AKP'de tüm ilçelerin kongreleri yapıldı.
Geriye il kongresi kaldı.
O kongre de Mayıs ayında.
Büyük ihtimalle de Başbakan Erdoğan'da katılacak.
Bu yüzden başbakanın geliş tarihi ile il kongresi tarihi ayarlanmaya çalışılıyor.
***
AKP yaptığı tüm kongrelere tek liste ile girdi.
Görev alacak kişileri de genel merkez belirledi.
Ya da Eskişehir'de ki yetkili isimlerin tavsiyeleri ile göreve geldiler.
Partinin bu değişmez kuralıdır ve yıllardır da böyle işliyor.
Bu kurala karşı gelen, daha doğrusu genel merkez onayı dışında aday olanlar ise bir daha partinin bir başka yeri için görev dahi talep edemiyor.
Ki seçilseler bile, ilerleyen süreçte genel merkez yetkisini kullanıp, o kişiyi görevden alabiliyor.
Eskişehir'de bunu Osman Yüksel'in il seçimi kazandığı dönemde yaşamıştı.
***
AKP'de yıllardır süre gelen bu sistemin, genel merkez yönetiminin işine geldiği doğrudur.
En azından ülke meseleleri arasında, birde parti meseleleri ile uğraşmıyorlar.
CHP'nin kendi parti içindeki yaşananlardan, kafasını kaldırıp dışarı bakamadığı gibi...
Bu AKP adına önemli bir avantaj!
Ancak;
Parti içi demokrasi adına sıklıkla da eleştiri alan bir durum...
Parti içi mücadelenin, antidemokratik şekilde bertaraf edildiği eleştirileri yine yapılıyor.
İl kongresinde yine yapılacak.
***
Bu durumda insan düşünmeden de edemiyor.
'Demokrasi yarışı içindeyiz' diye birbirini yiyen CHP'liler iktidardan hep uzak kalırken mi hata yapıyor;
Yoksa parti içi demokrasinin işletilmemesiyle eleştirilen AKP mi doğru yapıyor?
***
Neyse;
Şu parti içi demokrasisi ağır dille eleştirilen AKP'nin il başkanı Süleyman Reyhan'ın savunması ile bitirelim yazımızı...
Sonra da kararı okuyucularımıza bırakalım
Acaba CHP mi yanlış, AKP mi doğru diye!
İşte Süleyman Reyhan'ın dünkü toplantıda söylediği demokrasi savunması...
"Demokrasi her ne kadar yarış kültürü olsa da, bir o kadarda uzlaşı kültürüdür.
Biz bu kültürü yıllardır yaşıyoruz.
Bir oluyoruz, birlik oluyoruz.
Bu bütünlüğümüzü kıskananlar var, ancak biz onları da kazanacağız"