4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TARIM ALANLARI YOK OLUYOR

Geçen hafta, Batı Kent ve civarına, ziyaret etmiştik. Tarım alanlarının, nasıl yok edildiğine ve beton yığını haline dönüştürüldüğüne tanık olduk. Bu nasıl bir iştir ki, ilgili kurum/kuruluşlar, çocuk ve torunlarımıza emanetine yapılan bu ihaneti görmüyor. Oysa Anayasa'nın 44. maddesinde, 'Toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek'; 45 inci maddesinde, '...tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek'; Devlet'in görevleri arasında gösterilmiştir. Bu nedenle de tarım alanlarını yok etmek, anayasal suçtur.
Hülasa Eskişehir' de, rant uğruna, tarım alanları hızla yok ediliyor. Ayrıca Eskişehir' de, " TOPRAK KORUMA KURULU" var. Bu kurul, arazi kullanılan, tüm faaliyetlerde, arazinin korunması, geliştirilmesi ve verimli kullanılmasına yönelik inceleme, değerlendirme ve izleme yapmak, ortaya çıkan, olumsuzlukları belirlemek, toprak korumayı ve bununla ilgili sorunları giderici önlemleri almak, geliştirmek, uygulanmasını sağlamak için, görüş oluşturmak. Tüm girişimleri yönlendirmek üzere, yerel plân veya projelerin uygulanması amacıyla takibini yapmak ve toprağın korunması ve gerektiği şeklide kullanılmasını da sağlamakla görevlidir. Ancak Toprak Koruma kurulunun, tarım alanları ile ilgili, görevini gerektiği şekilde, yerine getirmediği ortada.
Ülkemizde ve Eskişehir' de, bir yandan tarım alanlarının, sulaması için baraj, gölet ve sulama kanalları inşa edilirken, diğer yandan sulaması öngörülen, tarım alanları, üzerine konut ve sanayi tesisi inşaatına izin veriliyor. Belediyeler ise, yapılmış olan sulama tesislerinin yol geçişlerine mani oldukları gerekçesi ile kaldırılmalarını, talep edebiliyorlar. Tesislerin, kaldırılması için de milyarlarca lira harcamak durumda kalıyorlar.
Ülkemiz ve Eskişehir'de, sanayide görülen gelişmeler ve kırsal kesimden kentlere göç, büyük yerleşim merkezlerinin çevresindeki tarım topraklarını, yağmalama derecesine hızla yok etmektedir. Son 20 yıl içine, ülkemiz de bu şekilde yok olan tarım alanları, 500.000. hektar civarındadır. Bu alan Eskişehir ovasının 30 katıdır.
Ülkemizde, Devlet Su İşleri tarafından inşa edilerek, işletmeye açılmış tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Hâlbuki bu topraklar 1.sınıf tarım toprağı vasfında, sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda iki ürün alınan tarım alanlarıdır. Bu şekilde yok olan tarım alanı, Bursa, Manisa, Tokat, Bolu, Söke, Mersin ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir
Bu çocuk ve torunlarımıza, ihanet değil de nedir?
Ayrıca Eskişehir' in, en verimli tarım alanları yok edilirken, belediye başkanlarının, suçlu araması ise dikkat çekicidir. Oysa sorumlular ortadadır. Suçlu arama yerine, yapılan hata/hataların, nedenleri aranmalı, çözümde üretilmelidir. Suç ve görevi ihmal varsa, yargı gereğini mutlaka yapmalıdır. Çünkü çocuk ve torunlarımızın emaneti, tarım toprakları, gözümüzün önün de yok ediliyor. Anayasal suç olmasına rağmen de savcılar, adeta tarım topraklarının, yok oluşunu seyrediyor.
Eskişehir ovasından ki bu ihanet, İzmir'de, Şemikler pazarını gezerken, yaşlı bir satıcının tezgâhında, gördüğümüz domateslerle ilgili anımızı hatırlattı. Tezgâhtaki, farklı bir görüneme sahip domateslerin, nereden geldiğini sormuştuk. Satıcının, "Eskişehir' den geldi" sözleri karşısında, durakladık ve "Sarıcakaya'dan mı?" diye sorduk. Güldü ve "Hayır Yıldırım Çiftliği'nden " diye cevap verdi. Eskişehir' in, daha nesi meşhur diye sorduğumda, marul lahana, pırasa gibi sebzeleri de saydı. O anda, Eskişehir ovasının, beton yığını haline getirmekle neleri kaybettiğimizi bir kez daha hatırladık. Şayet korunmuş olsa idi, Eskişehir ovası, en kaliteli tarım ürünleri yetiştirir, istihdam yaratır. Pek çok kişinin de ekmek kapısı olurdu.
Ayrıca Eskişehir' in, ekonomisine tarımın katkısı, yıllarca küçümsenmeyecek boyutlarda oldu. Bu katkı daha da artırılabilir, tarım da sanayi ve ekonominin motoru haline de getirilebilirdi. Ancak olmadı. Oysa tarım alanları, daha verimli kullanılarak, tarıma dayalı sanayi yatırımlar teşvik edilip, destek verilerek, pekâlâ gerçekleştirilebilir.
Diğer yandan, mevcut tarım alanları, mutlaka korunmalı, Eskişehir' le ilgili istatistikler, revize edilmeli, güncelleştirilerek tarımsal veri tabanı oluşturulmalıdır. Eskişehir' e, uygun yetiştirilebilecek ürünlerin, tespiti için Agro- Ekolojik zonlar belirlenmeli, Ağro – ekolojik zon çalışması ile de, entegre olarak üretim planlaması yapılmalıdır.
Türkiye ve Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahiptir. Bu zenginlik mutlaka korunmalıdır. Çünkü geçmiş yıllarda Dünya da tarım ürünleri açısından kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olan Türkiye, bugün ihanetin bedelini, tarım ürünleri ithal ederek ödüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi