
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TÜRK MEFKURESİ
Türk Ocaklarını Eskişehir'deki bölge toplantısı, bildirisinde, "Türkçülük mefkûresi ve Türk milleti sevdasıyla, dolu olan Türk Ocakları, yüz yıldır olduğu gibi, bugünde, milletin birlik ve beraberliği, Türk devletinin, bekası ve bölgesel barışın sağlanması için, çalışmaya devam ediyor.. Toplumda, Türkçülük fikrinin yayılması ve bu maksatla milletimizin, her zamankinden daha fazla teyakkuz hâlinde olması için, Bilge Kağan'ın dediği gibi "gece uyumadan, gündüz oturmadan, çalışmaya devam ediyor." İfadeleri umut vericidir.
Ayrıca Türk Ocakları, Kırım ve Doğu Türkistan'da kardeşlerimize, Rusya ve Çin tarafından maruz bırakıldıkları muameleye karşı, Türk Ocakları her zaman onların yanında olacağını ve onları desteklemeye de devam edeceklerini. Özelliklede Suriye ve Irak'taki Türkmen mücadelesine, desteği sürdüreceklerini açıklamaları, siyasi iktidar, tarafından dikkate alınır mı bilinmez, ama İktidar, Mısır, Suriyeli muhaliflere ve Gazze 'ye gösterdiği ilgiyi, ne Iraklı ve Suriyeli Türkmenlere, ne de Kırım ve Doğu Türkistan'a gösteriyor..Irak ve Suriye'de, İki ateş arasında kalan, Türkmen ise Türkiye'den yardım bekliyor.
Ülkemizde ise dış ve iç şer odakları, hatta bazı siyasiler, Türklüğe, Türkçülüğe, Milliyetçiliğe karşı, adeta savaş açtıkları gibi, "TÜRK" kavramının, anayasa da yer almamasını istiyorlar.
Nitekim Meclis Anayasa Komisyonunun AKP'li Başkanı Burhan Kuzu, anayasa komisyonunda, Türk milleti kavramı, anayasada olmaz mesajı verdikten sonra," "Hadi Kürde öyle dedik, Yahudi var Rum var, Türk demekle Türk mü olur yorum yanlış." Diyerek "TÜRK" sözcüğüne karşı çıktı.
Oysa azınlıklar bile, aynı kanıda değildir. Nitekim Patrik Bartholomeos bile, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda vatandaşlık tanımı yaparken, "TÜRK DEVLETİNE VATANDAŞLIK BAĞIYLA BAĞLI OLAN HERKES, DİN, MEZHEP, DİL VE ETNİK KÖKEN GÖZETMEKSİZİN TÜRK'TÜR, TÜRKLÜK, BÜTÜN TÜRK VATANDAŞLARININ BERABERCE VARLIĞININ VE DAYANIŞMASININ İFADESİDİR." diye konuştu.
Ülkemizde, ulus devlet içinde, pek çok unsur yer almıştır. Çerkezler, Lazlar, Türkmenler, Gürcüler, Yörükler, Boşnaklar, Arnavutlar, Makedonlar, Kürtler, Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyetine oluşturmuşlardır. Hepsi de birinci sınıf vatandaştır. Devlet hiçbirini diğerinde yeğ tutmamıştır. Herkese de eşit davranmıştır.
Öte yandan Türk Milliyetçiliği, Sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan değil ruh ve eşit değerler arar. Eşitlik prensibine dayanır. Irkçılık, kozmopolitizm, mukaddesatçılık, şovenizim, totaliter milliyetçilik gibi akımlara karşıdır. Çünkü bu unsurları içeren veya hedefleyen milliyetçilik, antidemokratiktir.
Ayrıca Türkiye' de, etnik grup yok denecek kadar azdır. Nitekim Türkiye'de yaşayan insanların, en az yüzde 85'i, Türk kökenlidir. Bu derece homojen bir yapıyı, hiç bir millî devletin bünyesinde kolay kolay gösteremezsiniz. Nitekim ABD'de 'Ethnologue Data from Languages of the World' adlı araştırma kurumunun hazırladığı 'Türkiye'de Etnik Dağılım' başlıklı raporda, 2001 yılı içinde, Türkiye'de etnik nüfus oranı yüzde 13.79 olarak gösterilmiştir. Yani, ülkemiz nüfusunun yüzde 86.21 Türk asıllıdır.
Eylül 2005'te AB Eurobarometer Anketi'nde, ana dilini Türkçe olarak bildirenlerin, (yani Türk kimliğini benimseyenlerin) oranı ise yüzde 93 olarak tespit edildi Marko Polo bile, 13. asırda, bu ülkeye 'Türkiye' demiştir. Başta Anadolu olmak üzere, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar 'daki, bin yıllık Türk yerleşimleri ve bu bölgeye akın akın göç eden Türk nüfusu, arşiv kayıtlarında ayrıntılı şekilde tescil edilmiştir.
Bugün, etnik kimliği, bir sorun olarak ortaya atanlar, çözümü, "alt kimlik-üst kimlik" de görenler; Türkiye' yi bölmeye çalışanlar, ülkemizi bir kaosa sürüklediği gibi, Türk ve Kürtlere de ihanet içindedirler. Oysa birlikte, huzur ve refah içinde yaşamak isteniyorsa, İnsanımızı, tek yönlü, nefret ve ön yargıda kurtarmak gerekir.
Türkiye' de, bir kesim, "TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ" ne, "ULUS" ve "ÜNİTER DEVLETE" karşıdır. Onlar için, Türklüğü aşağılamak, ülkedeki bütün yanlışların, sıkıntıların kötülüklerin gerekçesi olarak göstermek, moda oldu.
Oysa Türkiye'de, Kürt'ü, Türk' ü, Laz'ı Çerkez'i, Ermeni'si yıllarca birlikte yaşadı. Hep "Türk'üz" diye haykırdı. Ama son yıllarda,iç ve dış şer odakları ülkeyi bölüp parçalamak için, ellerinden geleni yapıyor, en küçük fırsatı bile değerlendirmek için, pusuda bekliyor, cenaze üzerinden bile, çıkar elde etmeye çalışıyorlar
Türk halkı, kimliğine ve değerlerine sahip çıkmalıdır. Aksi halde, Rahmetli Turgut ÖZAKMAN' nın, "DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN, BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA HİÇ GERİ DÖMEZ..." uyarısı hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez.