
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TERİHTEN DERS VE İBRET ALMAK
Son yıllarda, Dersim, Menemen ve bazı tarihi gelişmelerle ilgili, art niyetli yorumlara tanık olduk. Tek partili dönemin, sıkça eleştirildiği programlar, seçimlere ve mevcut cumhuriyete mi yönelik bilinmez ama bu tür programlar, kimseye hizmet etmediği gibi, ülkemizde de telafisi mümkün olmayan, olaylar ve gelişmelere de zemin hazırlar.
Öte yandan aylardır gündemde olan, AK Parti iktidarının, "AÇILIM" ve BDP' nin, ÖZERKLİK" hedefi, Osmanlı döneminde yaşanan, GİRİT olayını hatırlatıyor. Nitekim geçmişte de Osmanlı, Avrupalı dört devletin, oyalayıcı sözlerine, teminatlarına ve "AÇILIM" masallarına, hep inandı. Bunun karşılığında, Girit'i kaybetti. Anadolu'nun, birçok yerinde mitingler yapıldı; Osmanlı konuyu Lahey Hakem Mahkemesi'ne götürmek istedi. Hülasa GİRİT, onlarca, "AÇILIMA" rağmen, 1913'te Osmanlı'nın, elinden kuş olup uçtu, gitti!
Bugün de tarihimizdeki, bu tür hatalardan, ders almayan kişi/kişiler ve siyasiler var.
Öte yandan geçmişi eleştiren, kişi/kişilerin görevi, TARİHİ VE ATALARIMIZI ELEŞTİRMEK DEĞİLDİR. ATALARIMIZIN YANLIŞLARINDAN İBRET, DOĞRULARINDAN ÖRNEK ALARAK, GELECEĞİ HAZIRLMAK VE İCRAAT SERGİLEMEKTİR. Ancak tarihimizdeki olaylardan, ne ders, ne de ibret aldık.Üstelik siyasi çıkar için, etnik milliyetçiliği, körükledik veya teşvik ettik
Şu bir gerçek ki tarihi olaylarda, medet uman siyasiler, "ACZ" içindedir. Çünkü o günün şartlarını, yaşamadan, ahkâm kesmesinin, ne hukukta, ne de bilimde yeri vardır. Elbette her millet tarihinde, "DERSİM" ve "İSTİKLAL MAHKEMELERİ" gibi gelişmeler yaşadı. Ancak O milletler, yaşananlardan ibret, doğrularından da örnek alarak geleceğe baktılar. Bizde ise bu tür olaylar, siyasi "RANT için nakarat gibi, gündeme getirilerek sorun/sorunlar yaratılıyor.
Geçmişini bilmeyen, geleceğinin hayallerini kuramaz. Hayalleri olmayanların yaşamaya hakları yoktur. Ancak tarihi gelişmelerin, hataların ders, doğrularından örnek alınmalıdır. Tarih şahittir ki Türklerle uğraşanlar, asla iflah olmamıştır. Nitekim Yaser Arafat'ın El Fetih gerillalarına, "Türkler masum ve mazlum bir Millettir, Onlarla uğraşanlar, mutlaka cezasını görmüşlerdir. Onun için Türklerle uğraşmayın" demiştir.
Koca bir imparatorluğun, enkazı üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kolay kazanılmadı. Büyük Önder Atatürk'ün söylediği gibi, kalelerimiz zapt edilmiş, bütün tersanelerimize girilmiş, ordularımız dağıtılmak istenmiş, memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. Bu duruma, özellikle de dış ve iç şer odaklara rağmen, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Cumhuriyet uğruna, çok canlar verildi. Uğrunda can verilen bu topraklar, kolay da kaybedilemez. Bugün, ülkemiz ve Cumhuriyetimizi, tehlikeye sokacak adımlar ve tehlikelerle doludur. Ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyen, dış ve iç şer odakları var. Uygulamaya koymak istenen, pek çok senaryo ülke gündemindedir.
Elbette ülkemizle ilgili, olumsuz eleştirilerin arkasında, ABD ve AB ülkeleri ve onların ülkemizdeki taşeronları mevcuttur. Çünkü Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumuna gelmiş ve jeostratejik önemi de artmıştır. Ortadoğu, Kafkaslar, özellikle de Orta Asya'nın, zengin enerji kaynaklarının, Batı tarafından, kontrol altında tutulup, kullanılması hayati önem kazanmıştır. Batı, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya eksenin de, güçlü bir Türkiye istemiyor. O nedenle de ülkemizdeki PKK ve diğer terör örgütleri, Batı ülkelerinden, destek görüyor.
Ülkemizde, devlete yön vermek, geçmişteki olayları ranta dönüştürmek isteyen ve kendilerini de aydın olarak kamuoyuna dekara eden bir kesim ve siyasiler var. Bu kesimler, ülkenin üniter yapısı bozulacakmış, bağımsızlığı ve birlik ve berberlik tehlikeye düşecekmiş, etnik ve dinsel nefret artacakmış, ülke iç savaş eşiğine gelecekmiş, umurlarında değil, her gelişmede ahkâm kesiyor. Bu tavırları ile de dış ve iç şer odakların değirmenine, bilerek veya bilmeyerek su taşıyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, "DERSİM İSYANI" ve "İSTİKLAL MAHKEMELERİ" ni, gündeme getirerek, Cumhuriyetle, örtülü olarak mücadele ediyorlar.
Oysa tarihi olayları ve atalarımızı eleştirmek yerine, tarihte yapılan hatlardan ibret, doğrulardan örnek alınarak icraat yapılsa, ülkemiz açısından daha yaralı olacak, kazanan da ülkemiz olacaktır. Aksi her türlü icraat ve söylem ise ülkemize zarar verecektir.
Hiç şüphesiz, ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyenlerle, geçmişte nasıl mücadele edilmişse, bugün ve yarında, aynı şekilde mücadele edilecektir Ancak dış güçlerin dayattığı ve ülkemizde, işbirlikçilerin uygulamaya koymak istedikleri, insan hakları ve demokratik gibi evrensel kavramların, kalkan yapılarak, üretilen, tehlikeli projeler ve senaryolar, ülkemizin, birlik, berberliği yanında, ülke bütünlüğüne yöneliktir.
Hala bu gerçeği göremeyen, kişi/kişiler ve siyasiler varsa ne denebilir ki?