
AKTÜEL
Tarihte lafı gediğine oturtanlar
NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'ı bir muharebede tenkide kalkıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- "Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz" gibi fikirler yürütmeye başlayınca Napolyon:
- "Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım."
MEZAR
Amerikalı İşadamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
- "Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:
- "Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman."
YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp:
- "Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?" diye sorunca, İncili Çavuş:
- "Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek." cevabını vermiş.
EDEPSİZ
Cenap Şahabeddin'e :
- " Şu edepsize neden bir tokat vurmadın?" dediklerinde şu cevabı vermiş:
- "Eldivenim yoktu, iğrendim."
ELBİSE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
- "Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?"
Gangi, hiç aldırmadan cevap verir:
- "Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi."
EFLATUN
Birgün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış.
Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."
DİYOJEN
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değlidir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılı verir:
- "Ben çekilirim."
MEŞHUR BİR FİLOZOFA:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.
GALİLE
Kulaklarınızın büyüklüğü ile ünlü Galile'ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile:
- "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"
MEHMET AKİF
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif'i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
YAVUZ SULTAN SELİM
Yavuz Slutan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığınıda, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş.
Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."
FİLOZOF
Bir filozofa sormuşlar:
- "Şansa inanır mısınız??"
Filozof: - "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılını neyle açıklayabilirdim."
YARIŞ
Bir ihtiyar, yaşlandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere şu cevabı vermiş:
- "Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?"