Değerli İstikbal Okurları,  Yazıya;  “Başlığa  bakarak, Es-Es’i bu hale düşürenlere karşı cadı avına  çıkıp, suçlu peşine düşeceğim sanılmasın.. diye başlıyayım.. Ardından da amacımın;  Es-Es’in içinde bulunduğu kaotik ortama nasıl yuvarlandığını- Pazar günü oynağımız Balıkesir Baytok maçını baz alarak- irdelemek olduğunu belirteyim..( Elbette günü geldiğinde asıl suçlulardan hesap sormak ;her Es-Es taraftarı gibi benim içinde bir  namus borcudur.)        

          Peki, gelinen bu noktada SUçU (!) kimlere ve nelere yükleyebiliriz. BAŞLAYALIM;

         1- Mental  Yorgunluk; Kaybedilen Balıkesir maçı ile ilgili olarak yapılan eleştirilerin başında; futbolcularımızın sahada ruh gibi dolaşmaları  gelmektedir.. Koca bir camianın  umutlarını ve geleceğini bağladığı oyuncu grubu ile ilgili yapılan bu eleştiriler elbette doğrudur. Ancak, futbolcularla ilgili bir başka gerçeğin de, bu grubun  mental olarak yorgun düşmesi olduğu unutulmamalıdır. Camiamızın sezon başından beri  yaşadıkları ve içinde bulunduğu kaos ortamından futbolcuların da etkilenmemesi mümkün değildir. Ayrıca, son haftalarda -özellikle de iç sahada- alınan peş-peşe mağlubiyetlerin; daha birkaç hafta önce şampiyonluğa oynayan ümraniye’yi  deplasmanda yenen; Giresun’ a ,Denizli’ye sahayı dar eden futbolcularımızın moral ve motivasyonlarını düşürdüğünü- hatta sıfırladığını- söylemek sanırım yanlış bir ifade olmayacaktır .

         Yine , alt yapıdan gelen oyuncularımıza güvenemediği için sahaya  süremeyen ve “Dar kadro” dan şikayet eden Teknik  Heyetimizin kadro oluşumundaki hataları ile geçen  bir aylık süreç içinde ,hafta-içi-hafta sonu olmak üzere peş-peşe maç yapma zorunluluğu; Futbol takımımızı fiziksel anlamda da çok yıpratmış ve birde bunlara İç sahadaki taraftar baskısı da  eklenince ortaya sahada ne yapacağını bilemeyen, golü  kaçıran ,yanındaki arkadaşına pas veremeyen bir oyuncu grubu çıkmıştır.

    2-Takıma ihanet eden ( ! ) Futbolcu( lar): Profesyonel Futbolcu işini en iyi yapan kişi olmalıdır. Formasını giydiği yani  ekmeğini yediği  yere asla ihanet etmemeli, formasını terinin son damlasına kadar ıslatmalıdır. Bu noktada, son Balıkesir maçı  kafalarda bazı soru işaretleri bırakmıştır. Ulusal Takımımızın formasını defalarca giyen ve kariyerinde ülkemizin üst düzey takımlarından Fenerbahçe’ de  forma giymek olan Semih Şentürk’ün; maçın daha  ilk yarısı dolmadan atılması profesyonellikle bağdaşmamaktadır.  Bu durumda Es-Es taraftarının, Semih’in geçen sezonki Göztepe maçlarında kaçırdığı penaltılara bakarak “ ACABA.. ?”  diye düşünmesini kimse engelleyemez. Yine, bazı futbolcularımızın sahadaki umursamaz ve lakayt tavırları akıllara “FORMAYA İHANET” düşüncesini getirmektedir.

     3-Sahada Lider Oyuncunun Olmaması; Erkan Zengin’in takımdan ayrılmasından sonra Es-Es ‘i saha içinde yönetecek lider oyuncu kalmamıştır. Kaptan Hürriyet ‘ in agresif kişiliği, yıldız oyuncu adayımız Ofoedu ‘nun bencil oyunu ,Semih Şentürk’ ün umursamazlığı ve genç oyuncuların içinde de bu işe soyunabilecek oyuncunun olmaması, Es-Es ‘in saha içi kaotik ortama sürüklenmesine sebep teşkil edebilecek örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.

    4- Taraftarımızca yapılan tezahüratların rakip takımı motive etmesi; Geçmiş yıllarda İç saha maçlarında Es-Es ‘ in en büyük itici gücü olan taraftarların , son dönemlerde  futbolcular üzerinde olumsuz bir baskı oluşturduğu, aksine, Eskişehir’ e gelen rakip rakip takım oyuncularını motive ettiği, futbolun içinden gelen kişilerce de kabul edilen bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta ve ”Vur-kır parçala, Mutlaka kazan “ seviyesine indirgenen destek biçimi  ise  genç  futbolcularımızın  zaten titreyen ayaklarının dolaşmasına neden olmaktadır.

          Son olarak,  henüz kaybedilen bir şeyin olmadığını belirtip. Eskişehir’ in   seçilmişlerine, atanmışlarına, bu şehirden para kazananlarına…kısacası tüm ESKİŞEHİR’ E SESLENELİM ..

        HAYDİ ESKİŞEHİR...TEKRAR AYAĞA KALKALIM VE ŞU KABUSTAN BİR AN öNCE UYANALIM….