ülke genelinde ve Eskişehir’de etkili olan kar yağışının ardından, gölet ve barajlardaki doluluk oranı yükseliyor.. Hızlı kar erimesi, baraj ve göletlerdeki, doluluk oranlarının önümüzdeki günlerde daha da yükselmesi bekleniyor. Ancak sularımızı, tasarruflu kullanmak zorundayız. çünkü Türkiye, su zengini bir ülke değildir..
Nitekim ziraat ve sulama mühendisi, Sayın Prof. Dr. Sabri Şener, Türkiye’nin, su kaynakları bakımından hiçte zengin, bir ülke olmadığını ve nüfus artışına karşın, elimizdeki su kaynaklarının da hızla azaldığını, belirtti.
Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de, 45 milyar metreküp su, kontrol altında. Bu kaynağın, 33 milyar metreküpü, her yıl tarım sektörüne tahsis ediliyor. Tarımda ise ortalama sulama randımanı tahsis edilen 33 milyar metreküp suyun, yüzde 43’ünü oluşturuyor. Yani 14 milyar metreküp su kullanımı gerekiyor. Ancak her yıl, tarım sektöründe yaklaşık 19 milyar metreküp su, boşa harcanıyor. Buna göre tarımda israf edilen su kaynağı, neredeyse evsel ve endüstriyel kullanımın, iki katını oluşturuyor.
ülkemiz, termal suları açısından zengindir. Ancak kaplıcalarda ve pansiyonlarda da, termal suları tasarruflu olarak kullanılmıyor. Bu yönde, herhangi bir ikaz da yapılmıyor. Şayet ülkemiz’ de, kuraklık devam eder, termal suları da bu şekilde israf edilirse, gelecekte pek çok tesis atıl kalabilir.
Oysa çoğu Ortadoğu'da, yer alan bazı ülkeler, susuzluktan kırılıyor. Grönland'da kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı, 10 milyon 578 bin 950 metreküpü bulurken, Kuveyt'te sadece 8 metreküpte kalıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım örgütünün, verilerine göre dünyada en fazla tatlı su kaynağı, Brezilya'da. Yağmur ormanlarına ve dünyanın en büyük debisine sahip ırmağı olan Amazon'a sahip olan Brezilya, 8 trilyon 233 milyar metreküple, toplam yıllık yenilenebilir su kaynağı ile açık farkla önde. Brezilya'yı 4 trilyon 507 milyar metreküp ile Rusya, 3 trilyon 51 milyar ile ABD, 2 trilyon 902 milyar ile Kanada takip ediyor.
Su fakiri ülkelerden bazıları ise 340 metreküple Umman, 320 metreküple Batı Şeria, 296 metreküple Barbados, 250 metreküple İsrail’ dir.
Tatlı su kaynakları açısından, çok da kötü durumda olmayan, Türkiye, 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla 41'inci, kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106. sırada bulunuyor.
Ayrıca su tasarrufu ve kuraklık konusu, ders programlarına da girmeli, öğrenciler, evde ve okulda, su tasarrufu yapmanın, yollarını öğrenmelidirler. Her dereceli okullarımızın, ders programlarına, su tasarrufuyla ilgili konular yer almalıdır.
ülkemizde, atık suların, geri kazanımı konusundaki çalışmalara da, ağırlık verilmesi sağlanmalıdır. Bu yöndeki AB desteklerinin, önü açılmalı, herkesin, su kullanımına özen göstermesi için, ulusal düzeyde bir seferberlik başlatılmalıdır. ülkemizde, su tasarrufuna önem verilmesi için, bakanlıklar ve sivil toplum örgütleriyle, koordineli çalışılmalıdır.
Eskişehir, gelecekte su sıkıntısı yaşamak istemiyorsa, mevcut su havzalarını koruma altına almak ve suyun tasarruflu kullanılması içinde, halk sürekli eğitilmeli, hatta su tasarrufu teşvik edilmelidir.
Eskişehir DSİ Bölge Müdürlüğüne göre, Eskişehir’in, su ihtiyacını karşılayan Porsuk Barajı, ndan, yılda 35 milyon metreküp, kullanma, 110 milyon metreküp’te sulama amaçlı su kullanıldığını ve bu itibarıyla da doluluk oranının da her yıl azalma olmaktadır.
Porsuk Barajı’ na, yılda, 80 milyon Metreküp su geldiğini, ancak Kütahya’ da, yapımı devam eden, Beşkarış, Akçaköy, Kureyşler, Enne Barajları ve göletler bittiğinde, Porsuk’a gelecek, su miktarı, çok az olacaktır.
Termal turizm potansiyeli açısından, oldukça zengin olan Eskişehir’de, çardak Kaplıcası , Kızılinler, Yenisofça, Hasırca termal kaynağı ve Sakarcılıca termal kaynağı, Türkiye’nin, üçüncü drece önem ve öncelikli termal su kaynaklarındandır. Ancak Eskişehir, turizm alanında, termal sularından, yeteri kadar yararlanamamaktadır.
Eskişehir’ de, mevcut sularımız, sulama suyu, İçme ve kullanma Suyu, Endüstriyel Su temini, Evrensel ve Endüstriyel Atıklar ve balıkçılık. gibi alanlarda kullanılmaktadır.
Eskişehir, il genelindeki, mevcut sulara, sahip çımalıdır. özellikle de yeraltı sularımızın, kirlenmemesi için de ciddi önlemler alınmalıdır. Bu nedenle de Eskişehir’deki işletmelerin, CED raporları, çok iyi değerlendirilmeli ve yeraltı sularına zarar verecek nitelikte olan işletmelere veya bu yöndeki gelişmelere, kesinlikle izin verilmemelidir.
Ayrıca Eskişehir’deki su havzalarının, korunması ve suyun tasarruflu kullanılması, kurum/kuruluşlar kadar, halkımız içinde, bir görev olduğu kadar, bir haktır. Ayrıca çevre ve su, insanlarımıza sunulmuş, bir lütuf ve yaşam kaynağı olup, gelecek nesillerin de bize emanetidir.
