1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Sosyal medya ile seçim kazanmak

Çok değil, bundan 10 yıl öncesine gelinceye kadar seçimin tek göstergesi meydanlardı.
Yapılacak seçimlerin nasıl sonuçlanacağına ilişkin tahminler, miting meydanlarının kalabalığı ile mümkün olurdu.
Meydanda oluşan kalabalığın boyutu adeta o partinin iktidarını müjdelerdi.
Siyasette resmen "Meydan okuyucular" diye bilinen insanlar vardı o yıllarda.
Görevleri, Miting alanında ki kalabalığın tahlilini yaparak Parti genel merkezine rapor hazırlamaktı.
Miting meydanına kaç kişi geldiğinden tutun da, meydanı dolduranlar arasında kadınların ve kasketlilerin sayısına kadar, hatta miting boyunca coşkunun kaç dakika devam ettiğine varıncaya kadar her türlü bilgiyi toplardı.
Kısacası...
Yapılacak seçimlerin sonuçları konusunda en büyük göstergeydi miting meydanları.
Bu yüzden Genel Başkanlar mitinglere büyük önem verirler,miting konuşmalarında ki performanslarının çok iyi olmasına özen gösterirler,meydanların coşkulu ve kalabalık olmasıyla coşarken,cılız meydanlarla karşılaştıklarında ise son derce moral bozukluğu yaşarlardı.
ON YILDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ

Son 10 yılda her alanda olduğu gibi siyasette de çok şey değişti.
İnternet ve sosyal medya ile birlikte politik söylemler yavaş yavaş dijitalleşmeye başladı.
Siyasetçiler en fazla 10-15 bin kişiye miting konuşmaları ile ulaştırdıkları söylemleri internet ve sosyal medya aracılığı ile milyonlara ulaştırmaya başladılar.
Ardından...
Toplumsal olarak baktığımızda sosyal medyanın yıllardır devam eden yapılaşmaları yıktığına hatta tıpkı yakın zamanda şahit olduğumuz gezi olayları gibi toplu ayaklanmalara ve organizasyonlara zemin hazırladığına şahit olduk.
Sonuç olarak internet ve sosyal medyanın yaşamın içine girmesiyle birlikte siyaset de bu değişimin içinde olmak mecburiyetinde kaldı.
Obama'nın bile ABD deki seçim zaferi, sosyal medya destekli seçim çalışmasına bağlandı.

RAKAMLAR ÇOK ÇARPICI
Bu gün gelinen noktada internet ve sosyal medya ile ilgili rakamlar son derece ilginç,şaşırtıcı ve çarpıcı özellikler içeriyor.
-Seçimlerde önemli bir potansiyel olan gençler haftanın 6 gününü Facebook ve Twitter gibi sayfalara giriyor.
-Her 10 gençten 9'u sosyal medya kullanıyor.
-Her genç haftanın 50 saatini sosyal medya başında geçiriyor.
-Sosyal medya başında her gün ortalama 56 dakika geçiren gençler, yemek için 27 dakika harcıyor.
-Her 10 gençten biri blog yazarı.
-Her genç Twitter üzerinden 23 ünlü takip ediyor.
-her genç mutlaka bir haber sitesi takibi yapıyor.
Netice olarak...
Hem siyasette yaşanan değişim hem de internet ve sosyal medya ile ilgili rakamlar şunu açıkça gösteriyor ki; sosyal medyayı kullanan siyasetçiler kullanamayan veya uzak duranlara oranla her zaman bir adım önde olacak.
Daha çok tanınacak,daha çok kişiye ulaşacak.
Peki biz bu yazıyı neren yazma gereği duyduk?
Hemen söyleyelim; yakında bir seçim var.
Şu anda aday adayları seçim için yola çıktı.
Yakında adaylar belli olacak ve bu adaylar zorlu bir seçim süreci yaşayacak.
İşte bu seçim çalışması sürecinde en büyük kozları, sosyal medya üzerinden yapacakları ya da yapamayacakları çalışmalar olacak da o yüzden.
......

Seçimden seçime...
Eskişehir'in siyasetinde seçimden seçime gördüğümüz ya da seçim söz konusu olduğunda "mutlaka aday olur" dediğimiz isimler var.
Bu isimlere "seçimlerin potansiyel adayları" demek de mümkün.
Üstelik hemen her partide de var bu söylediğimiz özelliği taşıyan isimler.
Bazılarını 4 ya da 5 yıldır görmezsiniz.
Bu 4 ya da 5 yılın sonunda, yani seçim yaklaştığında ortaya çıkıverirler aday adayı olarak.
Bazen aday adayı olmayı da başardıkları olur.
Ama genelde aday yapılmadıkları için bir sonraki seçimde yeniden denerler şanslarını.
Eskişehir'de benim bildiğim 5-6 seçim üst üste adaylığı deneyen siyasetçiler var.
Yine benim bildiğim, adaylıktan emekli olacak süreyi dolduranlar da var.
Bu isimleri Mahalli seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde yeniden ortaya çıkmaya başladı.
Süreç boyunca büyük ihtimalle diğerlerini de göreceğiz aday adayı olarak.
Belki bu defa aday yapılacaklar. Belki de bu güne kadar olduğu gibi yine aday yapılmayıp, bir sonraki seçimi bekleyecekler.
Bakarsınız...
Bu defa hem aday yapılıp hem de seçimi kazananlar arasında yer alacaklar.
Bu elbette kötü bir durum değil.
Zaten üst üste ve her seçimde aday adayı olan bu isimleri eleştirmek için yazmıyoruz bu yazıyı.
Unutulmasın ki, her seçim aday adayı olmak suretiyle 30 yılını pes bile etmeden siyasette geçiren ve bunun sonucunda da Milletvekili ya da Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmayı başaran isimler de var.
.........

Kent merkezi nasıl rahatlar?
Eskişehir'in kent merkezi, büyük bir yoğunluk içinde...
Bu yoğunluk, özellikle hafta sonları kent merkezini içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
Örneğin Atatürk Caddesi'nde Cumartesi günü aracınızla yarım saat geçiriyorsunuz.
Zira, tıkanan trafik gideceğiniz yere gitmenize izin vermiyor.
Kent merkezinde ki bu yoğunluğu azaltmanın tek bir yolu var.
Yoğunluk yaratan merkezleri ortadan kaldırmak.
Şöyle ki...
Neredeyse bütün resmi kurum binaları, "Merkez" dediğimiz bir bölgede toplanmış.
Bazı kurumlar, şehrin başka bir yerine gitse de, boşalttığı binalara başka kurumlar gelip yerleşmiş.
Yani pek bir şey fark etmemiş.
Örneğin...
Şehrin merkezinde Dershaneler bölgesi olarak adlandırılan bölge.
Günün her saati büyük bir yoğunluk sergiliyor.
Mevcut altyapıyı bu unsurlara göre genişletemeyeceğine göre, yoğunluk veren bu unsurları kent merkezinden kaldırıp, başka yerlere taşımak en mantıklı çözüm gibi görünüyor.
Bu yapılmazsa...
Yani...
Kent merkezinde bulunan resmi Kurumlar ve Dershaneler hatta okullar...
Bu bölgeden alınıp, başka yere götürülmezse...
Ve bunun ileriye dönük çalışması şimdiden yapılmazsa...
Eskişehir kent merkezi yakında içinden çıkılamaz bir hale gelecek.
Aklın yolu bir...
Kent merkezinde ki mevcut yolları ve ana alterleri genişletemiyorsanız, o halde Kent merkezine yoğunluk veren etkenleri merkezden uzaklaştıracaksınız.
.......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Adamın birisi bir yalan makinesi satın alarak evine götürmüş. Evin baş köşesine koymuş ve kim yalan söylerse makinenin öteceğini söylemiş. Akşam yemeğine oturmuşlar. Babası oğluna :
- Bugün okulda neler yaptın bakalım demiş. Oğluda :
- Herşey yolundaydı, okula gittik geldik işte demiş. Bunun üzerine makine biiiiippp diye öterek uyarmış Çocuk dayanamamış itiraf etmiş :
- Arkadaşlarla sinemaya gittik, o yüzden okulu astım demiş. Babası sinirlenerek:
- Ben senin yaşındayken sinema nedir bilmezdim diye bağırınca, makine yine başlamış, biiiiiiiipppp diye ötmeye. Bunun üzerine anne gülerek :
- Al işte senin oğlun ne olacak, babasının oğlu deyince, makine başlamış ötmeye : biiiiiiippppp biiiiippppp biiiiiiiippppppp...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi