, TÜRKLÜK, BÜTÜN TÜRK VATANDAŞLARININ BERABERCE VARLIĞININ VE DAYANIŞMASININ İFADESİDİR." diye konuştu.
Türkiye'de, yaşayan insanlar, hangi dine ve etnik kökene, hatta millete sahip olursa olsun, ayrımcılık yapılmamalı, ayrımcılığı neden olan tavır, davranış ve söylem içinde olmamalıdır. Özellikle de siyasetçiler, bu alanda sorun yaratmamalıdır. Çünkü SİYASET SORUN YARATMA DEĞİL, SORUN ÇÖZME SANATIDIR.
Türk halkı, özellikle siyasetçiler, ülkemizdeki her gelişmeyi sağduyu içinde değerlendirmelidir. O nedenle de ülkemizde, her kesim ötekileştirme ve ayrımcılığa neden olacak, ifadelerden kaçınılmalıdır. Çünkü ülkemiz, ateş çemberi içindedir. O nedenle de, ülkemize kin ve öfke yerine sağduyu hakim olmak zorundadır. Ayrıca gün, birlik olmak günüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi