4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TERÖRLE MÜCADELE SÖZDE DEĞİL ÖZDE OLMALIDIR

Yüksekova İlçesi'nin, Irak sınırındaki Dağlıca Köyü yakınlarında Kuzey Irak'tan gelen kalabalık PKK'lı gurubu, Komando Taburu'na saldırdı. Ağır silahlar da kullanan teröristlerin saldırısında, 12 asker şehit oldu, 17 asker de yaralandı.
Türkiye, PKK terörüne, 2002'deki saldırılarında 6 güvenlik mensubunun şehit verdi. Bu rakam 2003'te 21, 2004'te 73, 2005'te 97 ve 2006'nın ilk yedi ayında 91 şehit verdik 2007 yılını 10 ayında verilen şehit sayısı ise 230' a yaklaştı. İşin ilginci yanı, AKP iktidarında, verdiğimiz kayıplar katlanarak artıyor. AKP döneminde, PKK terörü güç kazandı, ivme kazandı. Terörle mücadelede de bir arpa boyu yol alınamadı. Hemen her günde, şehit verildi.
Oysa Geçen yıl, Filistinli militanlar, Gazze Şeridi yakınlarında bir İsrail askeri noktasına saldırı düzenledi. Saldırıda 2 İsrail askeri öldü, 1 asker de Filistinli militanlar tarafından kaçırıldı. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, kaçırılan İsrail askerini kurtarmak için pazarlık yapmalarının söz konusu olmadığını söylemişti.
Hülasa İsrail kadar olamadık.
Bunca verilen şehit, ABD ve AB, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına her türlü desteği vererek bu seçeneği elde tutması yanında, Türkiye'yle ittifak ilişkilerini sürdürmeyi öngören, politikaları ile ABD ve AB' nin, Türkiye' yi idare edebileceği ve çıkarlarına göre yönlendirmekte zorlukla karşılaşmayacakları, varsayımının bir sonucudur. Aslında ABD' nin, Irak stratejisi, Türkiye'nin çıkarlarıyla bağdaşmıyor. Türkiye bu stratejiye bağımlı kaldıkça, güvenliği açısından gerekli önlemleri almaktan ve kaderine sahip çıkmaktan, aciz bir ülke konumuna düşmüştür. Türkiye' nin, bugün içine düştüğü durum, soğuk savaş döneminde karşılaşmış olduğu tehditten çok daha ağır ve çok daha vahimdir
Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun, 9 Ekim 2007 tarihinde yaptığı toplantıdan sonra "Terör örgütünün komşu bir ülkedeki mevcudiyetini sona erdirmeye yönelik olarak, önümüzdeki süreçte, sınır ötesi operasyon dâhil olmak üzere hukuki, ekonomik ve siyasi her türlü tedbirin alınması konusunda, görevli kurum ve kuruluşlara emir ve talimatlar verilmiş." Açıklaması yapılmıştı Ancak alınan kararlarla ilgili olarak elle tutulur ve gözle görülür bir gelişme olmadı
Ayrıca Türkiye'nin, askerî güçle desteklenen, etkili bir siyasi caydırıcılık politikası izleyebilmesi için tutarlı bir strateji ve yol haritası belirlenmesi gerekirdi. Ancak Pazar akşamı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında yapılan Güvenlik Zirvesi'nden teröre karşı "Bedel ne ise ödemekten kaçınılmayacak" kararı çıktı. Oysa "TERÖRLE MÜCADELE, SÖZDE DEĞİL ÖZDE OLMALIDIR"
20 Mart 2003 günü de, Meclis tarafından bir tezkere kabul edilmiş ve silahlı kuvvetlerimizin, etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi ve kullanılması amacıyla bölgeye gönderilmesine altı ay süreyle izin verilmişti. Ancak, Hükümet, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Barzani, Talabani gruplarının muhalefeti nedeniyle, bu yetkiyi kullanamamış, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak'a gönderilememişti. Şu bir gerçek ki, PKK ve destekçileri, Türkiye'yi mutlaka bir savaşa çekerek zor duruma düşürmek istiyorlar. Amaç da bellidir. Türkiye'de bir ikilik yaratmaktır. Bugüne kadar da başaramadılar.
Türk milleti, böyle bir tuzağa düşmemesi gerekir. Ancak terör eylemleri, boyutlarını aşmıştır. Bu, Türkiye'ye yönelik bir saldırıdır. Bu saldırıların sorumlusu, Amerika ve Irak Hükümetidir. Türkiye, son olaylardan sonra tezkerenin gereğini yaparak, bölgede, saldırı yapan grupları yok etmeye yönelik harekât yapmalıdır
Son olaylar göstermiştir ki, Terör, artık hükümeti de aşmıştır. Hükümetin terörle mücadele konusundaki politikaları, artık geçerliliğini kaybetmiştir. Türkiye'nin, yeni kapsamlı, milli bir terör politikasına acilen, ihtiyacı var. Çünkü Türkiye, örtülü ve adı konmamış bir savaşla karşı karşıyadır. Nitekim Von Clauzewitz'in "Savaş, politikanın, başka yöntemlerle devamıdır." demiştir. Bugün ise "TERÖR", politikanın başka bir yönüdür. Artık dünyamızda politikacılar, siyasetin açmaza girdiği yerde savaşa değil, teröre başvuruyorlar. Politikalarını savaşla değil, terörle sürdürüyorlar. Artık dünya barışını, savaştan çok terör tehdit ediyor.
Aziz şehitlerimizin ruhları şad, mekânlarını cennet olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi