
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Siz siz olun matematiğe güvenip iddiaya falan girmeyin...
Geçmişte seçim birliktelikleri hep yaşandı.
Ama…
Bu birlikteliklerin iyi sonuç verdiği pek görülmedi.
örneğin, DYP ile ANAP’ın Demokrat parti adı altında birleşip seçime girmeleri, bu iki partinin oylarını bulunduğu yerden de aşağıya çekti.
Halbuki iki partinin oyu barajı aşmaya yetiyordu.
Hesap tutmadı, iki partinin birleşmesinden doğan Demokrat Parti baraj altında kaldı.
Yine…
CHP ile DSP seçim öncesi birlikte seçime girdiler.
Sonuç hüsran oldu.
çünkü…
Seçimde alınan oy, iki partinin oyu toplamının çok altındaydı.
Bu da sonuçta başarısız bir birliktelik oldu.
Hatırlayan olacaktır.
Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi seçim ittifakı yaptı.
Milletvekili aday listelerini bile her iki partiden isimlerle belirledi.
Ancak…
Bu birliktelik de hayal kırıklığı yarattı.
Zira…
Seçimde alınan oy oranı, her iki partinin var olan oylarının toplamının altında kalmıştı.
Sonuç olarak…
Siyasette 2 ila 2 hiçbir zaman 4 etmiyor.
Seçimlerde ise Matematik işlemiyor.
Şimdi önümüzde bir seçim var.
Bu seçim için 2 ayrı ittifak oluştu.
Bir tarafta AKP-MHP-BBP ittifakı, diğer tarafta ise CHP-İYİ-SP ve DP ittifakı.
Pek çok kişi, partilerin var olan oyunu toplayıp, seçim sonuçlarına ilişkin tahmininde bulunuyor.
Bize kalırsa, bunu yapanlar yanılıyor.
Zira…
Yukarıda da söyledik…
Konu siyaset ve seçim ise matematiğin pek hükmü olmuyor…
Bazen…
Birlikte hareket eden partiler var olan oylarının toplamının çok altında oy alabiliyor…
Bazen de…
Birlikte hareket eden partiler, var olan oylarının çok üzerinde oy oranına ulaşabiliyor…
O yüzden siz siz olun, ittifak yapan partilerin oylarını alt alta toplayıp seçim tahmininde bulunmayın.
Hele hele, siyaset matematiğine güvenip, seçim sonuçlarına ilişkin iddiaya falan da girmeyin…
......
Usluer’in yaptığı…
Rektörlük seçiminde en çok oyu aldı Gaye Usluer.
Rektör olarak atamasını yapmadılar.
Siyasete girdi, CHP’ye kaydoldu…
Yeni partili olmasına rağmen CHP kadın kolları MYK üyeliğine geldi.
CHP Genel Merkezinde Parti İçi Eğitim biriminde usta eğitici olarak görev yapıp, il il dolaştı.
İki kez üst üste Milletvekili, iki kez üst üste Parti Meclis üyesi oldu.
Tüm bunları yaparken hekim olmasına rağmen bir de Siyasal Bilgiler Fakültesinin Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans yaptı.
Son yapılan büyük kurultayda Parti Meclisi belirlenirken, Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde ismi yer almadı.
Buna rağmen Parti Meclisi üyeliği için aday oldu.
Anahtar listeyi delerek Parti Meclisine girmeyi başardı.
Bu öyle küçümsenecek bir başarı değildi.
Ancak parti içindeki kişisel bu başarısı kendisinin Milletvekili aday listesi dışında kalmasına neden oldu.
CHP genel başkanı ve yönetimi bir anlamda “Sen nasıl bizim listemizi delip, Parti Meclisi’ne girersin” dediler ve milletvekili adayı yapmadılar…
Normalde bir siyasetçinin küsmesi, kenara çekilmesi, suya sabuna dokunmamasını gerektirecek bir sebep bu.
Ancak…
Bakıyoruz Gaye Usluer CHP ile ilgili her toplantıda var.
Kılıçdaroğlu nereyi ziyaret etse orada yerini almış.
CHP’li adaylarla birlikte seçim çalışması yürütüyor…
Sosyal medya hesabından paylaşımlarını daha da arttırmış.
CHP’den aday adayı olup, aday yapılmayan çoğu isim ortada yok ama o sahada adaymışçasına çalışmaya devam ediyor…
Bize göre önemli bir davranış sergileyip eğitim vermeyi sürdürüyor Gaye Usluer.
Hatta…
Sadece CHP’de değil, tüm partilerde aday olamamış ve küsüp kenara çekilenlerin siyasette ne şekilde davranması gerektiği konusunda da örnek bir davranış sergiliyor.
.....
İktidarın adamı olmanız yetiyor…
Eskişehirspor yönetimi, teknik direktör Alpay özalan’ın işine son verdiğinde bir yazı kaleme almıştık…
Yazının sonunu da şöyle tamamlamıştık:
“Sonuç olarak…
Alpay gitti.
Giderken, çoğu kişinin “sportif başarısızlık” olarak değerlendirdiği bu gidişini, siyasi düşüncesine bağlayıp gitti.
Böylece AK parti cenahında kendisine büyük bir bonus kazandırmış oldu.
önümüzdeki günlerde Alpay’ı lig takımlarından birinde ya da Milli Takımın başında falan görürseniz kimse şaşırmasın…
çünkü…
Eskişehir’den giderken kendisine sağlamış olduğu siyasi bonus onu bir yerlere mutlaka taşıyacaktır.
Hem de…
Göreceksiniz futbol bilgisinin olup olmadığına bile bakılmaksızın olacak bu dediğim…
Kim bilir?
Belki de siyaset sahnesinde boy gösterecektir…”
Dediğimiz çıktı iyi mi?
Alpay, Eskişehirspor’dan gittikten sonra önce Samsunspor’a teknik direktör oldu.
Ardından…
ümit Milli Takım teknik direktörlüğü görevine getirildi.
Son olarak, aday listeleri açıklandığında kendisini AK parti İzmir Milletvekili listesinin 2’nci sırasında gördük…
Dün, ajanslardan gelen haberler arasında “Aday olur olmaz bıyık bıraktı” haberini görünce aklımıza geldi…
Alpay Eskişehirspor’u süper lige çıkartamayarak yaktı ama AK Partiye oynayarak çıkışını sürdürüyor…
Eskişehirspor’a süper lig kapısını kapattı ama kendisine hem futbol dünyasında hem de siyasette kapılar maşallah açıldıkça açılıyor.
Sonuç olarak…
İyi ve donanımlı futbol adamı ya da siyasetçi olmanız gerekmiyor…
İktidarın adamı olmanız yetiyor…
Hiçbir özelliğiniz olmasın fark etmez…
İktidar sizi istediğiniz her yere paraşütle indiriyor…
.....
Şişkin EGO
sendromu!
1. Hep kendisini haklı görür.
2.Hatalarını asla kabul etmez.
3. Hiç özür dilemez.
4. Ne pahasına olursa olsun hep kazanmak ister.
5. çıkarları için yalan söyler, aldatır, suç işler.
6. Açgözlüdür, doyumsuzdur.
7. Gösterişi sever.
8. Eleştiriden nefret eder.