1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ticari Ahlak!

Ticaret yapan bazı tanıdıklarımız var…
Ticari ahlakı ön planda tutan, alacağına-vereceğine karşı son derece hassasiyet sahibi olan insanlar.
Günü geldiğinde borcunu ödemek için bırakın gününü, saatini bile sektirmeyen insanlar.
Son derece itibarlı, nezih, seviyeli ve dürüst insanlar.
O an durumu müsait olmamasına rağmen borcunu sağdan soldan temin eden, gerekirse kredi çeken, ama o borcu saatinde mutlaka ödeyen, bunu ticaretteki yaşam tarzı haline getiren insanlar bunlar.
Hiç kimsenin alacağının kalmadığı, hiç kimsenin mal ve hizmet verirken en ufak bir endişe içinde olmadığı, çevresine ve alışveriş yaptığı insanlara da ticarette örnek olan insanlardan bahsediyoruz.
Sayıları az olsa da, parmakla gösterilecek sayıda olsa da, tanıdığımız, saygı duyduğumuz ve yaptığı ticaretten çok bu özellikleri ile tanınan insanlar var çevremizde.

Bunun yanı sıra…
Yine ticaret yapan bazı tanıdıklarımız var…
Yaptıkları iş anlamında önemli cirolara sahipler…
Tanınmış soy isimleri ve aileleri olan kişiler…
Yaptıkları işin kapasitesinin büyüklüğüne tam da ters orantıda ticari ahlak zafiyeti yaşıyorlar…
Borçlarını bir gün daha geç ödemekle kar elde ettiğini zannediyorlar…
Alacaklıları kapıda bekletmek alışkanlıkları haline gelmiş.
Ufak tefek borçlarını bile ödemekten imtina ediyorlar…
Oturdukları ev, bindikleri araba,sahip oldukları yazlık ve kışlık evler, yaptıkları tatil dillere destan ama konu fatura ödemeye geldiğinde adeta borçlardan kaçıyorlar…
100 liralık borcu 3-5 ay ödememek hiçbir rahatsızlık vermiyor ama her gece bir mekânda 2-3 bin lira yeme içme parasına zerre acımıyorlar…
Sözünü ettiğimiz bu insanlar, yazının en üstünde anlattığımız ticari ahlaka sahip insanlardan belki 100 kat, 1000 kat daha fazla ciro yapıp, para kazanıyor kazanmasına ama işin ahlak kısmı söz konusu olduğunda, o insanların tırnağı dahi olamıyorlar…


.....


 


Nasıl kurtuluruz?


Türkmen evine bir Şıh misafir gelir, cübbeli, sarıklı, torba sakallı.

Buyun ederler. köylülerle birlikte odaya geçerler. köylüler ne keramet edecek diye ağzının içine bakarken, Şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diye bağırır.

Köylüler bunun bir keramet olduğunu anlarlar ama ne kerameti olduğunu anlayamazılar, merakla sorarlar:
“Ya Şıh hazretleri nedir o arada hoşt dediğin?”

Şıh:
“Bir köpek Kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor, onu görüyorum tabii ki hoşt diye kovalıyorum.”
Köylülerin itikadı bir iken bin olur.
Olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazır. Herkesin önüne üzerinde et olan pilav gelir.
Şıh’ın tabağında sadece pilav vardır.
Şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya, “benim tabağımda et niye yok. Bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sorar.

Hanım ağa yaklaşır, tabağı ters çevirir. Onun etlerini pilavın altına koymuştur. Pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi Şıh’ın kafasına indirir:
“ulan tabağındaki eti görmedin de Kabe’deki iti mi gördün?”

2018 yılına gelmişiz hala kendini Şeyh, Şıh, Hızır olarak tanıtan, yüce İslam dinini insanları dolandırmak, aldatmak için kullanan şarlatanlar var.
Hemen her gün okuyoruz haberlerini.

Birçok insanın canını yakmaları bir tarafa, dinimizi küçük düşürüyorlar.

Bu gibi şarlatanlardan ancak “ulan tabağındaki eti görmedin de Kabe'deki iti mi gördün?” diyen insanların çoğalmasıyla kurtuluruz.

Aksi takdirde…

Onlar dolandırmaya devam eder, onlara aldanan insanlar da itikatlarının bir iken bin olduğunu zanneder…


.....


 


öztürk’ten mesaj var…


Dün bu köşede, AK parti önceki dönem Milletvekili Nedim öztürk’ün Odunpazarı belediye başkan adaylığına yönelik iddialardan oluşan bir yazı kaleme almıştık.
Yazı üzerine Nedim öztürk bir mail göndermiş…
Noktasına dahi dokunmadan yayınlıyoruz.
“Bir açıklamayı zorunlu olarak yapmam gerekiyor.
1.Eskişehir’de gördüğüm ilgi ve hemşerilerimin düşünceleri beni mutlu etmeye yetiyor.
2.önümüzdeki süreçte de  benim bile haberimin olmadığı birçok dedikodu dolaşacaktır.
3.23.dönem Ak Parti milletvekilli olarak hemşerilerime hizmet etme imkanına vesile olan herkese teşekkür borcum var.
4.Hiçbir zaman Eskişehirli hemşerilerimden uzaklaşmadım. Partimin faaliyetlerine katıldım ve çalışmalara destek verdim.
5.Görev almayı bir vazife olarak gördüm. Hemşerilerime hizmet etmek benim için önceliklidir. Bunu hangi makam ve görev olursa olsun, Partimin bana verdiği siyasi terbiye gereği, vazife ve nöbet olarak görürüm.

Yapılan ve yapılacak dedikoduları da siyasetin cilvesi olarak görmek gerekiyor.”
Nedim öztürk kısaca şunu söylüyor: “Görev istenmez verilir. Verilecek her görev de vazifedir”


.....


 


Mağazada denenip
internetten satın alınıyorsa…


İnternet bizim mesleği, yani gazeteciliği öldürdü…
Gazeteler internet ortamına tam anlamıyla taşındı.
Hal böyle olunca, kağıttan okuma alışkanlığı dışındaki herkes gazeteleri nternet üzerinden, üstelik para vermeden, bedavaya okumaya başladı.
Son günlerde çok sık rastlar olduk.
Kime sorsak alışverişini internet üzerinden yapıyor…
Sözü edilen alışveriş öyle küçük şeyler de değil hani.
Mobilyadan beyaz eşyaya kadar internet üzerinden yapılıyor alışverişler.
çünkü mağaza fiyatlarından daha ucuz.
üstelik değiştirme şansı da var…
Hatta…
Mağazalarda giysi deneyip, aynı giysiyi internet üzerinden alanlar çoğunlukta…
Yukarıda da söyledik, internet kağıt gazeteyi bitiriyor…
Görünen o ki biten sadece kağıda basılmış gazeteler olmayacak…
Bu gidişle mağazacılık da bitecek gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi