Vedat Alp
Tatarlar, Talat Yalaz gibi 'ince sitemler' olarak görmüyorlar
Hafta başından bu yana Eskişehir gündemine oturan bir tartışma var.
Oldukça sert..
Aslında "tartışma"" yerine "kavga" dense de olur.
Tarafları eski Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt..
Önce Yılmaz Büyükerşen açtı ağzını yumdu gözünü..
"Kazım CHP'den kovulmuştu, elinden ben tuttum" diye başlayıp zehir zemberek laflar söyledi.
Kazım Kurt'u en hafif tanımlamayıla "nankörlük" ile suçladı.
Söylediklerinin yenilir yutulur bir yanı yok.
Kazım Kurt "suskun" kalamazdı.
Kalmadı da..
Yılmaz Büyükerşen'in kendisine kazandırdıklarını inkar etmiyor.
Kabullenirken "Yılmaz Hoca'nın olduğu yerde önseçimin lafının edilmesi bile mümkün değildi" deyip suçlamayı da elden bırakmadı.
Üstüne üstlük bir de "Ben diyet borcumu ödedim. Milletvekilliğini bırakıp gelmişim" gibi şaşkınlık yaratan sözler söyledi.
Dedik ya ikili arasındaki karşılıklı yöneltilen suçlamalar oldukça ağır...
"Kavgada bile söylenmeyecek laflar"' dense yeridir.
Herkesin tespiti bu yönde.
Farklı düşünen tek kişi var.
O da CHP İl Başkanı Talat Yalaz.
"Bunlar siyasette olan şeyler. Birbirine yonelik ince sitemler şeklinde değerlendirmek gerekir. Gerçekten iki siyast duayenin lokal bir konu üzerinde özelinde birbirine ince sistemlerle yanıt verdiği bir süreçten söz ediyoruz. Bu sitemler nezaket düzeyini aşmayan açıklamalar olarak görülmeli..."
Talat Yalaz'ın değerlendirmeleri böyle....
Kendisinin inanıp inanmadığını bilemiyoruz..
Ancak yaptığı değerlendirmelere katılan, "doğru" bulan tek kişi bile bulamaz..
Neyse...
Yılmaz Büyükerşen ve Kazım Kurt arasındaki kavgaya bir müdahale var,
Müdahalede bulunan Eskişehir Kırım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şen...
Müdahale etme nedenleri de Yılmaz Büyükerşen'in, Kazım Kurt'a yaptığı "Kırım'ın Giray Hanları gibi" benzetmesi.
CHP İl Başkanı Talat Yalaz gibi "nezaket düzeyini aşmayan ince sitemler" olarak görmemişler.
Dernek Başkanı Recep Şen'in açıklaması sert ifadeler içeriyor.
"Olmadı hocam, biz sizi Türkiye'de birçok ilklere öncülük eden Eskişehir'in başkanı ve hocası olarak biliyoruz. Bunun için de 25 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hep saygıyla andık ve değerlendirdik. Düne kadar 'Ben de Tatarım' diye konuşurken bugün "Kırım'ın Giray Hanları gibi" tabirler kullanarak bizleri incitiyorsunuz. Biz sizin gibi siyasetçi, akademisyen değiliz ama adımıza da soyumuza da laf söyletmeyiz. Tarihe bakacak olursanız göreceksiniz ki bizler 350 yıl kayıtsız şartsız o zamanki Osmanlı
Devletine hizmet etmiş, o aşağılamak için kullandığınız Giray Hanların soyundanız. Ne Merzifonlu Kara Mustafa Paşa gibi kendi ikbalimizin peşinde koştuk ne de Baltacı Mehmet Paşa gibi baltamızın peşinde. Giray Hanlar kayıtsız şartsız devletlerine hizmet ettiler. Osmanlı tahtını ele geçirmek isteselerdi Yavuz Sultan Selim'in tahta geçmesi için destek olmaz, kendileri tahta geçmek için mücadele ederlerdi."... "Siz ki Eskişehir'de neredeyse Tatarların büyük çoğunluğunun oyunu alan kişisiniz ama bizi incittiniz. Kırım Hanları tarihi kurultay geleneğinde Aksakallılar Meclisi'nin tavsiyelerine dayanır. Giray Hanlarının bu kurultay geleneğinin dışında kalması söz
konusu değildir, 200 yıldır Anadolu'yu özellikle Eskişehir'i ak topraklar olarak
görmüş Eskişehir"in hamuruyla yoğrulmuş olan Kırım Türklerini "Kırım'ın Giray Hanları gibi davrandı" söylemiyle incittiniz. Benim de bir tarafım Tatar' söyleminin sadece siyasi ikbal için söylenmiş bir söylem olduğunu göstermiş oldunuz, İnanın ki bu topraklarda biz sizden daha eskiyiz..."
Açıklamadan bazı bölümler böyle.
Oldukça sert..
"İnce sitem"" denilecek bir yanı yok.