Türk Ocağı 100ncu kuruluş yılını kutluyor.
Eskişehir Şubesi bu çerçevede resmikabul gününü yaptı.
Başbakan Yardımcısı da geldi.
Bekir Bozdağ güzel bir şey söyledi;
"Zaman zaman darbeciler, zaman zaman İngilizler, zaman zaman da bizimkiler kapattı.
Bu ocağı kapatanlar şimdi yok, ama siz yine buradasınız" dedi.
Türk Ocağı'nın azmini anlatan başka bir cümle olmazdı...
Etkinlikte çok güzel görüntüler vardı.
Örneğin her kesimden insanı bir araya toplayabilme yeteneğini yansıttı Türk Ocağı...
Bu dönemde az başarılır bir şeydi!
Kürsüdeki konuşmalar da hayli iz bırakır türde oldu.
Türk milleti olarak nereden geldiğimizi ve nereye doğru gittiğimizi ve elbette nereye doğru gitmemiz gerektiğini açıkça ortaya koyan konuşmalar vardı.
Etkilendik!
Ve ayrıca;
Türk Ocağı'na asıl bundan sonra görevler düştüğünü iyi anlatan söylemler de vardı.
Yine Bekir Bozdağ'ın bu konudaki tespiti oldukça kayda değerdi.
"İlimi, irfanla, kültürle, biz bugünü buluşturmak zorundayız.
Yıkılan köprüleri yeniden inşa etmek, kullanılmaz halde olanları kullanılır hale getirmemiz gerekiyor"
Kuşkusuz bunun için Türk Ocağı'na büyük görev düşüyor.
Öyleyse;
Türk Ocağı 100ncü yılı ile birlikte toplumla daha iç içe olmalı...
Bu yönde başlatılan çalışmalara perde arkasından değil;
Bizzat işin ucundan tutarak destek vermeli...
Öne çıkmalı, sorumluluk almalı...
Böyle olursa, peşinden daha büyük kitleleri elbette getirecektir.
Çünkü o kurum, 100 yıllık bir kurum.
Çünkü o kurum;
Herkesin büyük bir güvenini kazanmış, siyasete bulaşmamış ve insanların peşinden gitmek için asla tereddüt etmeyeceği bir kurum...
Bu vesile ile kutlu olsun 100 yıl...
Amacı yolunda nice yıllar olsun...