7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

TÜRK ÖĞRENCİ ANDI

    1933-2013 yılları arasında okullarda  her sabah söylenen  Türk öğrenci andının metni, Milli Eğitim Bakanlarından Dr. Reşit Galip tarafaından kaleme alınmıştı. Kaldırıldığı tarihe kadar hiçbir tartışma konusu olmadan gurur ve övünçle söylenen bu and, sözleri ve uygulamasıyla Anayasa, Türk Milli Eğitim Temel Kanunu ve pedagojik esaslara uygun olarak motivasyon yönü yüksek bir yemindi.
   Ant; yemin, kasem, ahit, söz verme anlamında olup Türkçe’de sık kullanılan ant içmek, bir şeyi yapmaya ve yapmamaya söz vermek karşılığındadır. Türk kültüründe ant içme, söz verme ilk dönemlerde de görülmektedir. Günümüzde de sürmekte olan kan kardeşliği, antlaşma, ant içme, sözleşme gibi kavramlar bu geleneğin önemini belirtmek açısından önemlidir.Andın esası sözdür, verilen söz ant içme töreniyle tamamlanır. İçilen ant, her durumda yerinde getirilir.
   Öğrenci andı, 80 yıl boyunca Türk çocukları tarafından  bir kalp sesi olup inanarak söylenmiştir. Ancak, bölücü örgütün dayatmalarıyla Türk ve Türkiye’ye ait ne kadar değer varsa yıpratılmaya, yozlaştırılmaya veya ortadan kaldırılmaya çalışılmış, ilk etapta öğrenci andının okunması bir yönetmelik değişikliğiyle yasaklanmış, devlet kurumlarından  T.C. ibaresi kaldırılmış, Türk diye bir milletin olamadığı aleni söylenebilmiş, etnik yapı üzerinden kimlikler tanımlanmıştır. Bütün bu zemin kaydırma çalışmaları  ‘Çözüm Süreci’ adı altında yapılarak bölücü örgütün isteklerine boyun eğilmiştir. Bu sürecin tehlikeli gidişi nihayet fark edilerek konu kapatılmış, bölücü örgütün anlayacağı dile göre hareket etmek tarzı yeniden benimsenmiştir. Lakin bu arada olan Türk Öğrenci Andına olmuş, yasaklama kararı yüksek mahkemelere taşınmış, kazanılan sonuç bu defa bizzat Milli Eğitim Bakanlığının itirazıyla tekrar gündeme alınarak andın kaldırılması onaylanmıştır.
    Türk Öğrenci Andı, kimi niçin rahatsız eder. Metindeki dilekler, görevler ve hedefler her Türk’ün gönlünde olan temenniler değil midir?
‘’Türk’üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!’’   
    Türk Öğrenci Andı konusunda duyarlı bir tavır sergileyen Türk Eğitim-Sen, hem taraf  hem takipçi olarak büyük mücadelenin merkezi durumundadır. Andı kaldıran yönetmelik önce yargıya taşınmış, üyeleriyle birlikte en üst düzeyde tepki verilmiştir.
  Üzüntü verici husus, Milli Eğitim Bakanlığının Türk Öğrenci Andının kaldırılması için taraf olmasıdır. Oysa 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 2. Madde 1. Fıkrası ; ‘’ Türk Millî Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,
1-Atatürk inkılâplarına ve Anayasanın başlangıcında İfadesini bulan Türk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlâkî, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan millî, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek…’’ ifadesi yok sayılmıştır. Bu tutumuyla Bakanlık kendi varlık sebebini de ortadan kaldırmıştır.
    Türk Eğitim- Sen Genel Başkanı Talip Geylan, meşum kararın basına yansıyan şekli üzerine yaptığı açıklamayla gönülleri bir nebze de olsa rahatlatmıştır. Geylan, konuya iki vurgu yaparak taraf ve takip konusundaki kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade etmiştir:  
‘’1-Türk Eğitim-Sen, Danıştay 8. Dairenin verdiği ve hukuki geçerliliği olan kararın korunması amacıyla öncelikle Danıştay nezdinde karar düzeltilmesi için girişimde bulunacak, aksi bir durumda ise Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak hukuki süreci sonuna kadar sürdürecektir.
2-Ayrıca şundan da hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Türkiye sevdalısı öğretmenler, Öğrenci Andı’nın ihtiva ettiği anlayış ve değerlerin, geleceğimizin mimarı öğrencilerimize kazandırılmasının teminatıdır.’’
       Eğitim, milli olma özelliğini her devir ve her çağda yaşayıp taşıyarak değerleriyle birlikte nesilden nesile aktarır. Eğitim; muhtevası itibarıyla milli, metodları yönüyle bilimseldir. Eğitim alarak kişilerin kazandığı davranış değişiklikleri millet olma ülküsünde birleşir.
     Milli Eğitimde bilinen bir başarısızlığın olduğu en yetkili kişiler tarafından defalarca açıklanmış, bu yetersizliğin giderilmesi için neler yapılacağı bir türlü söylenmemiştir.
   Türk milletinin hassas olduğu değerlerle oynanarak bir yere varılamayacağı gayet açıktır.
          Ne güzel demiş atalar: ‘’ "kem âlât ile kemâlât olmaz.’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi