4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TÜRK DİLİNE, SAHİP ÇIKILMALIDIR

Tunceli Üniversitesi, üniversite senatosunun aldığı kararla 2009-2010 akademik yılının bahar döneminde başlanan, yeni derslerle ilgili yaptığı açıklamada, üniversite öğrencilerine yönelik, haftada bir saat seçmeli Kürtçe, Zazaca ve Anadolu Sevgi Felsefesi derslerinin verilmeye başlandığını açıkladı. 'Bu kapsamda 600 öğrenci Kürtçe, 400 öğrenci de haftada bir saat Zazaca eğitim alıyor. Ve nihayet! ABD ve AB' nin de isteği oldu. Bölünme yolunda, ilk adım da atıldı.
Oysa ABD, Fransa ve diğer tüm ülkeler, titizlikle kendi dilerine yönelip, kendi dillerinde yayın ve eğitimde ısrarlı iken, Türkiye'ye "ana dilde eğitim" adı altında Türkçe dışındaki eğitim ABD ve AB tarafından dayatılıyor. Ancak kendileri, bu kuralı uygulamaktan hep geri durdular ve çok sert kurallarda getirdiler
Nitekim ABD'nin 350 milyon nüfusunun üçte birinin ana dili İspanyolca ama kimse ABD'ye "İspanik kökenlilere ana dillerinde eğitim hakkı verin" demiyor. Bunu yasa güvenceye de aldı. Gerekçeleri ise ilginç olduğu kadar dikkat çekicidir.
Güya ABD' de, eğitim ve resmi yazışma masraflarından, tasarruf sağlamak. Ülkedeki AZ GELİŞMİŞ bölgelerin dil farkı sebebiyle geri kalmalarını önlemek. (Birleşmiş Milletler' in, resmi dil için kullandığı gerekçe budur; buna atıf yapılıyor.), İngilizce' nin "ABD'deki farklı etnik köken, kültür ve dilleri birleştiren temel olgu" olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini vuruluyor.
Ayrıca İngilizce Dil Birliği Kanunu, şu mecburiyetleri getiriyor:
* Kamu ve özel tüm işyerlerinde İngilizce kullanılması.
*Vatandaşlık başvurularının Güvenlikten Sorumlu Bakanlığa verilen "İngilizce bilme şartını yerine getirmek" yetkisine göre işlem görmesi.
Yine Fransa'da,1994 yılında, 665 sayılı bir kanunun 9. maddesine göre, Fransa'da bir malın reklâmı, yabancı kelimelerle yapılamaz. Bir taşınmaz mal üzerinde, bir gözlüğün,iç çamaşırın,kumaşın reklamı yabancı kelimelerle yapılmış ise,ilgili belediye,o taşınmaz mal sahibine ikazda bulunur. Şayet mal sahibi, ilgililerin uyarısını dikkate almazsa, gerekeni belediye yapar ve harcadığı parayı da mal sahibinden tahsil eder. Gerekirse de o gayri menkulü istimlâk bile eder. Fransa' da hiçbir devlet adamı, uluslararası toplantılarda, Fransızca'dan başka bir dille konuşamaz.
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, yabancı kelime kullanmak adeta moda oldu. Yabancı dille öğretim yapan kolejler açıldı. Veliler, bu kolejlerde çocuklarını okutmak için, adeta yarış yaptılar. Oysa ülkemizde kaliteli ve nitelikli eğitim, yalnız Türkçe ile eşdeğerdi
Öte yandan ülkemizde, pek çok işyeri yabancı kelimelerle açıldı. Medyada ve sohbetlerde, yabancı kelime kullanmak alışkanlık haline geldi. Sonuçta da bugün, arzu etmediğimiz tablo meydana geldi.
Hatırlıyorum da. Belçika'nın Brüksel kentinde bir işadamımız, "Sultan Kebap" isimli bir lokanta açmış, Belçikalı kadınlar, ellerinde pankartlarla, ismi protesto etmişler. Ve Türkçe ismin kaldırılmasını istemişler.
Yine ABD'de, İngilizce, Almanya' da Almanca, konuşmayanlar, toplumdan soyutlanır, hatta isteklerine cevap bile verilmez.
Türkiye'de de, benzer yasal tedbirlerin alınması zorunludur. Ülkemizde de Fransa'da olduğu gibi, yabancı isimlerle işyeri açılmamalıdır. Eğitimin tamamı Türkçe olarak gerçekleştirilmelidir. Yine Fransa'daki gibi, üretilen mallar, yabancı isimlerle pazara sürülmemeli, Medyada da Türkçe kullanma zorunluluğu getirilmelidir. Türk devlet adamları da, uluslararası toplantılarda Türkçe konuşmalıdır.
22. dönem Ak parti Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin ve Karaman Milletvekili Sayın Mevlüt Akgün, Türkçe' nin korunması için, TBMM'ne kanun teklifi sunmuşlardı. Teklif yasalaşarak hayata geçirildi mi bilinmez ama Türkçe' nin, korunması yasaya bırakılmayacak kadar da önemlidir.
Türkçe' nin, korunmasında ve kullanılmasında, en büyük görev, kişi/kişilere ve kurum/kuruluşlara düşmektedir. Tüm icraatlarda ve sohbetlerde, mutlaka Türkçe kullanılmalı, yabancı kelime kullananlar da mutlaka ikaz edilmelidir.
Türkçe, milli kültürümüzün ilerlemesi ve yayılmasında, kaliteli eğitimin gerçekleşmesinde önemli bir araç olduğu gibi, Milli duyguların gelişmesinde, bağımsızlığımızın ve ülke bütünlüğümüzün korunmasında, olmazsa olmaz konumdadır. O nedenle de Türk vatandaşlar için Türkçenin bilmesi ve kullanması, özellikle de korunması hem görev, hem de bir haktır. Nitekim Büyük Önder Atatürk " Türk demek, dil demektir. Ulusun çok açık niteliklerinden birisi de dildir. Her şeyden Önce ve kesinlikle Türkçe konuşulmalıdır." demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi