4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRBAN TARTIŞMASI ÜLKEMİZE VERİYOR

Başbakan Erdoğan'ın, türban sorununu yurtdışında gündeme taşıması, Türkiye' de deprem yarattı. Bu açıklama sonrası, yeni Anayasa Taslağı' nda, Türbanla ilgili maddelere de açıklık getirildi.
SİVİL Anayasa Taslağı' nda, en çok tartışmalara neden olan 'yükseköğrenimde türban' maddesi de netleşti. AKP, üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağını kaldırmak için Anayasa'ya, 'Ceza mevzuatı ile örf ve adetlere aykırı olmamak şartıyla' kılık kıyafetin serbest olduğuna ilişkin madde koyacak.
Türbanla ilgili bu gelişmelere, CHP Lideri Deniz Baykal' " Türkiye'de, bir başörtüsü sorunu yoktur. Kim sorunun adını başörtüsü olarak koyuyorsa, bilin ki gizlemek için yapıyor. Başörtüsü tarihi, kültürel, geleneksel bir örtü olarak doğal şekilde hayatımızdaki yerini alıyor. Sorun, türban sorunudur. Maskelemesinler, türban desinler. Olay bu, herkes de buna siyasi simge diyor" sözleri ile tepki gösterdi.
MHP lideri Bahçeli ise, Sayın Erdoğan' ın, türban sorununu İspanya'da gündeme getirmesi 'yakışıksız' olarak niteledi ve Başbakan' ın, son açıklaması ile de türban sorununu çözümsüzlüğe ittiğini söyledi Ve "Türkiye'nin, milli ve manevi değerleri ile kurumları, Sayın Başbakan tarafından, yurt dışında gündeme taşınarak, tartışmaya açılması, alışkanlık haline getirilmiştir" dedi.
Hülasa, yıllardır, "Türban" ülke gündemini işgal etti. Bir kesim karşı çıkarak, diğer kesimde taraf olarak, kısır çekişmeyi sürekli ve kalıcı hale getirdiler.
Oysa yıllardır, Anadolu kadını allı, morlu, beyaz ve işlemeli yazmalarla başını örttü. Ne konuşuldu, ne de müdahale edildi. Ne zamanki kadınlarımızın başını örtmesi, "TÜRBAN" ve "Sıkma Baş" olarak gündeme geldi veya getirildi. Ve de siyasete alet edildi. Ülkemizin gündemine oturdu. İnancından dolayı başını örten onlarca kadını da mağdur etti.
Doğrudur. Müslüman olan kadınlardan isteyenler başını örtecektir. Nitekim de asırlardır öttü. Ancak bu örtmenin bir şekli yoktur. Hal böyle iken "Türban" ve "Sıkma Baş" da niçin ısrar ediliyor ve bir simge olarak takdim ediliyor, bunu da anlamak çok zor.
Elbette kişi/kişiler, kendi yaşamında başını istedikleri şekilde örtsün, Bu onların en doğal hakkıdır. Ancak kamusal alanlarda bu, bir amaç ve araç olarak veya resmi ideolojiye karşı kullanılıyorsa, bunun haklı bir mazereti de yoktur.
Nitekim bu yanlışlık, pek çok kadının okuma özgürlüğüne engel oldu. Hatta bazı üniversitelerde okuyan öğrencilerin, mürüvvetini görmek isteyen analar, törenlere alınmayarak, kapıdan çevrildi. Ülkede bu alandaki uygulamalar, ortamı daha da gerdi.
Şu bir gerçek ki, İktidar ve muhalefet bilerek veya bilmeyerek, dış ve iç şer odakları da kasıtlı olarak,"Türbanı" kullanıyor. Partiler ise karşı çıkarak veya taraf olarak, tabanlarına, mesaj gönderiyorlar. Sorunun ortadan kalması için değil de, gündemde kalması içinde gayret ve çaba gösteriyorlar. Velhasıl, siyasette, dini inançları siyasetin merkezine koymak ve siyaseti, dini inançları hákim kılmanın bir aracı olarak görmek, hep gündemde oldu.
Kamusal alanda ve üniversitelerde türban yasağı, hem demokratik ve laik devlet anlayışına, hem de Anayasa Mahkemesi ve AIHM karalarına tamamen uygundur. Bu gerçekler karşısında, denecek hiçbir şey yok. Ancak Türbanla ilgili kısır ve gereksiz çekişmeler ortamı gerdiği gibi, yanlış yorumlama ve uygulamalarda, ülkemizde, huzursuzluk yaratıyor. Çünkü çocuğunun mürüvvetini görmek için, mezuniyet törenine giden bir anne, başını örtülü diye kapıdan içeri sokulmazsa, o zaman şikâyet için, karakola giden veya mahkemeye çıkartılan kadınların, durumu ne olacak? Başını açmadan şikâyette bulunması engellenecek mi? Veya mahkemelerde, dinlenmeden hakkında hüküm mü verilecek?
Hastanelere giden kadınlara, "ya başını aç, ya da tedavi olma mı" denecek?
Türban nasıl sakıncalı görülüyorsa, bu tür uygulamalar da, demokratik ve laik devlet anlayışına ve insan hak ve özgürlüğüne uygun değildir.
Başörtüsü ile ilgili, çözüm vardır. Olmalıdır da. Çünkü bu tablo, hem ülkeye, hem de kutsal dinimize zarar veriyor. Şayet bazı kişi/kişilerin söylediği gibi, "Türban" ve "Sıkma Baş" siyasi bir amaç ve araç olarak kullanılıyorsa, ilgiller bunlarla uğraşmalı, Nüfusunun yüzde 98'i Müslüman olan ülkemizde, İlgililer, inancından dolayı başını örten kadınlara da çözüm bulmalıdır.
Artık kişi/kişiler, özellikle de politikacılar, tartışmayı ve yorumları bir tarafa bırakmalı, karşılık hoşgörü ve diyalog içinde, bu sorunu çözmelidir. Çünkü başörtüsü üzerindeki kişisel, siyasal ve dinsel sömürünün, yıllardır İslamiyet'e, ülkemize, özellikle de inancından dolayı başını örten kadınlarımıza, verdiği zarar ortada.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi